Feris duyduğu şeyle şoka uğramıştı. Melisa'nın söylediği şey beyninde yankılanıp duruyordu. Serkan'ın sesiyle ona doğru döndü.
Serkan: Feris ben sana söyleyecektim a-ama çok mutluydun, mutluyduk. İzin ver anlatayım.
Feris tek kelime etmeden sandalyeyi hızlıca itti ve çantasını aldı. Hızlıca yürümeye başladı ama 2. Adımında Serkan kolundan kavradı onu. Gözünden göz yaşları süzülürken yüzüne bakmadan bağırdı;
Feris: BIRAK!
Serkan Feris'in kolunu bırakmadan tek eliyle masayı devirdi. Melisa korkmuşçasına hızlıca kalktı sandalyeden.
Melisa: Napıyorsun Serkan!
Serkan burnundan solurken konuştu,
Serkan: Biz baştan beri seninle gerçek bi evlilik yaşamadık bunu ikimiz de çok iyi biliyoruz! Boşanalım dediğimde tamam dedin de şimdi ne oldu MELİSA! Niye aşık olduğum kadının karşısına geçip onu benden koparıyorsun! Anla artık senin yıllardır ben de aradığın umudu ben hiç bir zaman sana vermedim, vermeyeceğim de! Sen bana aşıksın bunu kendin de ben de biliyoruz!
Feris'in elini tuttu, havaya kaldırdı,
Serkan: Benim aşık olduğum kadın Feris! Kızımın annesi, hayatımın anlamı Feris! Sen beni elde etmek için her şeyi yapabilirsin ama, Feris'i benden koparmak için asla! Buna izin vermem! Seni asla sevmedim, sevmeyeceğim de! Ama Feris'e hayatımın sonuna kadar aşık olacağım. Yolumuza çıkma! Ha çıkarsan da, sonuçlarına katlanırsın! Tek hamlede çiğnerim seni! Feris ve kızım için yapamayacağım hiç bir şey yok!
Feris'in yanaklarından hala yaşlar süzülüyordu. Serkan'ın söyledikleri onu çok etkilemişti. Ama hala canı çok yanıyordu. Serkan elini hiç bırakmadan dışarı çıkardı Feris'i. Feris hızlı bir hamleyle çekti elini. Gözyaşları dinmişti biraz. Serkan yüzünü ellerinin arasına alıp gözlerine bakmasını sağladı.
Serkan: Evlilik teklifinin sabahı.. Avukattan mesaj geldi. Anlaşmalı boşanmıştık ama Melisa vazgeçmiş. Sana söyleyemedim. Kendim halletmeye çalıştım ama onu da beceremedim. Özür dilerim Feris. Ama emin ol isteyerek yapmadım bunu.
Feris hala çok kızgındı. Hızlıca arabasına binip evine doğru sürdü. Serkan ne yapacağını bilemedi. Arabasına atlayıp Çınar'a gitmeye karar verdi...
...
Feris hışımla çantasından anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Kırarcasına kapattı kapıyı. Çantasını fırlattı bi kenara. Sıktı bi süre kendini. Daha fazla ağlamak istemiyordu. Serkan Çınardan Feris'in evinin yedek anahtarını alıp hızlıca Feris'e doğru ilerledi. Feris daha fazla tutamadı kendini. Masadaki eşyaları devirdi önce. Bir yandan da hıçkırarak ağlıyordu. Kitapları fırlattı, yastıkları dağıttı. Bardakları kırmaya başlamıştı. Tam sürahiyi fırlatacakken elini tutan elle durdu. Arkasını döndüğünde Serkan'ı görmeyi beklemiyordu. Serkan sevdiği kadının gözlerine baktı. Gözlerinde bir çok duyguyu görüyordu. Öfke, sinir, hayal kırıklığı, pişmanlık... Feris'in elinden sürahiyi alıp masaya bıraktı. Omuzlarından tutup kendine çevirdi sevdiği kadını. Feris ne kadar dirense de kurtulamıyordu kollarından. Serkan konuşmaya başladı.
Serkan: Böyle olmasını istemedim. Seni üzmek istemedim.
Ferisin göz yaşları dışarı taşmaya devam ediyordu. Serkan'ın da yüzünden yaşlar süzülüyordu artık. Sesini toparlayıp konuştu.
Feris: Git.
Serkan'ın yüzünde baktı.
Feris: Git..!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Zamanı
FanfictionAklımıza kazınan canımız FerSer'imizi kendi kalemimle yönlendirerek bi hikaye yazıyorum🖤