MUTANTLAR

15 4 0
                                    

Mutantların içinde bulunduğu odalar tekrar karartılmış ve yine tüm odak okyanus gözlü kız olmuştu. Kız yüzünden atamadığı bir şok ifadesiyle odanın ortasında yanında iki adamla bekliyordu. Larissa yüzündeki memnuniyetle birlikte Thomas'a döndü.
- Evet Tom eserlerimizle gurur duyuyoruz. Şimdi de deneğin omurilik testini yapıp omur ilik sıvısını kontrol etmek istiyorum, bunu sen gelmeden yapmak istemedim.
Thomas yüzünü buruşturmamak için kendini zor tuttu. Ona sadece ailesi Tom derdi ve bu kadının ağzından bunu duymak isminden nefret etmesini sağlamıştı. Yüzündeki soğuk kanlı ifadeyi bozmadan sarışın kadını onayladı. Fakat Larissa'nın şu emri vericeğini bilse onaylamaz ortalığı ayağa kaldırırdı.
-Deneğin üstünü çıkartıp sterilize edin.
Thomas hemen Okyanusa baktı. Okyanus az önceki şaşkın ifadesine göre yine donuklaşmış bir buz kütlesi gibiydi. Okyanus buna alışmıştı. Bedenini sanki fen laboratuvarında kesilen bir kurbağaymış gibi çok defa kullanmışlardı ve kızın beyaz bedeni defalarca kez gözler önüne serilmişti. Okyanus'un yanında duran iki adam kızın üstündekileri çıkartmak için hamle yapınca kız tek elini dur şeklinde havaya kaldırdı. Adamlar anında durdu. Tom yeni bir şeyi daha keşfetmişti, bu kızdan korkuyorlardı. Kız üstündekileri hışımla çekip çıkarmaya başlayınca Tom başını başka bir yöne çevirdi. Bunu görmek istemiyordu. Denek adı taktıkları bu insan her kim olursa olsun bir kadındı ve kadın erkek fark etmez herkesin mahremiyete ihtiyacı vardı. Kız sterilize edildikten sonra yüz üstü masaya uzanmış ve ruhsuz, hastane mavisi bir örtü kalçasını örtecek şekilde kızın üzerine örtülmüştü. Larissa yine kan donduran emirlerinden birini vermeden önce yanındaki asistanlarından biriyle konuşuyordu.
-İşleme başlayın. Thomas sıra sizde.
Dedi Larissa genç çocuğa gülümseyerek. Tom ilk başta dona kaldı.
-Larissa çok özür dilerim fakat deneğe anestezi verilmeyecek mi?
Verileceğini söylemesini umut ederek sormuştu genç çocuk bu soruyu.
-Ah, hayır kan sonuçlarının ve omurilik sıvısının farklı sonuçlarla çıkmasını istemeyiz değil mi?
-Evet ama..
-Tom bir kobay faresine acımaman gerek yok, yoksa proje berbat olur.
Larissa kurduğu son cümleyi öyle büyük bir soğuk kanlılıkla söylemişti ki Thomas daha fazla karşı çıkamadı. Doktor kıyafetlerini giyip kızla aynı işlemden geçtikten sonra kapılar kayarak açıldı ve çocuk kızla aynı ortamda ilk kez buluştu. Okyanus kafasını yattığı yerdeki küçük yuvarlaktan geçirmişti. Bu yüzden içeri kimin girdiğini görmüyordu fakat hissediyordu. Birazdan canı çok yanacaktı ama her zamanki gibi kendin şöyle telkin etti "Birazdan bitecek, birazdan geçecek." Tom bu kızla aynı ortamda bulunduğunda hatta ona baktığında bile içinde soğuk bir ürperti hissediyordu. Şimdi ise ona dokunacak olmak ayak parmaklarına kadar buz kesmesine sebep olmuştu. Kızın yüzü yere baktığı için Tom onu görmemesinin içini bir nebze rahatlattığını düşündü ama maalesef ki kızı daha tanımıyordu. Kolları ve bacakları sıkı sıkıya bağlı olan Okyanus derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Tom da derin bir nefes aldı daha sonra titrek ellerle kızın ensesinden başlayarak kuyruk sokumuna kadar derin bir kesik açmaya hazırlandı. Neşter Okyanus'un ensesine değdiği an kızın ağzından acı bir inleme sessiz ortama bir çığ gibi yuvarlandı. Aşağı doğru kayan neşter kızın sadece derisini değil ruhunu da kesti. Tom kızın acı seslerini dinlerken içinden bir şeyler koptuğunu hissetti. Ama durmadı. Pişman olacaktı ama durmadı. Kendisini asiste eden kız yarıktan çıkan kanları bir makineyle temizlerken Okyanus'un sesi artık kesilmişti. Acı bedenini titretiyor, bedenini dağlıyordu ama biliyordu ki sesi çıksa bile bu insanlar durmayacaktı. Çok denmişti Okyanus durdurmayı. Göğüs kafesine açılan yarıklar ve vücudunun çeşitli yerlerinde de izleri bulunan acılar yine o uyutulmadan yapılmıştı. Çok yalvarmıştı, durun diye ağlamıştı, kaçmaya çalışmıştı ama buna engel olan çok şey vardı. Tom çoktan kızın acıdan bayılmış olması gerektiğini biliyordu fakat kızın aynı düzende atmayan kalbi, zihin kapılarının açık olduğunu gösteriyordu. Bu kız bu oğlanı şaşırtmaya daha ne kadar devam edecekti. Tom işlerini hızlıca bitirdi. Kemikli parmakları son olarak dikiş atmak için kızın sırtına dokundu ve o an söz verdi, bir gün ondan özür dileyip yapmak zorunda olduklarını anlatacaktı, onu buradan çıkardığında bu sefer etine değil ruhuna dikişler atacaktı.
"Özür dilerim Okyanus, çok özür dilerim."
.
.
.
.
Beğenilerinizi ve yorumlarınızı eksik etmezseniz bende okunduğumu görürüm ve yazmak isterim, anlarsınız ki boşluğa yazıyor gibi hareket etmek pek mutlu etmiyor benide desteklerinizi bekliyorum❤️.

BAŞLANGIÇ 2030Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin