-Değmesin Ellerimiz 2-

854 47 6
                                    

Keyifli Okumalar...

"Benimsin dedim, değişmez ki bu
Yüzünde bütün renkler var
Akılsızım çok,
Benim yerle gökle ne işim var?"

Dolmuş gözlerimle şarkıya eşlik etmeye çalışıyordum. 

"Öldüm, kollarında cenneti gördüm
Senden sonra söndüm, yakan yok."

Teyzemin birden odaya dalmasıyla yerimden sıçradım. Odayı süzerek bana iğrenç bir bakış attı, "Bu odanın hali ne? Toparla şuraları." 

"Daha yeni toparladım." dediğimde kaşlarını çatarak "Tekrar toplamanı istiyorum, bir itirazın mı var?" dedi. Göz yaşlarımın akmasına izin vermeden elimle sildim, "Tamam topluyorum." 

Teyzem memnun olmuş şekilde odadan çıktığında titreyen dizlerimin beni daha fazla taşıyamayacağını fark ettim. Yatağın üzerine oturdum. Daha fazla kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım, hıçkırıklarımı duymasınlar diye elimle ağzımı kapattım. 

Artık her şey bana çok zor geliyordu, güzel giden hiçbir şey yoktu. Eskiden 'En azından mutluyuz' diye kendimi teselli ederdim ama şu an edemiyordum, çünkü mutlu değildik. Canımdan çok sevdiğim kuzenlerim yetimhanedeydi, Kadir abim hapisteydi, evimiz bile yoktu... Nasıl mutlu olabilirdik ki?

Sakinleşmeye çalışarak derin nefesler alıp verdim. Odamı toparlamayıp annemin yanına gittim. Mutfakta her zamanki gibi yemek yapıyordu, yanına geldiğimi fark ettiğinde eliyle göz yaşlarını sildi ama görmüştüm. 

"Bir şey mi oldu kızım?" diye sordu. 

"Sadece bir şey değil birçok şey oldu anne, olmaya da devam ediyor..."

"Biraz daha sabret kızım, bu günler de geçecek... Kadir abin hapisten çıksın, her şey düzelecek." 

Sürekli annemden bunları duyuyordum ve giderek umutlarım azalıyordu. Sabretmeme rağmen hiçbir şey değişmiyordu. 

Oğulcan'la beraber masayı hazırlarken Emir de bize yardım etti. 

Akşam yemeğimizi yerken babamın yemek yemesinde yardımcı oluyordum. Babam "Kızım bir bardak su verebilir misin?" dedi. Kafamı sallayarak masadaki bardağı babamın eline verdim. O sırada eniştemin "Ne zaman gideceksiniz?" diye sormasıyla babam elindeki bardağı yere düşürdü. Kafamı kaldırmadan kırılan cam kırıklarına baktım. 

Teyzem sinirle "Boş boş bakana kadar toplasana!" dediğinde eğilerek cam kırıklarını topladım. Eniştem konuşmaya devam etti, "Normalde başımın üzerinde yeriniz var ama kaç aydır bizdesiniz, tek maaş da yetmiyor..."

"Baba..." dedi Emir onu susturmaya çalışarak. Babası umursamadan "Kısacası artık kalacak başka bir yer bulma zamanınız geldi bacanak." dediğinde cam kırıklarıyla dolu olan elimi sıktım. Canım acısa da umursamadım, yumdum gözlerimi. 

O andan, o zamandan soyutlanmaya çalıştım. 

Oğulcan, "Elin kanıyor." dediğinde canımın acısını daha fazla hissettim. Annem hemen yanıma gelip avcuma baktı, "Kesilmiş hafif."

Kolumdan tutarak beni odama götürürken yanaklarımın ıslandığını hissettim. Annem çekmeceden çıkarttığı yara bandını dikkatli bir şekilde avuç içime yapıştırdı. Elleriyle saçımı düzeltirken "Sakin ol kızım." dedi, "Eniştenin dediklerini de takma, bir yolunu bulacağız." 

Odadan çıkarken boş boş pencereden bakmaya devam ettim, aklımdan geçen milyonlarca ihtimali susturmaya çalıştım. Teyzemin yanında sığıntı gibi yaşarken zaten yeterince yıpranmıştım, şimdi bir de sokakta mı kalacaktık? 

***

"Ödevlerinizi çıkarın lütfen."

Hocanın söylediği şeyle kaşlarımı çatıp Oğulcan'a baktım, "Ne ödevi?" 

"Hoca test kitabından ödev vermişti ya hani, yapmadın mı sen sister?" Umursamayarak "Hayır yapmadım." dedim. Ödevleri kontrol ederken bizim sıramıza geldi, "Evet çocuklar, gösterin bakalım ödevlerinizi." 

"Ben yapmadım." dedim. Hoca kaşlarını çatarak "Normalde her ödevi eksiksiz yaparsın Aybike." dedi, "Şaşırdım doğrusu... Bir daha olmasın lütfen." 

Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde ağlamaklı çıkan ses tonumla "Hocam ben çıkabilir miyim?" diye sordum, kafasını salladığında hızlı adımlarla sınıftan çıktım. 

Okulun bahçesine indiğimde arkamdan Oğulcan'ın da geldiğini fark ettim. "Yalnız kalmak istiyorum, gider misin?"

"Uzun süredir yalnızsın zaten sister, abinim kızım ben... Benden hiçbir şey saklama." 

"Sıkıldım artık anlıyor musun?" dedim sesimi yükselterek. "Yoruldum, yıprandım... Artık dayanacak kadar güçlü de değilim. Ağlamaya başladığımda Oğulcan beni kendine doğru çekerek sımsıkı sarıldı. Sanırım şu an en çok ihtiyacım olan şey buydu...

Berk'ten...

Aybike sınıftan çıktıktan sonra ben de hocadan izin alarak peşinden gittim. Oğulcan'la beraber okulun önünde birbirlerine sarılıyorlardı, beni görmemeleri için saklandım. 

"Geçecek hepsi sister..." dedi Oğulcan. Aybike hiçbir şey demiyordu. Sınıftan çıkarken de çok kötü haldeydi zaten, onu böyle görmek içimden bir şeylerin kırılmasına sebep oluyordu sanki.

Aybike "Herkes böyle söylüyor..." dedi, "Bana yalan söylemeyi bırakın, hiçbir şey düzelmeyecek... hiçbir şey."

"Babamız Tolga pisliği yüzünden felç kaldı, Hilmi şerefsizi bizi evden attı, eniştem de bizi evlerinde istemiyor... Farkında mısın hayatımızı hep birileri bozuyor ve asla düzelmiyor..."

Aybike'nin söyledikleriyle gözlerim doldu, sevdiğim kız bu kadar kötü haldeyken benim hiçbirinden doğru düzgün haberim yoktu. Ben gerçekten Aybike'yi hak etmiyordum, en zor gününde yanında bile olamıyordum ki.

Sessizce yanlarından gittim, sevdiğim kızı acılarıyla yalnız bırakıp hem de...

Bölüm Sonu
Lütfen oy ve yorum atmayı unutmayın 💖

AyBer Seni Kendime SakladımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin