une

13 4 1
                                    

Maya sınıfa adımını attığında birkaç kişinin ondan önce geldiğini fark etti. Okulun bu senesi başlayalı iki hafta olmuştu, genelde sınıfa ilk giren kişi o olurdu ve ders başlayana kadar uyurdu ama bugün her zamankine göre daha çok kalkmıştı.

Çantasını cam kenarı en arkadaki sırasına astı ve oturdu. Okulun ilk gününden bu sırayı kapabildiği için çok mutlu olmuştu, en az göz önünde olan sıraydı.

Çantasının ön gözünden telefonunu ve kulaklıklarını çıkarttı. En sevdiği çalma listesini başlattıktan sonra kulaklıklarını taktı ve kafasını kollarının üstüne sıraya koydu. 

the weeknd- after hours

Şarkının en sevdiği ritim kısmı geldiğinde hafifçe kafasını hareket ettirmeye başladı. Eylül ayının sonunda doğru yaklaştıkları için dışarıda yağmur yağıyordu, bu da ayrı bir huzur sağlıyordu.

Ön sırasında bir hareketlenme hissettiğinde kafasını hafifçe kaldırdı. Her sabah olduğu gibi ön sırasında oturan Ege yine hareketli bir şekilde yerine yerleşmişti. Her sabah ya telefonunu, ya çantasını ya da çantasından çıkarttığı herhangi bir şeyi yere düşürürdü.

Maya kafasını geri çevirdi ancak kolundan hafifçe dürtülünce sıkıntıyla iç çekip kafasını tamamen kaldırdı ve kulaklıklarını çıkarttı. Karşısında çekinerek ona bakan Ege'yi görünce yüzündeki sert ifadeyi yumuşattı. ''Efendim?''

''Defterim, senin sıranın altına düştü de. Verebilir misin acaba?'' dedi çekinerek. İki haftadır arka arkaya oturmalarına rağmen aralarında pek bir diyalog geçmemişti.

Maya hafifçe sırasının altına eğildi ve açık bir şekilde yere düşen defteri kaldırdı. Sayfanın üzerinde duran ufak burç çizimlerini görünce şaşkınca kaşlarını hafifçe yukarı kaldırdı. ''Sen mi çizdin?''

Ege kafasını onaylar anlamda salladı ve defterini eline aldı. ''Evet, daha tamamen bitirmedim ama. Minimalist dövme çizimleri gibi bir şey...''

''Gerçekten mi?'' dedi Maya. ''Ben de ufak bir dövme yaptırmayı düşünüyordum.'' dedi ve baş parmağının altında bileğe doğru yaklaşan kısmı gösterdi, ''Şuraya ufak bir şey belki. Bilmiyorum.''

''İstersen senin için de bir şeyler çizebilirim.'' dedi Ege ve sonra dediği şeyi fark edip ufak çaplı bir panik geçirdi, ''Yani profesyonel değilim tabii ki ama, yani beğenmezsen de yapmazsın zate-''

''Sağ ol, harika olur.'' dedi Maya gülümseyerek. Ege de hafifçe gülümsedi ve önünde döndü.

Sınıfa Rüya girince Maya kafasını ona doğru çevirdi, göz göze geldiler ama Rüya hemen kafasını başka yöne çevirdi ve sınıfın diğer ucundaki sırasına geçti.

Rüya ile Maya geçen sene arkadaşlardı, beraber bir sürü vakit geçirmişlerdi ama nedense bu sene Rüya Maya ile olan konuşmasını kesmişti. Maya'nın çok da umrunda değildi ama sebep vermeden ortadan kaybolması sinirini bozmuştu.

Birkaç dakika sonra hoca da derse girince herkes yerlerine geçti. Sıkıcı bir kırk dakikanın ardından ders bitince Maya kitaplarını toplayıp sıra altına yerleştirdi. Çantasının ön gözünden para aldı ve kantine doğru ilerledi.

Kantin sırasına girdi ve beklemeye başladı. Birisinin kısık sesle ona seslendiğini duyunca arkasını döndü ve karşısında Ecem'i gördü. Ecem, Maya'nın ortaokuldan arkadaşıydı. Liseye geçince aralarındaki arkadaşlık eskisi gibi devam etmemişti, Ecem lisede kendine çok güzel bir çevre kurmuştu. Sadece arada bir Maya'nın yanına uğrayıp kısa sürekli muhabbetler ediyordu.

la faveurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin