Merhaba. Nasılsınız?
İlk bölüm ile karşınızdayım. Ve çok heyecanlıyım. ^^
Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim.
Keyifli okumalar.
1.Bölüm | SON ÖZGÜRLÜK
Aydınlık bile karanlık gibi geliyordu şimdi. Ya da aydınlığı kendi karanlığıma hapsediyordum. Bilmiyorum. Ama Ateş... Ateş yakında, karanlıkta bile gözükmeyecek, sönüp gidecekti.
Sol kolumu hafifçe kaldırıp bileğimdeki camı çatlamış, siyah saatimden saatin kaç olduğuna baktım. Sabah beşe gelmesine rağmen hava hala zifiri karanlıktı.
Köpek sesleri boş sokakları doldururken artık yürüyecek mecalim kalmamıştı. Adımlarım git gide yavaşlıyor, git gide aksıyordu. Her an düşecekmiş gibi yürüyordum. Yerleri ince bir kar tabakası kaplamıştı. Kolumdan damlayan kan, bembeyaz yere bir leke bırakıyordu. Gittiğim her yere kendimden bir iz bırakıyordum ama bundan en ufak bir mutluluk duymuyordum. Gözükmeyi değil kaybolmayı seviyordum.
Cızırtı sesi yükseldi ve sokağı aydınlatan tek sokak lambası da patladı. Sıkıntıyla nefes verdim. Tenha sokakta tek bildiğim yer ileride iki katlı terk edilmiş bir binanın olmasıydı. Adımlarımı olabildiğince kendimi zorlayarak hızlandırdım ve eski evin önünde durdum. Evin bahçesinden içeri girdim ve arka tarafa doğru yürümeye başladım. Kırık camın önünde durdum ve son bir gayretle tek elimi camın pervazına bastırıp bedenimi içeriye ittim. Nefes alışlarım hızlanmıştı. Duvara yaslanıp birkaç dakika dinledikten sonra evin içinde ilerlemeye başladım. Yerdeki eşyalara çarptıkça çıkan sesler evin içinde adeta yankılanıyordu. İlerlemeye devam ettim ve salonda bulunan iki koltuktan birine kendimi bıraktım. Başımı koltuğun başlığına yasladığımda gözlerim kapanmak üzereydi.
Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama gözlerimi evden duyduğum çıtırtıyla araladım. Elim hemen belimdeki silaha gitti. Silahı çıkartıp ayağa kalktım ve aydınlanmaya başlayan havada görebildiğim kadarıyla gözlerimi evde gezdirdim.
"Kim var orada?" Ses gelmedi. Evin içinde sadece kendi adım seslerim ve kendi nefes sesim vardı. Sonra bir ses daha duydum. Silahı ileriye doğru doğrultup hemen yandaki odanın kapısını açtım. Kimse yoktu. "Kim var orada?" diye yineledim sorumu. Sonra bir hapşırma sesi duydum. Kaşlarımı çattım ve silahımı daha da sıkı kavradım. Merdivenleri çıkmadan hemen önce bakmam gereken bir oda daha kalmıştı. Aralık olan kapıyı ayağımla ittirdim ve içeriye dikkatle baktım. Cam sonuna kadar açıktı. Oda da sadece bir yatak ve bir dolap vardı. Dolaba ilerledim ve kapağını açtım. Karşımda gördüğüm şeyle gözlerim büyümüştü. Dudaklarım şaşkınlıkla aralandığında silahı indirdim ama belime geri koymadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN ATEŞ
General FictionYağmur mu Ateş'i söndürecekti, yoksa Ateş'in sesi Yağmur'un gürültüsünü mü bastıracaktı? "Yağmur damlası ateşin içine düştü ve yok oldu. Ateş'i ise Yağmur söndürdü." Onların aşkı yağmur ve ateşin birlikte olması kadar imkansız oldu. ... BUZDAN A...