•STAJYER•

1.8

"Daha iyi misin ?"
Dedi Rose
"Evet"
Dedim zoraki bir şekilde gülerek, tabağıma döndüm. Yanımıza Taehyung oturdu.

"Günaydın kızlar"
"Günaydın Tae"
Dedi Rose
"Bugün nasılsın Lisa ?"
Diyen Taehyung'a gülerek baktım.
"Çok iyi"
Dedim

O da güldü, tabağındaki kanatları benim tabağıma koyunca hafif tebessüm ederek bende tabağımdaki tavuğun göğüs kısmını onun tabağına koydum.
"Siz neden sevgili gibi davranıyorsunuz ?"
Dedi Rose

Hepimiz onun dediğiyle güldük. Kafeteryaya giren jungkook'la göz göze gelince gülmem soldu. Boğazımı temizleyerek tepsimi alıp ayağa kalktım.

"Ben doydum size afiyet olsun"
Dedim, onlardan uzaklaştım. Elimdeki tepsiyle Jungkook'un yanından geçerek tepsiyi çöpe attım.

Asansörün önüne gelince elimdeki kartla asansörü çağırdım. Asansörün gelmesiyle binerek derin bir nefes aldım. Neden kalbim hâlâ hızlı atıyor ?

Boşverip asansörü incelemeye başladım. Bu asansöre ilk defa tek başıma biniyordum. Zaten ilk kez jungkook'la binmiştim...onun kucağında- boşvererek ilgimi asansöre çalan şarkıya verdim.

Bizim şarkımız çalıyordu. Gülümsemeden edemedim. Demek ki böyle bir hismiş, asansörden inip dans odasına girdim. Kenardan müziği açarak kendimi ritme bıraktım.

Deli gibi dans ederken kapının açılmasıyla umursamadan devam ettim. Şuan etrafı göremeyecek kadar motive olmuştum.

Şarkının bitmesiyle durdum.
"Konuşmalıyız"
Kenara bakınca Jungkook'u gördüm.
"Konuşacak hiçbirşeyimiz yok"
Dedim

"Lisa-"
"Jungkook dünü sanki yaşamamışız olarak düşünelim eskiden olduğu gibi ben senden nefret edeyim sende beni görmemeye devam et"
Dedim

Havluyla terlerimi silerken bir yandan su içiyordum.
"Lisa"
Onu takmayarak müzik sisteminin yanına giderek şarkı aramaya başladım.

"Planın bu mu ? Ben görünmezmişim gibi mi davranacaksın ?"
"Tam üstüne bastın"
Diyerek yeni bir şarkı açtım.

Dans için hazırlanmıştım ki bileğimi tutmasıyla ona baktım.
"Bırak bileğimi"
"Bak-"
"JEON JUNGKOOK!"
İkimizde kapıya dönünce Taehyung'u gördük.

Yanımıza geldi.
"Ona bir daha sakın dokunma"
"Sanane bundan"
Dedi Jungkook, Taehyung Jungkook'a doğru bir adım atınca önüne geçip ellerimi Taehyung'un göğsüne koydum.

"Yapma"
Dedim gözlerine bakarak, Taehyung gözlerini sinirle kapattı ve kafasını yukarı kaldırınca adem elmasıyla bir süre bakıştım.

Bana dönerek elimi tuttu. Beni peşinden çekecekken jungkook'da diğer elimi tuttu. Taehyung arkasını dönüp benim elimi tutan Jungkook'a baktı.

"Derdin ne senin ?!"
Diye bağırdı sinirle
"Aranızda ne var ?"
Dedi
"Bu seni hiç ilgilendirmez"
Dedi Taehyung, elimi Jungkook'un elleri arasından çekmeye çalışsam da çok güçlü tutmuştu elimi.

"Jeon Jungkook karar ver onu seviyor musun ? Sevmiyor musun ?"
Taehyung'un dediğiyle jungkook bana baktı. Kafamı hızla yere eğdim
"Ben onu..."
Diyerek durdu.

"...sevmiyorum"
Gözlerim yanarken, Taehyung beni kendine çekti. Jungkook'da elimi bıraktı.
"O zaman ondan uzak dur!"
Diyip beni dışarı doğru çekiştirmeye başladı.

•••••

"O pislikte bu kadar acımasız olmak zorunda değildi!"
Dedi Rose sinirle, bacaklarımı kendime çektim.
"Belki de en iyisi"
Dedim

"Ne demek en iyisi ?"
Dedi
"Boşver, uzun süredir jimin'le seni konuşmadık"
Dedim
"Ahh"
Diyerek güldü.

"Ne iş ?"
Dedim sırıtarak
"Çıkıyoruz."
"Açıklayacak mısınız ?"
"Yani jimin açıklamak istiyor ama ben kesinlikle açıklayamam çünkü şimdi açıklarsak insanlar benim yükselmek için jimin'le çıktığımı düşünürler"
"Doğru"
Dedim

Telefonuma mesaj gelince elime aldım. Jungkook yazmıştı. Göz devirerek mesaja girdim.

Jeon Jungkook:
Noona erkek arkadaşın var mı ?

Yazdığıyla biraz düşündüm. Bilerek soruyordu. Ne cevap verecektim ? Bir süre bekledikten sonra onun canını yakmayacak bir şekilde açıklamaya başladı- bir dakika banane! Canı acırsa acısın!

Ben:
Evet Jungkook çıktığım var

Jeon Jungkook:
Peki niye bana yazdın ? Madem erkek arkadaşın vardı.

Ben:
Üzülme diye

Aslında bir nevi doğruydu başta dalga geçmek amaçlı yazmıştım ama sonradan ona üzüldüğüm için konuşmaya devam ettim.