Yine herkes ordan oraya koşturuyor, işleri yetiştirmeye çalışıyordu. Bir saniye soluklanmaya kalksalar: ya sette kriz çıkıyor, ya oyuncuların kaprisleri tutuyor, ya da magazine düşüyorlardı. Bunların üçü de olmasa bile mutlaka bir sorun çıkıyordu. Menajerlik sonuçta kalp ağrısı olan bi meslek... Ne nefes almaya izin veriyor, ne de kendine zaman ayırmaya... Kısacası Ego'daki klasik günlerden biriydi. Nadir'in ölümü herkesi derinden sarssa da meslekleri gereği çabuk toparlanmaları gerekiyordu. Gerçi toparlanmayıp ne yapacaklardı ki? Taziyeden kısa bi süre sonra Ceylan kendisine yapılanı bi türlü kabullenememiş, bu yüzden de ajandı çabucak elden çıkarmıştı. Aslında Ajansı en iyi kim teklif yaparsa ona satacaktı ama Bodrum'dan arkadaşı ajansı almak isteyince onu kıramamış ajansı ona devretmişti. Ceyda... Geleli henüz 3 hafta olmasına rağmen kısa süre de herkesi bezdirmişti. Artık kimseye nefes aldırmıyor, her işe burnunu sokuyordu. Bu işlerden anlayan birisi olsa belki biraz da olsa göz ardı edilebilirdi ama menajerlik işlerinden gram anladığı yoktu...
...
Toplantı sonrası herkes odasına dağılmış işleriyle uğraşıyorlardı.
Feris: (telefon) Evet Burcucuğum set takvimi geldi sana da mail atarlar gün içinde. Evet, tamam canım eğer bi sorun olursa yine ararsın beni. Ben de öpüyörüm görüşürüz, görüşürüz canım.
Feris: Alo Bekir, bana bi kahve getirir misin? Tamam.
Feris günün yorgunluğuyla kendisini sandalyesine bırakmış, ayaklarını masaya uzatmış gözlerini kapatmış kahvesini bekliyordu. Tam o sırada Çınar telefon da konuşa konuşa odasına girmişti.
Çınar: Evet, evet anladım Ahmet Bey ama benim yapabileceğim bir şey yok siz de biliyorsunuz ki bizim şartlarımız baştan belliydi. Evet normal olarak sözleşme iptal. Aras bi bölüm sonra çıkıyor diziden. Evet. Size de iyi günler. Çınar telefonu kapattığı gibi oflaya puflaya kendisini Feris'in karşısında ki koltuğa atar.
Feris: Noldu Çınar niye ofluyosun gene?
Çınar: Ne olmuş ollabilir acaba Feris? Bizim bi günümüz de olaysız geçer mi sence, hı?
Feris: Of başlama yine Çınar söylenmeye de anlat ne oldu?
Çınar: Ya Aras'ın devam eden bi dizisi vardı ya
Feris: Evet
Çınar: Heh işte ona en fazla 20 bölüm demiştik yapımcı uzatalım diyor. Benim için hava hoş da Aras tiyatro yapmak istiyor zaten diziye de zar zor ikna etmiştim sonra sadece 20 bölüme ikna oldu. Öyle.
Feris: Bu insanları da anlamıyorum he. Şartlar baştan belli işte daha niye huzursuz edip kafa şişiriyosun ki kardeşim.
Çınar: Cidden ya. Neyse Kararımız aynı zaten. Sen de ne var ne yok?
O sıra da elinde kahveyle bekir girer.
Bekir: Buyrun Feris hanım kahveniz.
Feris: Sağol Bekircim.
Çınar: Bekir sana zahmet bi de benim odama götürür müsün geçeceğim birazdan.
Bekir: Tabi Çınar Bey.
Bekir çıkar. Çınar koltukta, Feris de ayakları masa da sohbete kaldıkları yerden devam ederler.
Feris: Valla ben de napıyım aynı işte ordan oraya koşuyorum. Bugün Burcunun set takvimi geldi sen gelmeden önce onunla konuşuyodum telefonda.
Çınar: Burcu hangi Burcu? Burcu Özberk mi?
Feris: Evet evet. Ya Çınar Proje o kadar güzel ki. Yani konusu klasik gibi ama değil aslında. Çok içe işleyen bi yanı var. Diğer projelerden bayağı farklı bu sefer aşkla dram arasında gidip geliyor. Adı da güzel. Kaderimin Götürdüğü Yere. Bayağı uzun soluklu olucak. Çok ümitliyim bu işten iyi ki kaçırmadık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Zamanı
FanfictionAklımıza kazınan canımız FerSer'imizi kendi kalemimle yönlendirerek bi hikaye yazıyorum🖤