Evet sevgili okurlar umarım Valérie'yi beğenmişsinizdir. Bu son bölüm olabilir ama bakacağım gizli gizli yazmaya çalışıyorum. Hepinize iyi okumalar . Valérie elleri bağlı,canavarlarla karanlıkta yürüyordu. Şu salakların efendilerinide hiçmi hiç merak etmiyordu. Onu asıl düşündüren şey eski hayatını nereden bildikleriydi. Valérie'nin annesi Mary Victoria Douglas-Hamilton'du. Üvey babasıda I.Albert'tı. Annesi I.Albert'la evlendikten kısa bir süre sonra Hades ile yasak aşk yaşamıştı. Valérie de 21 Kasım 1854'de dünyaya gelmişti. I.Albert bunu öğrenince daha yeni yeni kurulmaya başlayan Monaco'ya ihanet edemedi bu yüzden Valérie Douglas-Hamilton I.Albert ve Mary Victoria'nın ilk çocuğu oldu. Hanedan üyesi olarak söylendi ama asla olamadı. Ve ülke büyükleri şöyle dedi;
Hey,madem bu kız hanedan üyesi olamıyor,bizde beşikkertmesi yaparız! Hem başka bir ülkenin başına geçer hemde Kraliçe memnun olur dediler. (Beşikkertmesi,doğduktan hemen sonra anne ve babanın seçtiği kişiyle evlenme zorunluluğu. Istemezseniz ölüyordunuz-aman ne hoş!-) Böylece Valérie, Albany dükü Prens Leopold ile evlenmek zorunda kaldı. Prens Leopold ondan bir yaşta büyüktü,aynı zamanda da ilerideki Büyük Britanya Hükümdarlığı aday adayıydı. Valérie Leopold ile evleneeydi Büyük Britanya Kraliçesi olabilirdi ama o beşikkertmesine karşı çıktı. Böyle olunca Leopold onu Britanya'ya davet etti ama bu davetin altında Prensesi öldürmek vardı. Valérie bu teklifi annesinin isteği üzerine kabul etti. Britanya'ya yola çıkmadan iki gün önce sarayın bahçıvanlarından birinin göğsüne tırmık saplanmıştı. Olayın aslını kimse bilmiyordu ama adam kanlar içinde yerde yatıyordu. O sırada da Valérie nar ağaçlarına bakmak için bahçeye inmişti. Yerde yatan adamın etrafındaki kalabalığı görünce oraya gitti bahçıvan'ı gördü ve hemen yardıma koştu. Hizmetlilere doktor çağırmasını söyledi. O anda içini tuhaf bir his kapladı. Elleriyle tırmığı tutup çekti ve ellerini adamın göğsüne yerleştirdi. Adamın eski günlerini gözünün önüne getirdi,bahçede çalıştığı günleri,mutlu olduğu zamanları...
Birden etraftaki herkes geri çekildi çünkü adama bakınca gözlerini açmış yerde yattığını görmüşlerdi. Saraydaki herkes aşağı koşmuş ve bu olayı görmüştü. Bir hizmetli Valérie'yi işaret ederek;
Başına bakın! Diye ciyakladı. Valérie başına bakınca üstünde bir yarım haça benzeyen içinde bir nokta bulunan işareti gördü. Bu işareti tanınmıştı annesinin ona anlattığı tanrılardan birinin işaretiydi. Hades'in işaretiydi bu...
Valérie'nin ölüleri diriltme yeteneği kulaktan kulağa yayıldı, bu arada da Britanya işide ertelenmek zorunda kaldı. Ne kadar I.Albert'in kulağına gitmemesi için uğraşılsada kral bir gün bunu duydu. Halkta yavaş yavaş bu olaydan haberdar olmuştu. Herkes birbirine farklı farklı anlatıyordu.
Pisşşt duydun mu? Kraliçe'nin kızı bir büyücüymüş! Ölüleri diriltiyormuş!
Bahçıvan'ın bir oğlu vardı. Adı Nigel'dı. Ve Prensese çok Aşıktı. Bir gün kral bu olaydan çok huzursuz oldu ve bu işi bitirmesi gerektiğine karar verdi. Bütün çalışanları topladı ve onlara;
Beni dinleyin, vezirimin benden gizli saklı işler çevirdiğini düşünüyorum onu öldürmem gerek. Kim bu işi yaparsa ona kızımı vereceğim dedi. Herkes itiraz etti bebeğin beşikkertmesi olduğunu söylediler. Kral Leopold'a kızını vermeyeceğini söyledi bunu duyan Nigel'sa hemen bu işe gönüllü oldu. Kral bu işe çok memnun oldu. Ama planı vezirini öldürmek değil, kızını öldürtmekti. Nigel'a vezirin odasına girmesini ve onu öldürmesini söyledi. O gecede kral yemekte kızının içeceğini uyku getiren bir çayla değiştirdi. Valérie çayı içip uykuya dalınca kral onu vezirinin odasına çıkarıp yatırdı. Üzerinide iyice kapatıp odadan çıktı. Zavallı Nigel'sa Valérie'nin hayallerini kurarken,vezirin odasına girdi. Yatağa yaklaştı ve alet dolabından aldığı bir gül bıçağı ile vezir sandığı
Valérie'yi bıçakladı. Nigel öldüğünden emin olmak için yorganı kaldırdı. Yatakta yatanın vezir değilde Valérie olduğunu görünce kahroldu. Bu acıya dayanamayıp bıçakla boğazını kesti ve kendini öldürdü. Valérie ölünce I.Albert rahat bir nefes aldı. Fakat Kraliçe Mary Victoria yaptığı kaçamağın hatasını kızının ölümü ile ödedi. Ama Valérie Yeraltı'na gittiğinde Hades onu Afsodhel'den alıp Persephone'nin ebedi uykusu ile bir nar ağacının kavuğunda uyuttu. Yeraltı canavarlar tarafından istilaya uğrayınca Hades Valérie'yi ebedi uykusundan kaldırdı ve ruhuna beden verdi. Onu dünyaya saldı ve saldırıdan kurtardı. Ama Valérie bunu babasının onu sevdiği için değil,ona acıdığı için yaptığını düşünüyordu. O sırada karanlığın içinden çıktılar ve loş bir odaya girdiler. Canavar onu yere itti,Valérie birinin ayaklarına kapandı.
Ayy ayağa kalk lütfen,fikrimi değiştirdim demen yeterli ayaklarıma kapanman gerekmiyor tatlım dedi tanıdık ses. Valérie bu sesi tanıdı,karanlık adamdı bu. Kafasını kaldırınca adamın vücudunun simsiyah olduğunu gördü. Gözleri ise lacivertti,bedeni gölgelerle kaplıydı.
Ben Erebos'um karanlıklar lorduyum dedi.
Sen değilsin Hades karanlıkların efendisidir dedi Valérie ve toparlandı.
Ahh Uyuyan Güzel sana da yalan söylemişler. Hades Ölüler'in Efendisidir,bense Karanlıkların Efendisiyim dedi.
Benden ne istiyorsun? Dedi Valérie şu kötü adam imajını vermesinden sıkılmaya başlamıştı.
Erebos büyük bir kahkaha attı.
Senden ne mi istiyorum? Hmmm,bana dünyanı yok etmemizde kardeşlerime ve babamıza yardım etmeni istiyorum sadece dedi.
Yeteneğin paha biçilemez o yüzden seni taa Yeraltı Dünyasından ebedi uykundan uyandırmak zorunda kaldım tatlım dedi Erebos.
Valérie düşündü,Erebos'un babası kimdi? O ilkel tanrıların arasında yer alıyordu. Olamaz dedi içinden onun babası Kaos tu...
Valérie histerik bir şekilde güldü. Hah sen delirmişsin, Kaos'u geri getirmek herşeyin sonu olur! diye bağırdı.
Bizde onu istiyoruz tatlım kız kardeşim ve ben bu görevi şahsen üstlendik deyince arkadan tıpkı Erebos gibi bir kadın çıktı. Siyahlarla bezeli bir beden koyu lacivert gözler...
Nyx diye tısladı Valérie.
Ahh Hadesin kızı bize yardımcı olacağını umuyorum tabii 3 Büyük Lanetinden kurulabilirsen dedi Nyx ve kötü kötü gülümsedi.
3 Büyük Laneti mi? O da ne? Dedi Valérie.
Yavaşla hepsini aklımda tutamıyorum dedi Erebos.
Ahh pardon unutmuşum siz ilkeldiniz dedi Valérie ve tek kaşını kaldırdı.
İki gece tanrısıda ona gözlerini kısarak baktı.
Canını sıkma kardeşim başlarına gelen beladan en ufak bir haberi bile yok dedi Nyx.
Yerinde olsam kuzenlerime yalvarırdım dedi Erebos.
Onu kafesine geri götürün ve kararını değiştirene kadar yemek vermeyin,akıllanması gerek dedi Nyx. Canavarlar yine Valérie'yi kollarından tutup karanlığa sürüklediler.
Ne sana nede senin ilkel kardeşlerine yardım edeceğim! Diye bağırdı Valérie.
Göreceğiz bakalım dedi Nyx ve Valérie yine karanlığa daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 Büyükler Laneti
FantasyAvery'nin hayatı oldukça sıradandı. Annesi ve kardeşi ile ufak bir dairede yaşıyordu. Babasının kim olduğunu öğrendiği zaman herşeyin değişeceğinden habersizdi. Babasının kimliğini öğrendiği gün hayatı yeniden başladı. Ve okulda tanıştığı genç... İk...