3 Büyükler Laneti

VALERIÉ~16~

Valérie'nin en son hatırladığı Melinoe'nin onu kafese kapattığı ve kafasına vurduğuydu. Gözlerini açtı,etrafa bakındı. Yine kafesteydi, yine. Ofladı. Ayağa kalktı ve bağırdı.
"Beni koyacak başka bir şey bulamadın mı? " Karanlıktan bir ses,
"Hmmm bulamadım" dedi Melinoe. Valérie bir konuda kesinlikle emindi. En nefret ettiği tanrıça şüphesiz Melinoe'ydi. Valérie öldüğünde Hades onu yeraltında saklamış ve ruhunu korumuştu. Ama Melinoe onun ruhunu salmaya çalışmıştı. Uykuda olan bir ruh,serbest bırakılırsa ruh kaybolur. Birdaha uykuya daldığı yeri bulamaz ve Asphodel'de boş boş gezinir. Melinoe'de bunu yapmaya çalışmıştı. Persephone'de onun Hades'in kızı olduğunu duyunca onu istememişti. Fakat Yeraltı işgale uğramıştı. Yeraltının girişleri gizlidir. Ancak içeriden biri girişin yerini söylemiş olabilirdi. Bunu yapanda Melinoe'ydi. Kaos'un tarafında olmayı seçmiş,annesine ve yeraltına ihanet etmişti. Ona olan nefreti gittikçe artıyordu.
"Annene,yeraltına ihanet ettin sen! Güvenilmez bir tanrıçasın! Sende 1 gram bile cesaret yok! Yoluna çıkanların bile işlerini öldükten sonra görüyorsun! Eğer gerçek bir tanrıça olsaydın icabıma çoktan bakardın! Demek ki ufacık bir melezin bile icabına bakmayan fırsatçıdan ibaretsin!" Diye bağırdı Valérie. Tavandan sızan ışığın hareketi haricinde başka bir hareketlenme yoktu. Karanlığın içinden ayak sesleri geldi. Gittikçe yaklaşıyordu. Melinoe kafesin önünde durdu. Şafak vakti olan tarafı parlıyordu. Gece olan tarafı çok kasvetliydi. Valérie kasvetli tarafın kendisine çok benzediğini yeni farketmişti.
"Sen benim canlanmış halimsin. Bir düşün, sen Hades'in annenle yaptığı kaçamaktan doğdun,bende Zeus'un Persephone ile kaçamağından doğdum. Ruhun yaşamına son verebiliyorsun,bende verebiliyorum ama senin bir artın var. Ruhu geride getirebiliyorsun. Ama sen bir nelezsin ve bunların hepsi bir melezde bulunamaz. Bu yüzden yaşamamalısın." Dedi Melinoe ve elini yumruk yaptı. Valérie'yi boğuyordu. Valérie içinden gelecek 3 çocuğa dua etti. Gelmeleri gereken bir zaman varsa şu an gelmeliydiler. Birden tavandan tozlar dökülmeye başladı. Melinoe elini bıraktı ve kemiklerini yanına çağırdı. Tavan büyük bir sesle çatırdadı. Ve tavandan 3 tane çocuk düştü. Çocuklardan ikisi kızdı bir tanede erkek vardı. Melinoe kızlara bakıp başını iki yana salladı.
'Siz mi laneti geri alacaksınız? Hıh, hiç sanmıyorum!" Dedi ve şalını omuzlarına aldı,canavarlarına saldırmaları için emir verdi. Sonra toz olup uçtu. Kemikler harekete geçti. Mavi gözlü kız diğer kıza seslendi,
"Isa! Sen kızı kurtar! Biz canavarlarla ilgileniriz!" Diye bağırdı. Valérie hâlâ şaşkındı. Çocuklar ondan küçük görünüyordu onu kurtabileceklerine pek inanmıyordu. Isabel kafese koştu ve çantasından bir kitap çıkarıp birşeyler okudu sonra sırıttı. Valérie onun deli olduğunu düşünmeye başlamıştı.
"Beni buradan çıkarabilecek misin?" Diye sordu Valérie.
"İzle ve gör." Dedi Isabel sırıtarak. Kafesin demir parmaklıkları yavaş yavaş çözüldü ve toz olup uçtular. Isabel,Valérie'nin elinden tutup onu kafesten çıkardı. Valérie çok etkilenmişti.
"Siz kimsiniz ve neden beni kurtarıyorsunuz?" Diye sordu Valérie. Isabel hızla Andy'nin  yanına koşarken,
"Şimdi bunun sırası değil,sorularını Andy ve Avery'e işleri bitince sorarsın." Dedi ve hızlandı. Valérie onlara baktı ikisi el ele tutuşmuş elektrikli bir hortum oluşturmuşlardı. Kemikleri içine çekiyorlardı orada da toza dönüşüyorlardı. Fakat bu onları durdurmak için yeterli değildi. Valérie Isabel'in elini bırakıp hortuma doğru koşmaya başladı. Isabel onun kolunu yakaladı ve ona kızdı, 
"Ne yaptığını sanıyorsun!? Kendini öldüreceksin!" Diye bağırdı. 
"Üzgünüm ama yardım etmek zorundayım." Dedi ve hızla hortumun içine daldı. Kemikler içeri girdiğinde ellerini iki yana açtı ve hepsinin Tartarus'u boyladığını birdaha da geri gelmediklerini hayal etti. Toz olduklarını hissedebiliyordu. Hepsi gittiğinde gözleri karardı ve yere düştü. En son hatırladığı ise Avery'nin ona bir şeyler söylediğiydi.