-Değmesin Ellerimiz 1-

1.2K 47 48
                                    

Yeni hikayemizle karşınızdayım, umarım beğenirsiniz :)

Keyifli Okumalar...

"Sister hadi çıkalım artık." 

"Tamam." diyerek ayakkabılarımın bağcığını bağladım. Annem ikimizin de yanağından öperek "Dikkatli gidin yavrum." dedi. Teyzemin bizi çatık kaşlarla izlediğini fark ettim, "Şengül hadi oyalanma, sofrayı kaldır." Annem, teyzeme bakarak "Tamam abla." dedi. 

Evden çıktıktan sonra "Lütfen artık teyzemin yanından gidelim, artık gerçekten dayanamıyorum." dedim Oğulcan'a. İç çekti.

"Sisterım teyzemden başka kalacak yerimiz yok ki. Dayanmak zorundayız, en azından bir süre daha." 

Sinirle kaşlarımı çattım, "Oğulcan yaz tatilinin başından beri onlarda kalıyoruz, hâlâ bana 'Dayan.' diyorsun." 

"Ne yapayım sister? Babamla annemin ne kadar perişan olduğunu görmüyor musun, onlar için dayanmaktan başka çaremiz yok..."

Oğulcan haklıydı, başka çaremiz yoktu. Başımı sallayarak önüme döndüm. Akbillerimiz dolu olmadığı için okula yürüyerek gidiyorduk. Okula yaklaştığımızda Oğulcan, Harika'yı görünce koşarak yanına gitti. Elimle saçlarımı düzelttim. Kafamı kaldırıp okula baktım. Annem 12. sınıfta da bu okulda okuyalım diye Akif beyle konuşmuştu. Akif beyde şaşırtıcı bir şekilde bize de burs vermişti. 

Okula doğru yürürken Berk'i görmemle hafif gülümsedim. Bankta oturuyordu ve beni fark etmemişti. Yanına gitmeli miydim? 

Yanına gidip gitmemek arasında kalırken başını kaldırdı ve anında gözlerimiz buluştu. Hiçbir şey demeden okula doğru giderken "Aybike." diye bağırmasıyla durdum. Hızlı adımlarla yanıma geldiğinde tam önümde durdu. "Gitmemişsiniz... burdasın."

Berk'in başımıza gelenlerden haberi olmadığını düşünerek "Neden gideyim ki?" dedim. 

"Doruk, sizin evden atıldığınızı söyledi. Ona da Oğulcan söylemiş sanırım... O yüzden bir daha okula gelmezsiniz sanmıştım." 

Kafamı salladım. "Nerde kalıyorsunuz peki?" diye sorunca "Teyzemde kalıyoruz." dedim. Berk kısa süreli yüzüme baktıktan sonra bana biraz daha yaklaşarak sarıldı, ilk kez sarılmıştı. Elimi tereddüt ederek sırtına koydum, sarılıyorduk.

"Çok özledim seni." diye fısıldadı, bir şey diyemedim. Ben de onu çok özlemiştim ama bunu ona söyleyemiyordum. Benden ayrıldıktan sonra "İyisiniz dimi?" diye sordu, "Babanın durumu nasıl?" 

"İyiyiz." dedim gözlerimi kaçırarak, "Babam da iyi..." Aslında iyi değildik.

Berk'le beraber sınıfa girdiğimizde boş sıraya oturacağım anda Berk beni durdurdu, "Benimle otursana." Çantamı sıranın üzerine koydum, "Gerek yok." 

Berk biraz bozulsa da belli etmeden gülümseyerek yerine oturdu. Sıramın üzerine defterimi koydum ve elime telefonumu aldım. Emir mesaj atmıştı.

Emir: Okuldan sonra müsait misin güzelim? Kahve içmeye falan gidelim.

Aybike: Müsait değilim, ders çalışacağım.

Emir: Dönemin ilk gününden ne bu ders sevdası?
Neyse başka bir zaman yaparız. Hadi sana iyi dersler.

Aybike: Sağ ol

Başımı telefondan kaldırdığımda Berk'le tekrar göz göze geldik. Az önce olanlardan dolayı içimde pişmanlık vardı. Neden ona bu kadar soğuk davranıyordum ki? Hâlâ bize yaptıklarını unutmamıştım ama ona soğuk davranınca ben de üzülüyordum. 

Çantamı ve defterlerimi elime alarak yanına oturduğumda bana gülümseyerek baktı. "Eğer derste beni rahatsız edersen hemen kalkarım yanından, tamam mı?" dedim kaşlarımı çatarak. "Tamam."

Ders başladığında Oğulcan, Berk'in yanına oturduğumu görünce biraz şaşırsa da bir şey söylememişti. 

Yazı yazarken bir yandan da Berk'e bakıyordum. Beni hiç rahatsız etmeden yazısını yazıyordu. Eğildiğim için boynum ağrımıştı, elimle boynuma masaj yapmaya çalışırken Berk kafasını kaldırıp bana baktı. Kısık sesle "Yorulduysan yazma." dedi, "Ben senin yerine yazarım." 

Cevap vermemi bile beklemeden önümden defteri alıp tahtadaki yazıları yazmaya başladı, bu yaptığına şaşırmıştım. "Berk sen iyi misin?" dedim, "Başına güneş falan mı geçti?" 

Yüzüme bakmadan "Hayır, sadece aşık oldum." dedi. "Aşık mı oldun?" diye tekrarladığımda bana baktı. 

"Evet, aşık oldum hem de baya." 

"Kime?" diye sordum anlamayarak. 

Berk bir şey demek için dudaklarını araladığında hocanın "Sessiz olun." diye uyarmasıyla susup önümüze dönmüştük. 

"Aybike gerçekten salaksın sen, kime olacak kızım sana aşık tabii." dedi iç sesim, haklı mıydı?

Farkında olmadan sırıtırken tekrar Berk'e baktım. Bana 2 defa "Seni seviyorum"... pardon "Seviyorum seni." demişti. Ben çok ciddiye almamıştım ama en son söylediğinde oldukça ciddi duruyordu. 

"Sonunda gözünü açtın." dedi bu sefer iç sesim, "Sen de seviyorsun onu, itiraf et." 

***

Ders sonunda çantamı toparlarken Berk'e bakarak "Kahve içmeye gidelim mi?" diye sordum. Berk şaşkın bir şekilde "Bana mı söyledin onu?" diye sordu. Kafamı salladım, "Evet." 

Gülümseyerek "Olur tabii." dedi. Gülerek sınıftan çıkarken telefonum çaldı, Emir arıyordu. Aramasını reddederek yürümeye devam ettim. Oğulcan yanımıza gelerek "Şu Emir'in arabası değil mi?" diye sordu. Gösterdiği yere baktığımda kaşlarımı çattım, "Onun arabası..."

Berk anlamayarak "Ne oldu?" diye sordu. Emir'in yanına doğru ilerken arabadan çıkıp önümüzde durdu. "Selam güzellik." 

Yanağımı sıkacakken kafamı uzaklaştırdım. "Ne işin var senin?" 

"Kuzenlerimin yürümesine içim el vermedi, ben de sizi almaya geldim. Yorulmayın diye yani..."

"Gerek yoktu." dedim soğuk bir ses tonuyla. Berk'i işaret ederek "Bu eleman kim?" diye sordu. Berk'e baktığımda kaşlarını çatmış Emir'e bakıyordu. 

"Hiç, arkadaşım sadece." dedim soğuk bir ses tonuyla. Bu söylediğim Berk'in bozulmasına sebep olmuştu sanırım, "Başka bir zaman içeriz kahveyi..." diyerek yanımızdan gitmişti çünkü. Boş boş arkasından bakmaya devam ederken Oğulcan koluma girerek "Hadi binelim arabaya." dedi. 

Arka koltuğa oturdum ve eve gittik.

Bölüm Sonu
Lütfen oy ve yorum atmayı unutmayın
🌸

Berk, hüzünlü kekim 🥺


AyBer Seni Kendime SakladımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin