Bölüm 4

257 13 33
                                    

Feris kırılırcasına vurulan kapının sesiyle gözünü araladı. Ağrıyan başıyla eli başına gitti. Önce niye bu halde olduğunu hatırlamaya çalıştı. Sonrasında komodindeki saate baktı. Saat henüz 3'tü. Kimdi bu saatte kapıya dayanan? Feris Kapı sesinin kesilmeyeceğini anladığında kalkıp kapıya gitti. Delikten bakmadan kapıyı açıverdi. Karşısında dolu gözlerle ve endişeli haliyle duran Çınar'a baktı.

Feris: Çınar? Senin ne işin var bu saatte?

Zar zor konuşabilmişti. Çınar içeri geçip kapıyı hızlıca kapatıp kendisini oturma odasına attı. Feris'te peşinden gidiyordu. Çınar çantasını koltuğa fırlattığı gibi bağırmaya başladı.

Çınar: YA SEN NERDESİN?! NERDESİN FERİS NERDESİN?!!! BİN SAATTİR KAPIYA VURUYORUM KORKUDAN AKLIMI YİTİRECEKTİM YA!

Duraksadı Çınar. Feris bu haline hala anlam verememişti. Ama ağlamamak için kendini sıktığını görebiliyordu...

Çınar: YA KAPICI ARADI, İKİ ADAM GELDİ SONRA BAĞIRIŞ ÇAĞIRIŞ OLDU DEDİ. SONRA DA ADAMLAR GİDİNCE EVDEN SESLER GELMEYE BAŞLADI KAPIYA VURDUM AMA AÇAN OLMADI DEDİ! DELİYE DÖNDÜM FERİS SEN BENİ ÖLDÜRMEK Mİ İSTİYORSUN!

Çınar daha fazla devam edememişti. Feris Çınar'a baktı. Belli ki arkadaşı çok korkmuştu. Feris de daha fazla dayanamayıp gözyaşlarının yanağından süzülmesine izin verdi.

Feris: Özür dilerim Çınar... Çok özür dilerim... Ama artık ağır geliyor. Kaldıramıyorum artık bazı şeyleri...

Çınar arkadaşını hızlıca kollarının arasına almıştı. Artık ikisi de ağlıyordu. Bi süre sonra ayrılıp kendilerini koltuğa bıraktılar. Feris kendini biraz daha toparladığında, Çınar da arkadaşının daha iyi olduğunu gördüğünde Feris olanları anlattı. Bi süre sonra Çınar'ın dizlerine yatmıştı.

Feris: Bazen diyorum ki daha ne istiyorsun Feris? İyi bi işin var, evin, arkadaşların... Şükret diyorum ya, şükret. Ama her bu sefer daha basit yaşayacağım, her şey daha iyi olacak, inanacağım dediğimde bir şey çıkıyor Çınar... Çok bir şey istemiyorum ki. Sadece belasız, kaossuz, daha az dertli bi hayatım olsun... Biliyor musun, Nejat'a aşık değildim belki ama, ona güveniyordum. Ve benim canımı bu sefer sevilmemek değil, sevilmek acıttı... Keşke beni sevmeseymiş ama, güvenimi de sarsmasaymış... Ama bundan sonra kendime bi söz veriyorum Çınar. Her şeyi yükseklerde yaşamayacağım. Her önüme geçene, 'acaba bu bana göre biri mi?' demeyeceğim. Çünkü benim olan zaten bulacak olursa beni bulacaktır... Umarım, umarım bu sefer hayat daha az canımı acıtır. Yoksa bi dahaki enkaza ben dayanamam...

Feris başını kaldırıp Çınar'a baktı. Kendisine gururla bakıyordu Çınar. Doğrulup karşısına geçti. Ne oldu anlamında başını salladı.

Çınar: Mutlu olmak istemek, iyi bi hayat yaşamak senin en büyük hakkın Feris. Ama nolur sabret. Zamanı geldiğinde sen hem mükemmel bir anne, hem de mükemmel bir eş olacaksın. Ben bunu şimdiden görebiliyorum... Feris sana bir şey söyleyeyim mi? Belki daha çok canın acıyacak, ya da acımayacak. Bunu bilemeyiz. Ama sen kendine böyle güvendiğin, kendine söz verdiğin ve kendi çizginden çıkmadığın sürece inanıyorum, her şey bir gün çok güzel olacak... Ve ben her zaman senin yanında olacağım. Ama senden tek istediğim babanın yarım bıraktıklarını başkal-

Feris: Babamın yarım bıraktıklarını tamamlamaya çalıştığım falan yok! Tamamlanmaz da. O yarım bıraktı beni. Bu konuyu ne yumuşatmaya, ne de iyi yönünden bakmaya gerek yok. Bıraktı mı bıraktı...

Derin bi nefes aldı Feris. Yine yükselmişti.

Feris: Çınar... Bu konuyu açmak istemediğimi biliyorsun. Nolur açma bi daha.

Sevmek ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin