Merhabaa uzun zaman sonra ben geldim.
Nasılsınız? Her şey yolunda mı?
Beni soracaklar olursa, bende iyiyim.
Gelin bölüme geçelim.
Keyifli okumalar. Bölüm sonunda görüşürüz. <3
6.BÖLÜM | KİMSİN?
Aramanın üzerinden sadece üç saat kadar geçmişti. Yağmur odasındaydı ben ise salonda oturmuş akşamki buluşma saatini bekliyordum. Kendimi Yağmur‘la geçirdiğim o güzel iki saat ile teselli edebiliyordum sadece. Sıkıntıyla nefes verdiğimde ayağa kalktım ve Yağmur’un yanına doğru ilerledim. Kapının açık olmasına rağmen iki kez tıklattım ve girmek için izin istedim. Başıyla beni onayladığında içeri adım attım ve yatağının ona en uzak köşesine oturdum. Rahatsız etmek istemedim. Önünde birkaç fotoğraf vardı, içlerinden birini bana uzattı dolu gözleriyle gülümseyerek.
Fotoğrafta, salıncakta sallanan ufak bir kızın arkadan çekilmiş fotoğrafı vardı. Açık kahverengi saçları örgülüydü, ucuna da ufak, pembe, çiçekli bir toka takılmıştı. Sağ elinde ise pamuk şeker vardı.
“Çok güzel.” Diye mırıldandım. “Sensin değil mi?” Başını salladı hızlıca. “Yine pamuk şeker yiyorsun, bu kadar sevdiğini tahmin edememiştim.” Gülümsedi. Sıcacık bir gülümsemeydi bu. “Bende dondurma çok severim mesela. Kaşlarımı hafifçe kaldırıp merakla beni dinlemeye başladı. “Senin için pamuk şeker neyse benim içinde dondurma öyle.” Yine gülümsedi. “Şeftalili ve kakaolu en sevdiklerim.” Derin bir nefes alıp arkama yaslandım. “Bir gün seninle de yiyelim. Olur mu?” Tebessüm etti ve yavaşça başını salladı.
Fotoğrafı dikkatle onun önüne koyup ayağa kalktım. “Birazdan Gamze gelecek, senin yanına. Benim ufak bir işim var. Siz kız kıza takılırsınız.” Bir yandan fotoğrafları toplarken öbür yandan elini yumruk yapıp baş parmağını havaya kaldırdı ve tamam işareti yaptı. Başımı salladım ve ona gülerek odadan çıktım.
Yarım saat sonra kapı çaldı. Kapıyı açtığımda Gamze gülerek girdi içeri.
“N’aber baby?”
“Aynı. Sen?”
“Aynı.” Ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi, montunu çıkarıp elime tutuşturdu ve Yağmur'un odasına doğru ilerledi. Bugün ayrı bir enerjisi vardı.
Montu askılığa asıp kendi montumu aldım ve içeri doğru seslendim. “Ben çıkıyorum.” Ardından Gamze seslendi. Enerjisi sesinden anlaşılıyordu. “Tamam.”
Kadının dediği kafenin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve cebimden telefonumu çıkarıp mesaj kutusuna girdim, hala kaydetmediğim numarayı tuşladım ve parmaklarımı klavyede gezdirmeye başladım.
Ben: Kafenin önündeyim.
Saniyeler sonra cevap geldi.052***: Harika. On dakikaya oradayım. Sen hep oturduğun en köşedeki masaya geç. Rezerve.
Telefonu kapadım ve kafeden içeri girdim. Köşedeki masaya geçtim ve beklemeye başladım. Tek dizimi sallıyordum, bir yandan da sürekli telefonumun ekranına açıp saate bakıyordum. Kimdi ve neden benimle buluşmak istiyordu? Bu kadınla şimdi tanışacaktım fakat sabah arayan adam neyin nesiydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN ATEŞ
General FictionYağmur mu Ateş'i söndürecekti, yoksa Ateş'in sesi Yağmur'un gürültüsünü mü bastıracaktı? "Yağmur damlası ateşin içine düştü ve yok oldu. Ateş'i ise Yağmur söndürdü." Onların aşkı yağmur ve ateşin birlikte olması kadar imkansız oldu. ... BUZDAN A...