NEHİR ZORLU...
Çalan alarmımı hemen kapattım ve saate baktım. Saat sabah 5 di. Bu saate uyanırım çünkü her şeyi tam olarak ailem uyanmadan halletmem gerekli. Şimdi yarım saat benim hazırlanmam sürüyor yani saat 5.30 civarı hazırım, yarım saat kahvaltı hazırlarım saat oldu 6, 15 dk yemek ye, 15 dk kendi tabağımı falan kaldır, oldu 6.30. Zaten 6da herkes uyanıyor ve 6.20 hazır oluyor. Okula yürüyerek gidiyorum ve bu yarım saat sürüyor. Okulda Gece ile sohbet, 1 saat sonra ders zili çalıyor. Yani dakik olmam önemli!
Ben bunları anlatırken üstümü giymiştim ve bu sefer hızlıydım. 25 dakika sürdü, 5 dakika tasarruf ettim. Bu önemli!
Hemen mutfağa indim ve kahvaltılık malzemeleri çıkartıp masayı kurdum ardından menemen yaptım ve masaya koydum. Biraz yedikten sonra masadaki tabağımı, bardağımı, çatalımı ve peçetemi topladım.
O sırada herkes aşa iniyordu.
Saat 6.30 olmuştu. Hemen üstüme ceketimi geçirdim ve okula doğru yol aldım.
Yolda müzik dinlemek için kulaklığımı çıkardım.
O sırada düşünmeye başladım. Pazartesi en sevdiğim gündü çoğunluğun aksine. Nede olsa yeni bir haftanın başlangıçıydı ve abimlerin dersine girmediğim tek gündü. Evet bizim okulda, yani benim sınıfımda haftanı ilk dersi matematik değildi. Bir rüya gibi olduğunu biliyorum. Neyse şarkının sözlerine odaklandım.
Ben şarkıyı 10 defa falan tekrar dinledikten sonra okula varmıştım.
Hemen kantine indim ve gözlerim ile Geceyi aradım. Öğretmenler masasının orada oturuyordu. Ama abimler ve babam da öğretmenler masasındaydı... Yanına oturdum ve ona sorgular şekilde baktım. Omzunu silkti ve "Başka boş masa yoktu" dedi. Onu kafamla onayladım ve dinlemeye başladım "diyorum ki okuldan sonra AVM mi gitsek?" üzgünce kafamı iki yana salladım. "Üzgünüm ama gelemem. Abimler göndermez." üzgünce beni onayladı ve biraz havadan sudan konuştuk ve zil çaldı.
Hemen koşarak merdivenlerden çıktık ve koridorda sınıfı aradık. Bulur bulmaz sınıfa daldık ve en arkada cam kenarındaki ikili sıraya geçtik. Biz Türkçe kitabımızı ve defterimizi çıkarırken öğretmen geldi. Yoklama alındıktan sonra derse başladık.
🕙🕗
Okul sonunda bittiğinde eve doğru yürümeye başladım.
Eve gelince hemen odama gidip üstüme turuncumsu pijama takımımı giydim.
Mutfağa indim ve akşam yemeğini hazırlamaya başladım. Pilav hazır olunca tabaklara koydum ve masaya yerleştirdim. Karnıyarık ve cacıklarda hazır olunca hepsini masaya taşıdım. O sırada abimler ve babam eve gelmişti ve salonda haberleri izliyordu.Salona gidip "Yemek hazır" diye mırıldandım hepsinin duyucağı şekilde. Bana alışık olduğum tiksinir ifadeyle baktılar ve yemek masasına geçtiler. Bende mutfakta tabağıma bişeyler koyup yedim.
O sırada benim adımı duyunca onları dinlemeye başladım. "Baba, neden Nehiri okuldan aldırmıyoruz?" Renas abimin sorduğu soru ile yüzüm düştü. Beni okuldan aldırmak mı istiyor? Babam "Maalesef 18 yaşına gelene kadar olmaz. Sonra zaten evden atarız onu." dedi. Cidden mi? Beni bide evden atıcaklar. Öğrendiğim iyi oldu. Ne de olsa artık para biriktirmiye başlayıp iş bulabilirim.
Onları duymamış gibi yapıp tezgahtaki eşyalarımı makinaya yerleştirdim.
Herkes yemeğini bitirince sofrayı kaldırdım. Odama gidip dinlenme kararı aldım.
Yatağa girer girmez kendimi uykunun sıcak kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Nehir hikayesi... //abilerim
Chick-LitDüşünün, 17 yaşında, 3 abisi olan, Annesini doğumunda kaybetmiş ve tanımayan Nehir Zorlu adında bir kızsınız. İşte Nehirin hikayesi...