Her yer derin bir sessizlige burunmus, etrafta yankilanan tek ses kalplerimizin amansiz cigliklari olmustu. Tum hislerim yerini uzuntu ve kedere birakmisti. Cekik gozlerinden akan her bir damla, bedenimin icine sikisan ruhumun paramparca olmasina neden oluyordu. Uzun parmaklarini alacakaranlik saclarina dolamis hisimla cekistiriyor bir yandan da hickiriklarinin duyulmamasi icin kalin dudaklarini birbirine kenetliyordu. Esmer tenine ragmen cildindeki yersiz, daginik kizarikliklar secilebiliyordu.
Yanina gidip onu incecik kollarimdaki tum gucle sarmalamak istedim. Basini uzun ve sicak gerdanima gomup hickiriklarini dinlemek istedim. Ancak o bana karsi olan duvarlarini hicbir zaman yikmayacak bir cocuktu. Bana karsi asla yumusamayacak ve asla sevkat duymayacakti.
"C-Calum?"
Titrek sesim bos sinifta bir sure yanki yapti ve daha sonra ucup gitti. Bir anligina hickiriklarina son verse de benden ses cikmayinca umutsuzca aglamaya devam etti.
"Calum..."
Bu sefer elleriyle kamufule ettigi suratini gun yuzune cikardi ve burnunu cekti. Dudaklari sismis ve gozleri kanlanmisti. Titrekce bir nefes aldi.
"Jefflyn?"
Usulca yanina dogru ilerledim. Ne yapacagimi veya ne diyecegimi bilmiyordum. Icimde sadece ona karsi olan tum sevgimin kabardigi hissi baskin geliyordu. Tamamiyle ona adadigim ruhum onu mutlu etmek icin hapsoldugu zayif bedenimde cirpiniyor ve cigliklar atiyordu.
"Uhm, s-sen iyi degilsin oyle degil mi?"
Bana bu kadar sacma bir soru sordugum icin kizacagini sansam da sadece basini sallayip beni onaylamakla yetindi. Calum bana bagirip cagirmadigina gore gercekten yerinde gitmeyen bir seyler vardi.
Yanindaki siraya oturdum. Derin bir ic cektim ve urkekce soguk ellerimi kizarikliklarla dolu nemli yanaklarina dogru uzattim. Hafifce oksadim ve vucuduma soluk enerjisinin gecmesine izin verdim. Yanagi hala yumusak ve puruzsuzdu. Cenesine dogu yeni yeni cikmaya baslamis olan sert sakallarini, belirgin elmacik kemilerini, kahverengi minik benlerini ve isisini hissetmek beni baska bir boyuta tasimisti. Onu hissetmek hayatimda hissetigim en sehvet dolu ve tutkulu histi.
Hala oksamakta oldugum yanagini elime bastirdi ve yumdugu gozlerinden birkac damla yas akmasina izin verdi.
Icimde ilk defa boylesine tutkulu bir sevgi hissediyordum. Zihnim bulanmis ve tum vucudum guclu bir basincla sarsilmisti. Hislerim birbirne karismis ve buyuk bir katliami baslatmisti.
Aglamasi biraz daha siddetlenince kucuk gozlerimdeki yaslari daha fazla tutamadim. Onu boyle gormek beni kahrediyordu. Icim milyonlarca parcaya ayriliyor, kan basincim artiyor, bedenim titriyor ve ateslenmeye basliyordum."Jefflyn," hickiriklarla karisik catallasmis sesine kulak verdim ve istemsizce kapatmis oldugum gozlerimi actim.
"Bana yardim et Jefflyn, Tanri askina!Bana yardim et!"
O kadar cok bagirmisti ki oturdugum yerde sicradim. Ruhu, artik icinde attigi cigliklari tutamayip nankorce disari vuruyordu. Hep karmakarisik oldugunu ve surekli ruh halinin degistigini biliyordum ancak bu kadar caresiz olduguna ilk defa tanik oluyordum. Bacaklarinin ustunde birlestirdigi ellerini kisa etegimin sergiledigi ciplak bacagima koydu ve sikica kavradi. Elleri terlemisti. Yasli gozleri, gozlerimi buldu ve titrek dudaklari, dudaklarima uzun tutkulu bir opucuk armagan etti.
Basini gogusume dayadi ve iyice dibime girdi. Hayatta tutunabilecegi tek dalmisim gibi bana simsiki sarilmisti. Boyle kucuk bir kedi yavrusunu andiriyordu. Burukca gulumsedim ve onu gucsuz kollarimla kavramakla yetindim. Birnin sevkatine ve karsiliksiz sevgisine ihtiyac duymak nasildir bilirim. Once caresizligini gozler onune sermek istemezsin ama sonra yalnizliktan curudugunu gormeye baslarsin, her aynadaki yansimana baktiginda yorgun gozlerini ve soluk tenini gorursun. Sevgisizlikten kurumus dudaklarini ve oksanmaktan yoksun saclarini gorursun. En sonunda da sana ilk ilgi gosteren birinde avutursun kendini."Calum, sana soz veriyorum ki ne zaman yalniz oldugunu hissedersen yaninda olacagim, ne zaman birine ihtiyac duyarsan yaninda olacagim, ne zaman sevkatli kollarda huzurluca uyumak isterden yaninda olacagim ve ne zaman bana ihtiyacin olursa saat,yer yada mekan fark etmeksizin yaninda olacagim. "
Basinin ustunu uzunca optum ve kokusunu icime cektim. Bana daha da siki sarilmaya baslamis tipki tutundugum tek dayanagin o olmasi gibi bana baglanmisti.
-
Sabahin ilk isiklariyla kamasan gozlerimi soylenerek yeniden yumdum. Harika bir ruyanin esigindeydim; masmavi gokyuzunde ozgurce ucusan sercler, envai cesit bitkilerin ev sahipligini yapan kocaman bir bahce, bahcenin kenarinda sarmasiklarin susledigi beyaz el oymali ahsap bir cardak ve tum endamiyla parildayan bir gunes vardi. Boylesine huzur verici bir ruyadan uyanip bu dunyaya gozlerimi aralamak benim icin gercek bir eziyetti. Oldugum yerde rahatsizca kipirdanip uyumaya devam etmeye calistim.
"Gunaydin."
Oldukca boguk cikan kalin sese dogru dondum ve dogrulup sirtimi yatagin deri kismina yasladim. Eger beni uyandiran baska birisi olsaydi muhtemelen onu bogazlardim.
"Gunaydin Calum. "
Sag kolunun ustunde dogruldu ve sol kolunu belime doladi. Tenin sicakligini hisseden bedenim kendini urpermekten alamadi.
"Hala su garip bitki caylarindan var mi?"
"Onlar garip degil! Ve evet, elbette var. "
"Guzel, cunku gune igrenc tatlarla baslamak icin harika bir sabah Jeff!"
Benim tiz kahkaham ve onun kalin kikirtisi birlesip ortama neseli bir hava katmisti. Yanimda duran yastigi hizla aldim ve ona vurmaya basladim. Once kollarini kendine siper ederek darbeleri yavaslatmaya calisti, sonra da altindaki yastigi kapip bana vurmaya basladi.
Yastiklardan fiskiran beyaz kaz tuyleri odayi aydinlatan gunes isiginin karsisinde ucusuyor, eglenceli bir hava yaratiyordu. Cigliklar ve kahkahalar birbirine karismiti. Ciplak gogusune birkac kez daha vurdum ve daha sonra yorulup sirtimi yatagin soguk yuzuyle bulusturdum.
Bu yorgunlugumdan firsat bulmus olacak ki ustume cikti ve ellerini basimin iki yanindan destek alacak sekilde koydu. Duzensiz nefeslerimiz aramizdaki kisa mesafe boyunca birbirine carpiyor ve hizla inip kalkan goguslerimiz kesik kesik birlesiyordu. Bir sure gozlerime odaklandi.
Kahverengi gozlerindeki mutluluk anlasilabilir derecedeydi ve ben Calum'u tanidigim su sure icinde ilk defa bu kadar sevinc dolu ve cocuksu goruyordum. Istemsizce gulumsedim. Onu mutlu gormek, karanlik gecelerimi aydinlatan ay isigina benziyordu.
Gozleri yavasca pembemsi dudaklarima kaydi. Gulusum dustu ve yerini duz bir ifadeye birakti.
"Calum. "
"Hmm?"
"Op beni. "
NE KLISE AMA!!
LMAO.