2-AFERİN

207 38 8
                                    

Üzerimde tonlarca ağırlık varmış gibi hissediyorum.Göz kapaklarım açılmamak için savaş veriyor sanki.Uzun uğraşlarım sonucu göz kapaklarım açılmaya başladı. Gördüğüm ilk şey beni kör etmeye yemin etmiş beyaz bir ışık oldu. Kafamı çevirdiğimde annem yanımdaki koltukta uyuyordu ama gözleri tam kapalı değil gibiydi.Gözlerinin altı ağlamaktan şişmişti ve burnu kızarmıştı. Yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Annemi incelemeye başladım. Sarı saçları ve okyonusu andıran masmavi gözleri vardı. aynı benim gibi. yani aslında ben onun gibiyimdim.

Neden sonra kolumda bir serum olduğunu farkettim. İstem dışı bir hareketle elimi karnıma götürdüm. Çok şiddetli bir ağrı vardı. Etrafıma bakınmaya başladım. hastahenede olduğumu anlamam birkaç saniyemi aldı. Kafamı toparlamaya çalıştım.Hatırladığım son şey yaklaşık on kişinin kavga ettiğiydi.daha sonra bir silah sesi gelmişti ve en son gördüğüm şey ise kandı. başka hiç bir şey hatırlamıyordum. telefonumdan gelen melodiyle düşüncelerimden sıyrılıp telofunumu bulmaya çalıştım. çantam komidinin üzerindeydi büyük ihtimalle telefonumda içindeydi. Bu biraz zor oldu ama komidine uzanıp çantamı almayı başardım.

GİZLİ NUMARA

Normalde olsa açmazdım ama bir anlık merakıma yenik düşüp telefonu açtım.

"birazdan polisler ifadeni almak için gelecekler. eğer bi saçmalık yapıp beni polise şikayet edersen bu sefer bu kadar kolay kurtulamazsın. belki de senden önce annenin hayatına son verip seni bu acıyla yaşatırım ha ne dersin? az önce ona olan bakışlarından onu ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor.benim şakam yok.Yaparım..."

tam ağzımı açacağım sırada telefonu yüzüme kapattı. haklıydı. hiç şakası yoktu. telefondan gelen ses gayet kendinden emin ve netti.

fakat bi sorun vardı. o burada mıydı? beni mi izliyordu? etrafıma bakındım. hemen karşımdaki cam odanın içine bakıyordu.kalın bi perdeyle kapatılmıştı. ama alt tarafı açıktı. beni buradan izliyor olabilirdi. eğer öyleyse polise vereceğim ifadeden de mutlaka haberi olurdu.

aslında o kadar da umrumda değil. en azından bu işi kendim yapmamış olurdum ama ölmedim işte.

annem yavaş yavaş gözlerini açtı. bana baktığında koca bir sevinç çığlığı atıp hemen bana sarıldı.annem. kokusu her şeyin kokusundan güzel. kafamı onun omzuna gömüp daha çok çektim içime o güzel kokusunu. birbirimizden ayrılmamız biraz uzun sürmüştü. yüzünde kocaman bir gülümsemeyle " ben hemen doktora uyandığını haber verip geliyorum" dedi ve koşar adımlarla odadan çıktı.

yaklaşık 5 dakika sonra yanında kel ve yaşlı bir adamla içeriye girdi. doktor bana bir gülümseme fırlatıp yanıma geldi.nabzımı ve kalp aışlarımı kontrol ettikten sonra yüzünden hiç düşmeyen gülümsemesiyle konuştu."durumu iyi ama bu gece burada yatsa daha iyi. Kanama olabilir."

doktor çıktıktan sonra içeriye polisler girdi. işlerini bir an önce bitirip gitmek istiyor gibi bir halleri vardı.

kısa boylu ve saçlarının önleri kelleşmiş olan adam yanıma geldi.

"anlatabilecek durumda mısın?"

Sanırım anlatabilirdim. Bir an önce bu sıkıcı ifade verme işinden kurtulmak isteğiyle can atıyordum resmen.

"anlatabilirim."

"tamam şimdi sorularıma dürüstçe cevap vermeni istiyorum"

gözlerimi devirip iç çekme isteğimi son anda durdururken polis memuruna döndüm.

"tamam sorabilirsiniz"

"sizi kim vurdu?"

"görmedim. Yolda yürürken birden patlama sesi geldi.Sonra acıyı hissettim. Uyandığımdaysa buradaydım."

"peki nerede oldu bu olay?"

tam yerini de vermem beni vuran kişi için sorun oluşturabilirdi sanırım. Annemi tehlikeye atamazdım ve bu işi şansa bırakamazdım. mantıklı cevaplar vermem gerekiyordu.yolda giderken bir park gördüğümü hatırladım. pek kimse yok gibiydi.

ben bunları düşünürken polis memuru neden hala cevap vermediğimi düşünmüş olacak ki kaşları çatıldı.

"hava almak için dışarı çıktığımda bir park gördüm. pek kimse yoktu. sadece sigara içen birkaç yaşlı adam vardı. burada kafamı dinleyebileceğimi düşünüp oraya doğru ilerlerken..."

fena çuvalladım eğer ben giderken vursalardı sırtımdan vurulurdum karnımdan değil.

" evet seni dinliyoruz"

"şey ayakkabımın bağacığı çözülmüştü onu bağlamak için durdum arkamda kaldırım vardı. kaldırımdan destek almak için oraya doğru ilerledim sonra olan oldu.sanrım arkamı dönmeseydim vurulmazdım. tamamen bir tesadüf yani zaten kurşun bana yanlışıkla gelmiş olmalı"

adamın kaşları iyice çatılırken ona bir gülücük fırlattım.

"tamam şimdi gidiyoruz hatırladığın veya gözünden kaçtığını anladığın herhangi bir şey olursa derhal karakola gel. burada daha önce hiç kimsenin vurulduğunu duymadım. senin de yanlışıkla vurulduğunu sanmıyorum.birisi bunu kasıtlı olarak yapmış olabilir. kendine dikkat etmen lazım ufaklık."

ona gülümsedim fakat bu zoraki bir gülümsemeydi.

"tamam memur bey teşekkürler"

o da bana gülümsedi ve diğer polislerle birlikte odadan çıktılar. üç kişi gelmelerinin sebebi neydi ki. soruları zaten bir kişi sordu.

kafamı iki yana sallayıp. kendime kızdım. "vuruldum ve annemin canı tehlikede düşündüğüm şey ise polislerin neden tek kişi gelip gelmediğiydi.

annem konuşma boyunca dışarıdaydı ve içeriye girdi. kapı birden açılınca bu irkilmeme sebep oldu.

"Derin ne oldu, ne dediler?"

"olay hakkında birkaç soru sordular o kadar anne."

"peki kim vurdu seni?"

"bilmiyorum." iç çektim. gerçekten bilmiyordum.

"ben sana sıcak bi şeyler getireyim Derin başka bir şey ister misin?"

"yok annecim teşşekkür ederim bir kahve getirsen yeter."

"peki" deyip gülümseyerek odadan çıktı. aslında midem bulanıyordu ama sıcak bir şeyler içmek iyi gelebilirdi çünkü içim üşüyordu ve bunun manevi bir üşüme olduğuna emindim. kahve bir etki etmeyecekti bu üşümeye ama olsun.

gelen mesaj sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp telefonuma döndüm.

isim yazmıyordu. yazmasını da beklemiyordum aslında. mesajı açtım.

"aferin"

aferin mi? niçin?

ah evet ifade verirken onu polislere şikayet etmediğim için. bu kadar salak olamazdı değil mi? numarası şuan elimdeydi ve numarayı istediğim zaman polise verebilirdim.yeni bir mesaj sesiyle telefonuma döndüm.aynı numara...

"konuştuklarımız hala geçerli. numarayı polise vermeye sakın kalkışma. anneni öldürmek saniyelerimi bile almaz."

şimdi de zihnimi mi okuyordu? harika.

VAHŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin