GİDEMEMEK

9 3 0
                                    

Okyanus'u biraz tanıyalım mı? Medya, Okyanus.

Ağzımdan dökülen kelimelerin ardından bir yanıt bekledim. Bazen kelimeler gerçekten havada asılı kalır gibi gelirdi ya işte o zamanlardan birindeydim. Kurduğum cümle Atmosferde yüz yıl rehin kalacaktı ama biz burada kalmayacaktık. 2700 numaranın şu an kesinlikle zayıf olduğu bir andı ve benim güçlerim kara dumanlar gibi onun zihnine sızmayı bekliyordu. Başka numara olup olmadığını biliyor muydu öğrenmek istemiştim. Güçlerim onu bir keklik gibi avladı ve onun zihnindeki an benim zihnime yansıdı. Okul yemekhanesi tarzında beyaz masaların olduğu bir yer vardı 2700 numaranın gözünden etrafı görüyordum bu bir ilkti çünkü genelde çevreden bakıyor gibi olurdum. Bu normal bir insan beyninin bir anıyı canlandırırken kendi görüş kabiliyetini hatırlayamayıp beynin gördüklerini bileştirmesi nedeniyle olurdu. Fakat 2700 de özeldi, aynı benim gibi. Anı ben yaşıyor gibi içinde kayboldum. Karşımda oturan sapsarı, neredeyse albinoya yakın bir saç rengine sahip olan kız gülerek :
-Sonra Eddie geldi ve vazoyu eliyle aşağı itti.
2700 konuştu, kendi ağzımdan çıkan gibi ama ban ait olmayan kelimeler döküldü birden :
-O bir kaşığı bile yerinden hareket ettiremez.
Kız da 2700 de güldüler aynı anda.
Anıdan çıktım. Bu görünen an belki de aklımda bir kaç salise canlanmıştı. O an anladım ki, ben yapayalnız ayrı bir bölmede işkencelere maruz kalırken, onlar yemek yiyor, gülüp, eğleniyorlardı. 2700 ağzı açık halde bana bakarken dudaklarım hafif kıvrıldı.

 
- Kendine geldiysen seni buradan götüreceğim. 

Dedim tekrar ciddileşerek.

- Şu an buradan çıkmamız güvenli olmaz.

 
Sonunda konuşabilen 2700'e boş bakışlarımı çevirdim.

- Peşimden gelmezsen burada ölürsün. Tesis çöküyor.

Sinirlerim gördüğüm anla zaten altüst olmuştu. Daha fazla oyalanmak istemiyordum 2700'e son bir bakış attığım anda arkamda bir rüzgar hissettim ve sağ tarafıma kayıp, arkamı döndüm. Bu o anıdaki albino kızdı. Saçları tepeden bir atkuyruğu şeklinde toplanmıştı gözleri mavi renkteydi ve suratı çillerle bezeliydi. Göz göze geldiğimizde havada tekrar kafama gelmek için asılı kalan bir sürahi gördüm. Metal masanın üstündeki cam sürahi... Burada ki ilk günüm. Sürahi üstüme gelirken hiç bir şey yapmadan sadece kızın gözlerine baktım. Dizlerinin üstüne çöküşünü seyrettim. Benimle konuşacak kadar cesur olduğunu benim gözlerime bakınca anladım.

-Sen de kimsin?

Onu dizlerinin üstüne çöktürdüğüm an cam sürahi hemen önümde yere düşüp parçalanmıştı. Gözlerimi üzerinden çekmedim ama konuşmadım da. Benim yerime 2700 konuştu.

- Beni götürmek istediğini söylüyor ve kötü bir niyet hissetmiyorum onda Elya. Sen iyi misin patlama sesini duydun mu? Burası çöküyor.

Kötü bir niyet hissetmiyorum derken ne demek istediğini anlamıştım. Ben nasıl beynine sızdıysam o da hislerime sızmıştı. Ben hislerimin uzun zaman önce yok olduğuna emindim oysa ki. Albino kızın adının Elya olduğunu öğrenmiştim. Elya gözlerini bir an bile benden ayırmadı.

-Seni tanımıyoruz ve burası dışında gidecek bir yerimiz yok bizden tam olarak ne istiyorsun? Önümüze gelene güvenemeyiz Sam.

Son cümlesini 2700'e bakarak kurmuştu. 2700'ün adı da şimdi ortaya çıkmıştı. Sam bana döndü.
-Bak adını bile bilmiyoruz. Bizi almak için Larissa gelecektir. Dışarıda güçlerimizi isteyen insanlar olduğunu söylemediler mi sana ? Bize zarar verebilir ve bizi kullanabilirler.

Sam' in konuşmasından sonra her ikisinin de birbirinden salak olduğunu anladım. Güvendikleri tesis beni yok etmişti. Kanımdan sayısız damlayla mutantlar yaratmıştı. Gerçeği bilmeyi hak ediyorlardı. Elya'nın gözlerine baktım, zihnine sızdığımı anladığımda Sam' e döndüm. İlk gösterdiğim anda sadist Larissa'nın beni kesip biçtiği kısımlar vardı. Mutantları ise sona saklamıştım. Camdan gördüğüm mutanları benim gözlerimden pürüzsüz bir şekilde onlara aktardım. Bittiği an Sam' e dönmüştüm, o doğruluğunu hissedebilirdi daha önce yaptığı gibi. Sam'in kahverengi gözleri neredeyse siyaha yaklaşmıştı, gördüğü şey ödünü koparıyor olmalıydı. Haklıydı benim de ödüm kopmuştu. Konuşmam gerektiğini anladım ve hala dizlerinin üstünde olan kıza döndüm.

BAŞLANGIÇ 2030Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin