Yatağın Altında ki Canavar
|1.Bölüm|
'Bana yardım et!'
'Beni kurtar!'
'Beni serbest bırak!'
Sesler.
Sesler susmuyordu. Sadece 8 yaşında olan bu çocuk yatağında ellerini kulaklarına kapatarak ağlıyor, seslerin kesilmesini bekliyordu.
Korkuyordu.
Korkuyordu çünkü yatağının altında bir canavar vardı ve annesi ona inanmıyordu. Yatağının altındaki canavar her gece onu korkutuyor ne zaman yataktan kalkmak istese ahtapota benzeyen kollarıyla onu yatağa bağlıyordu. Bazı geceler rüyalarına giriyor aynı kelimeleri söyleyerek ufak çocuğu daha çok korkutuyordu.
'Kurtar beni!'
Ufak çocuk düşünmüştü çünkü eğer yatağının altındaki canavarı kurtarırsa kendiside kurtulacaktı. Çünkü o canavar rüyasında ona öyle demişti, ama nasıl kurtaracaktı onu. Ne yapabilirdi de kurtarabilirdi. O sadece 8 yaşındaydı 3 senedir yaşadığı bu olaya bir türlü alışamıyor ama kurtulmak istiyordu. Ailesi ona inanmıyor, hâyâl görüyorsundur diyerek geçiştiriyordu. Şimdi ise korkusuna bir ara vererek bir şey yapacaktı.
Yatağının altına bakacaktı.
Onu susturmayan o sesin sahibine, onu korkutan o sesin sahibine.
O canavara bakacaktı.
Dudaklarını birbirine bastırarak yaşlı gözlerini silmiş üstündeki battaniye yi bacaklarıyla iterek üstünden atmıştı. Derin nefes alarak ellerini hızla atan kalbine koymuş masumane bir sesle "Sakin ol kalbim, korkacak bir şey yok," demişti. Ellerini yumruk yaparak yavaşça yatakta sürtünerek yataktan parmak uçlarına basarak inmiş soğuk zemin küçücük ayaklarını üşütürken korkudan gözleri dolmuştu. Bu kadar korkarken oraya nasıl bakacaktı.
Ama bakmalıydı.
Bakmalıydı çünkü o canavarı ordan çıkaracak kendini kurtaracaktı. Yavaşça tek dizi üstüne çökmüş diğer dizinide yere koymuş ardından ise iki elinide yere koyarak eğilmişti. Gözlerini sımsıkı kapatarak yavaşça yatağın çarşafını yukarı kaldırmaya başlamıştı. O kadar yavaş yapıyordu ki sanki yavaş açarsa korkmayacaktı. Çarşafı tamamen kaldırdığında ise yüzüne vuran nefeslerle sımsıkı gözleri ardından kirpikleri titremiş ufak çocuk titrek nefes alarak yavaşça gözlerini açmıştı.
Sonra ise gözlerini açar açmaz boğazından yükselen çığlık sesi.
Gözlerini açtığı anda gördüğü beyaz gözler nefesini kesmişken hemen ardından iki sıcak kol tarafından yatağın altına çekilmiş çığlık atan dudaklarına bir el kapanmış yatağın altından sanki başka bir dünyada gelmişti. Ağzında ve etrafına dolanan kollar gitmiş kendini simsiyah bir boşlukta bulmuştu.
Burası neresiydi?
Az önce yatağının altına çekilmişken şuan neredeydi?
Dolu gözleri ve titreyen bedeniyle etrafına bakınmış bir ışık aramıştı. Korkan ve titreyen bedenini az da sakinleştirecek bir ışık. Olduğu yer vücudunu saran kolların aksine çok soğuktu, ellerini kollarına koyarak ısınmak adına okşamış sonra ise kendi etrafında dönerek etrafı süzmüştü.
Hiç kimse, ya da hiç bir ışık yoktu.
Soğuktan ve korkudan titreyen dudaklarını büzmüş kısık ve ince sesiyle "Kimse yok mu acaba?" diyerek boşluğa seslenmişti. Kimse yok muydu? Çocuğun sorusuna bir cevap gelmezken burada tek olduğunu düşünerek daha da ürkmüştü. Belki yürürsem bir ışık bulurum diyerek yürümeye başlamış karanlığa adımlar atarak ışığa çıkan bir yol aramıştı. Vücudu soğuktan titriyordu, çıplak olan ayakları ve üstündeki gecelik onu hiç sıcak tutmazken her adımda soğuk yere basıyor üşüyen ayaklarını bazen durarak birbirine sürtüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster Under The Bed † taekook
Mystery / ThrillerYatağının altında bir canavar vardı. Her gece onu korkutan, rüyalarına girerek onu kurtarmasını söyleyen. "Ben korkunun prensiyim, farklı bir boyutun farklı bir dünyanın Tanrısıyım. Ben senin kâbusun'um." Sesi kısık bir tonda olsa bile küçük çocuk...