Herkes bi süre olayın şokunu yaşadıktan sonra Peride lafa girdi.
Peride: Çocuklar ben Serkan'ı az buçuk hatırlıyorum ama sadece o kadar. Nadir bi tanıdığım diye işe almıştı. O zamanlar da ajansta Kıraçla ben vardım sadece. Zaten Ece'nin de yazdığı gibi çok kısa bi süre çalıştı. Benim bildiklerim bu kadar.
Çınar: Zaten Ferisle biz hiç tanımıyoruz. Bence bu konuyu uzatmanın bi anlamı yok. Belli ki Ceyda daha çok boğacak bizi o yüzden en iyisi işimizin başına geçelim. Feris sen iyi misin?
Feris bi süre boş boş baktıktan sonra konuşmaya başladı.
Feris: Benim için ajansı kim almış rakibimiz kim olmuş umrumda değil. Ama daha dakkasında asistanımı çaldı. Ayrıca ne yaşanırsa yaşansın Dicle'den bunu beklemezdim...
Peride: Bitanem sonuçta yollarınızı ayırmıştınız. Neyse kapatalım bu konuyu. Kıraç sen iyi misin bitanem?
Kıraç kendini toparlayıp normal davranmaya çalıştı.
Kıraç: İyiyim Peridecim. Senin de dediğin gibi aniden ortadan kaybolmuştu. Ama bu saatten sonra eski tanıdığımız değil, sadece rakibimiz.
Çınar: Aynen öyle. E hadi işimizin başına o zaman. Kolay gelsin herkese.
Herkes toplantı odasından tek tek çıkar. Feris odasına geçer, Çınar da ardından girer.
Çınar: Feris düşünme artık boşver. Ayrıca sen bana ne anlatacaktın?
Beraber koltuğa otururlar. Feris Kıraç'ın dediklerini ve ses kaydını anlatır.
Çınar: Yani Feriscim ben demiştim demek istemezdim ama ben demiştim. Kıraç olayına gelirsek de yine de Dicle'nin ağzından da dinlemeni öneririm.
Feris: Bilmiyorum Çınar. Neyse benim dışarıda bi kaç işim var. Sonra da eve geçerim. Görüşürüz.
Önce Çınar ardından da Feris eşyalarını alıp odadan çıktı. Çınar'a söylemese de içi içini yiyordu. Sosyal medyaya girip Serkan Tahtacı'yı arama butonuna arattı bi kaç saat önce Berlinden Dicleyle bi story attığını gördü. Daha fazla dayanamayıp arabasını Berlin'e sürdü...
Vardığında ajanstan girip lobideki görevlinin yanına doğru ilerledi.
Feris: Merhabalar ben Dicle Ertem ile görüşecektim.
Görevli tam cevap verecekken koridordan Serkan ve Feris o tarafa doğru geldi. Dicle Feris'i gördüğünde Serkanla olan konuşmalarını duraksattı.
Dicle: Feris Hanım...
Feris:(ciddi bi yüz ifadesiyle) Kolay gelsin Dicle. Bakıyorum da hemen alışmışsın yeni ajansına.
Dicle bir süre sadece dolu gözlerle Feris'e baktı.
Dicle: Öyle oldu. Bir şey mi vardı Feris Hanım?
Feris: Sözleşmeyi ihlal ettiğin için ödeyeceğin tazminatı unutma demek için geldim.
Feris kısa bi süre Serkan'ı süzer. Dicle cevap vermeden Serkan atlar.
Serkan: Sorun değil. Neyse öderiz. Bu arada ben Serkan.
Serkan elini uzatır. Feris ise onun bu tavrına daha da sinir olur.
Feris: Cidden de medeniyetiniz bayağı yüksek. Hem asistanımı çalın hem de hiç bir şey yokmuş gibi devam edin. Bravo. Gerçi Ego'dan gitmenin sebebi de bu olmalı. Kendini fazla bir şey sanıyorsun belli ki.
Bu cümle Serkan'a hem dokunmuş, hem de sinirlendirmişti.
Serkan: Şimdi bakıyorum da, iyi ki gitmişim Ego'dan. Mazallah sizin gibi Egom boyumdan uzun falan olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Zamanı
FanfictionAklımıza kazınan canımız FerSer'imizi kendi kalemimle yönlendirerek bi hikaye yazıyorum🖤