Avery o gece hiç mutlu olmadığı kadar mutlu olmuştu. Andy ile konuşmuşlar ve açılmışlardı. Gece bitip herkes kulübelerine dağıldığında Avery Percy'den bugünün hesabını sormaya karar verdi. Sesini Sherlock Holmes filmlerindeki gibi kalınlaştırıp,
Umarım iyi bir açıklamanız vardır Bay Jackson dedi. Percy'de ona:
Çalışmak istiyorum demiştin dedi. Ahh ben o anlamda çalışmaktan bahsetmemiştim dedi Avery. Yatağa yattığında aklına yatağın gerçek sahibi Tyson aklına geldi. Sonra Percy'e; Percy,Tyson hala daha kampa gelmedi farkındasın değil mi? Dedi cevap bekledi ama cevap gelmedi. Aradan uzun süre geçince Avery ayağa kalktı Percy'e bakınca çoktan uyuduğunu gördü. Annabeth haklıymış dedi içinden,uyurken gerçekten de salyaları akıyor dedi ve güldü. Sanada iyi geceler abicim dedi Avery ve yatağa yattı. Uykuya daldığı anda kabuslar peşini bırakmadı. Geçenlerde gördüğü kızı tekrar görüyordu. Kız en son gördüğünden bu yana iyice zayıflamıştı. Bitkindi. Karanlıktan bir ses kafesin parmaklıklarına yaklaştı.
Hahah zavallı Uyuyan Güzel ne kadarda acınacak haldesin. Ama bu durumdan kurtulabilmek için bize evet demen yeterli Hades'in kızı dedi ses ve karanlıktan çıktı,vücudu gece siyahıydı. Üstünde gölgeler vardı,gözleri ise koyu lacivertti. Kız zar zor kalkıp:
Bana Uyuyan Güzel deme! Ve sana son kez söylüyorum sana ve o aptal ilkel babana yardım falan etmiyorum tamam mı? Dedi o anda sırtına büyük darbe yedi bu darbe ile yere yığıldı. Kan öksürüyordu. Sen bilirsin diye iç çekti gece adam. Eliyle bir işaret yapınca kıza bir kez daha vurdular. Sonunda dayanamadı ve bayıldı. Ona vuranlar ışığa çıkınca Avery nefes nesefe uyandı.
Tamam tamam yok bir şey ben yanındayım dedi Percy yatağına oturmuştu. Avery korkuyla sarıldı. Sonra ağlamaya başladı.
Melez olmaktan nefret ediyorum! Diye bağırdı. Percy'de cevap verdi: Bende nefret ediyorum ama bizim kaderimiz bu kız kardeşim dedi. Avery geri çekilip gözlerini sildi. Hazırlanması gerekiyordu çünkü bir göreve gideceklerdi hemde hiç istemediği bir göreve... Çantasını tekrar tekrar kontrol ettikten sonra çantasını sırtına taktı. Percy ona bakıyordu Avery'e sarıldı ve iyi şanslar dedi. Avery'de ona sıkı sıkı sarıldı onu çok özleyecekti. Artık Percy onun ailesiydi. Kulübeden çıktı Andy ilerideki ağaçta onu bekliyordu. Avery onu görünce gülümsedi.
Günaydın dedi Andy. Sanada Günaydın dedi Avery. Andy sırt çantasını takmış üstüne de buz mavisi bir t-shirt giymişti. Saçlarını ise dağınık bırakmıştı. Hazır mısın? Dedi Andy.Avery derin bir nefes aldı Evet hazırım dedi ve beraber Büyük Eve Karamel'i almaya gittiler. Büyük Eve gittiklerinde Annabeth onları ordada bekliyordu. Elinde Ambrosialar ve nektar dolu mataralar vardı. Karamelide alınca Annabeth elindekileri hepsinde paylaştırdı. Herşey hazırdı üçü birlikte Thalia'nın ağacına yürüdüler. Dışarı çıkacaklardı ama buna hazır değillerdi. Çıkmadan son bir kez birbirlerine baktılar. Avery hazır mısınız? diye sordu. İkiside aynı anda Hayır dediler. Bu evet anlamına geliyordu. Hadi bakalım dedi Avery ve üçü Kampın sihirli sınırlarından çıktılar.
Biraz kısa oldu biliyorum ama bu bölümü daha önce yayımlayacaktim ama silindi. Bende aklımda kalanları yazdım. Diğer bölüm daha güzel olacak hepinizi öpüyorum :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 Büyükler Laneti
FantasíaAvery'nin hayatı oldukça sıradandı. Annesi ve kardeşi ile ufak bir dairede yaşıyordu. Babasının kim olduğunu öğrendiği zaman herşeyin değişeceğinden habersizdi. Babasının kimliğini öğrendiği gün hayatı yeniden başladı. Ve okulda tanıştığı genç... İk...