32. Bölüm

54 21 32
                                    

Elife planı anlatığım için ne yapması gerektiğini biliyordu.

Sırık cenk elife doğru yürüken, bizde uzaktan onları izliyorduk. Aynı zamanda telefonla benimle konuşuyordu, elifin yanına yaklaştığı an elif planım doğrultusunda ilerleyip hemen dönme dolaplardan birine bindi.

Sırık cenk,"Çok hızlısın ufaklık birlikte binicez yoksa binmem." Dedi gıcık aldığım sesi ile gülerek.

"Yakalarsan bin demiştim"

Sırık cenk, " peki" dedi hemen elifin bindiği sepete binerek tam o anda ise elif arkası sırığa dönük olduğu için hemen yere atladı. Dönme dolap aşağıda olduğu için sorun olmamıştı. Sırık cenk sinirlenmiş olacakki dönme dolaptan inmeye heveslenirken, çalışması ile orada kaldı.

Oh olsun  ona az bile skshaiavsuwbzuab.

Elifde hemen başka bir sepete bindi. Çünkü sırığın henüz planımızı anlamasını istemiyorduk. Eğer elifde dönme dolaba binmeseydi ne yaptığımızı anlaması zor olmayacaktı, ama biz böyle yapınca sadece onunla yan yan olmak istemediğimi düşünecek.

Sırık cenk, "Neden yanımda kalmayıp da başka sepete bindin ufaklık! Ne güzel birlikte manzarayı seyredecektik."

"Seninle yan yana duracağımı mı sanıyorsun sırık!"

Sırık cenk, "Dönme dolapta miğdem bulandığını söylemiştim ufaklık!" dedi sinirle.

O bizi görmüyordu, ama onu net görebileceğimiz bir yere saklanmıştık. Dönme dolap yükseldikçe sırığın yükselik korkusu olduğu, yukarıdaki korkak ve komik hallerinden belli oluyordu. Normalde başkası olsa asla korkusuyla ona ders vermezdim, ama bu çocuğa haddini bildirmezsem başıma bela olacaktı ama bilmiyor ki asıl belanın kim olduğunu sjsjsjskskajajs.

Şu an o kadar komik bir şekilde duruyor ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Sağıma baktığım da alazında kahkaha atığını görmemle tekrar dönme dolaba bakınca gülmekten karnım ağrıdı.

Sırık, havalı, kötü çocuk gitmiş, 3 yaşında ki küçük çocuklar gibi gözünü kapatmış, "lannn indirin çabuk beni!" diye bağırıyor.

Bide yüksekte miğdem bulanıyor diye yalan söylemişti, asıl mesele deli gibi yüksekten korktuğuydu.

Biz alazla birlikte, sırığa dayanmayıp gülünce sesimiz ona gitmesin diye telefonu suratına kapatıp gülmeye devam ettim. Çünkü  ona gülmemek elde değildi.

Ben ona bakıp  gülmeye devam ederken tekrar araması ile zar zor gülmeyi bırakıp, aramayı cevapladım.

Sırık cenk, "Neden telefonu yüzüme kapattın? Çabuk indir beni burdan!"

"Niye lennn koktunmuuu? Farkındaysan bende dönme dolaptayıp. Nasıl indireyim seni?"

Sırık cenk, "Dalga geçme ufaklık! Hem bilerek yaptın dimi?"

"Aaa kuru iftaraaa!!! Ula ben nerden bileyim senin yükselik korkun olduğunu? Hem suç senin! Sana yüksekten korkuyor musun? Diye sorduğumda evet deseydin binmeyecektik."

Sırık cenk, "Sen dur ufaklık hele bir inelim, tatlı bir cezan olacak, her şeyin bir bedeli vardır değil mi?"

Yaw he heee...

Sırık cenk, "Bir şeymi dedin ufaklık?"

"Diyorum ki ne bedeli ya? Ben masumummm!!! Sadece dönme dolaba bindim"

Sırık cenk hala dönme dolapta mahsur kalmışken A planım tıkır tıkır işliyordu.

Dönme dolabın yavaşlayıp, aşağıya doğru gelmesi ile neyseki elif hızlı bir şekilde inip, B planımın olduğu sürpriz yere koşmaya başladı.

Her fırsatta bu lunaparka gelip, bu koca yerde kaybolarak yolmuzu bulduğumuz için avucumuzun içi gibi biliyorduk buraları.

Sırık cenk, "Nereye gidiyorsun ufaklık dedi elifin peşinden giderek."

"Nereye gittiğimi öğrenmek istiyorsan öncelike beni yakalamalısın sırıkkk."

Evettt sürpriz yerimizi merak ediyorsunuz değil mi???

Sırığın en büyük korkusuyla yüzleştircektik onu, ama dönme dolaptam sonra hayatta elifin peşinden gidip oraya girmezdi. Bu yüzden onu oraya koymak için çok güzel bir palanım vardı.

Eliften;

Tuana'nın bana yapmam gerekenleri anlatması ile A planını başarıyla yerine getirip, hızlı bir şekilde dönme dolaptan inip, luna parkın en büyük labirentine doğru koşmaya başladım. Tabii ki de sırık cenki labirentle korkutamazdık. Sadece labirent sayesinde haberi olmadan sürprizimiz ile karşılaşacaktı. Ben labirente doğru koşarken alaz ile tuana önden gidip iki kişilk bilet verdi bizim için görevliye. Yoksa labirente alınmazdık ve sırık cenk beni yakalayınca ifşa olur, tuana olmadığımı öğrenirdi ve planımız suya düşerdi.

Tam labirentin girişine geldiğimde tuana ile alazda benden önce labirentin arkasından dolaşıp, sürprizimizi hazırlamak için güzel yerimizde bekleyeceklerini söylediler. koşmanın ardından sonuda labirente girebildim. Sırık cenkde peşimden girdi. Bu labirent çok büyük daha önce tuana ile geldiğimizde 20 dakikada çıkışa ulaşılırken, biz iki buçuk saat boyunca labirente mahsur kaldık. Daha sonra çıkmayı başardığımız da görevliye gidip, kızınca ip uçlarını gösterip, buna uymayıp rastgele dikkatsizce boş boş dolandığımız için kaybolduğumuzu söylemişti. Labirenti bildiğim için hızlı bir  şekilde planı ilerletiyordum. Sırık cenkin, "ahh ufaklık çok hızlı koşuyorsun ama yakalarsam bırakmam, bence şimdiden teslim ol" deyip gülmesi ile arkama bakmadan koşmaya devam ettim. Neyse ki atletizmci olmam artı puan olmuştu bana. Yoksa o çocuğun kabak ağacı gibi olan boyu ile 2 saniye de yakalanırdım. Çıkışa doğru giderken önüme çıkan ilk kapıdan girip düz bir tüneli andıran bölmede koşmaya devam ettim. B planımıza geçiş yapacağımız sürpriz kapıya gelince içeriye girip, tuananın dediği gibi hızlı bir şekilde arka kapıdan çıkıp, lunaparkın karşısında ki kafeye doğru koşmaya başladım, cenkde çoktan tuzağa düştü zaten...

_____________________________________________

Selam aleyküm nasılsınız?

Bölümü nasıl buldunuz?

Bugün 2 bölüm birden attım umarım yorumlar 2 bölümde de çok olur...

EYVALLAH BROM (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin