6.Bölüm : Sır

224 15 0
                                    

Uzun bir süre sonra herkese selam! Uzun bir süredir bölüm atamadım. Kısa bir tatil ve dinlenme sürecinin ardından tekrar yazmaya geldim. Umarım çok bekletmemişimdir. Malum yaz sıcağından dolayı da bilgisayar başına oturup saatlerce bölüm yazamıyorum. Yine eskisi gibi düzenli bölüm atmaya devam edeceğim. Daha fazla tutmayayım sizi. 

İyi okumalar.

---   

---   

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

6.Bölüm : Sır

Bir kelime binlerce yarayı kapatmaya yetebilir miydi?

Sabah erkenden kalkmış ve evde Asya'yı aramıştım ama gelmemişti. Rüzgar'la pek ilgilenemiyordum bu sıralar. Onu da işe getirmeye karar vermiştim. Toplantıda asistanıma verir odamda olduğum zamanlarda onunla ben ilgilenirdim. Rüzgar'a siyah eşofman ve gri kazak giydirip kendim de beyaz ceket elbise giydim. Evde fazla oyalanmayıp Rüzgar için yiyecek bir şeyler aldıktan sonra çıktım.

Şirkete geldiğimizde insanlar oradan oraya koşuşturuyordu. Bugün büyük gündü. Hem ortaklar hem de Onur gelecekti. Sevde elindeki bir fincan çayla yanıma geldi. Birlikte asansöre binerken elindeki tabletten günün programını okuyordu. "Bugün Onur Bey saat altı gibi burada olacakmış, toplantıyı altı buçuğa almamı istedi. Altı buçukta Onur Beyle toplantı var. Saat üçte de satış departmanıyla toplantınız var. Bugün için başka toplantınız yok..." deyip planı anlatmaya devam etti.

Asansör odamın bulunduğu katta durunca asansörden inip Sevde'ye döndüm. "Ben toplantıdayken Rüzgar'la sen ilgilenirsin," dediğimde başıyla onayladı. Odama girdim ve masama ilerledim. Çantamı masamın önündeki koltuğa koyup kabanımı çıkardım. Rüzgar'ı masama oturttuktan sonra koltuğuma oturdum. "Sevde Rüzgar için bir mama sandalyesi aldırtabilir misin," dediğimde "Hemen," deyip odadan çıktı. Rüzgar masanın üstündeki kağıtları eline alıp inceliyordu. "Nasıl proje sence annecim?" dedim gülerek. Rüzgar beni umursamadan kâğıdı ağzına sokmaya çalışınca hemen elinden aldım. "Ağzımıza sokmuyoruz bunu annecim," dedim uyararak. Önüne kâğıt ve kalem koydum. O resim çizmeye çalışırken ben de işime odaklandım.

Kapının çalmasıyla başımı bilgisayardan kaldırdım. Sevde yanında bir adamla içeri girdi. Rüzgar için sandalye getirmişlerdi. Adam mama sandalyesini kurduktan sonra teşekkür ettim. Tekrar baş başa kaldığımızda Rüzgar sandalyesine koyduğum kâğıda resim çiziyor ben de işime kaldığım yerden devam ediyordum.

Saat üçteki toplantıdan sonra yoğun bir tempoyla çalışmaya devam etmiştik. Onur'un uçağı inmiş olmalıydı. Çalışanlar zaman daraldıkça iyice panik oluyor işlerini yetiştirmeye çalışıyorlardı. Koridorda ilerlerken Sevde'ye hitaben konuştum. "Sunum hazır değil mi? Bir eksiklik istemiyorum."

"Hazır Dila Hanım, bir eksiklik yok. Tekrar tekrar kontrol ettik. Dağıtacağımız dosyalar da istediğiniz gibi düzenlendi." Başımı sallayıp kucağımdaki Rüzgar'ı ona uzatmadan önce "Bakabileceğine eminsin değil mi?" diye sordum. Sonuçta çocuğumu emin ellere emanet etmek istiyordum. "Şüpheniz olmasın."

PARAMPARÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin