[𝑲𝒂𝒄𝜾𝒔]

1.1K 84 45
                                    

"O DAHA BİR ÇOCUK ALBUS!"

"ONA DOKUNMANA ASLA İZİN VERMEM!"

İlk Prf. McGonagall sonra da Prf. Snape sesi yükseldi oda da.

Odanın dışında altın üçlü ve Pansy beraber bekliyorduk.

Dün yaşananlar gözümün önüne tekrar tekrar geliyordu.

"Siz gidin ben beklerim" dedim gözlerim yerdeyken.

Harry tam ağzını aralamışken "biraz yanlız kalmak istiyorum" dedim. Hepsi mırıldanarak bir şeyler söyledikten sonra yanımdan ayrıldılar.

Şifreyi söyleyip yavaş adımlarla merdivenden çıktım.

"Ona bunu yapma" dedi Prf. Snape.

"Çözüm bu Severus. Onu uyutmamız gerekiyor yoksa Yıllar önce olan şey olucak...Voldemort eline geçerse eğer ki hiç şansımız yok" ellerim ağzıma gitti. Şaşkınlıkla gözlerim aralandı.

"Alice öldürmüş olucaz"

"Gerekirse öldürmek zorunda bile kalabiliriz Severus kız çok tehlikeli"

Koşarak ordan çıktım.

Şatodan çıktığımda adımlarımı yasak ormana çevirdim. Nefes nefese kalmama rağmen her adımın da hızımı arttırıyordum.

Koşarken bacaklarıma ve koluma çarpan dallar derimi çiziyordu.

"Alice" dedi nefes nefese kalmış kişi.

"Draco"

Onun gibi bende bir süre durup soluklandım.

Koşarak sıkıca sarıldım. Bir anda ağlamaya başladım.

"Dumbledore odasının ordaydım-ordaydım ve beni uykuya yatırmak hakkında konuşuyorlardı. Beni öldürebilceğini söyledi...Draco bunu istemiyorum" yüzümü elleri arasına aldı.

"Buna izin vermem biliyorsun" hızla başımı salladım.

"Napıcam bilmiyorum. Harry o-"

"Harry hallederim. Sen-sen kaç" cebinden çıkarttığı torbayı elime tutuşturdu.

"Fransa'ya git" dedi.

Dudaklarımızı birleştirdim.

"Seni seviyorum" gözünden yaşlar süzülmeye başladı.

"Bende seni seviyorum sevgilim" bir süre daha buz mavisi gözlerine baktım.

"Seni bekliyor olucam sevgilim" dedi. Zar zor gülümsedim ve ormanın derinliklerine doğru koşmaya devam ettim.

Nefessiz kalana kadar koştuktan sonra bir ağacın dibine oturdum.

"Alice" Prf. Snape ile asamı hızla kaldırdım.

"Ölmek istemiyorum" adamı umursamadan hızla bana doğru koşup sarıldı.

"Ölmene asla izin vermem" şaşırmıştım, bana kötü davranmasa da Harry sevmeyen prf. Snape sonuçta.

"Fransa'ya gidicem" elini bana uzattı.

"Seni götürücem" başımı salladım.

Elini tutmam ile yer ayaklarımın altından kaydı.

Tren istasyonuna gelmiştik.

Ellerini omuzlarıma yerleştirdi.

"Fransa'ya varınca bir arkadaşım sana eşlik edicek. Kimseye mektup yazmak yok, kimseyle konuşma da anlaşıldı mı Alice. Ben seni ziyarete gelicem. Kendine dikkat et" sıkıca sarıldım.

"Teşekkür ederim" dedim titreyen sesimle. "Harry onu sevdiğimi söyle"

Ağzını araladı ancak bir şey söylemedi, sanki diyeceği şeyi tartıyor gibiydi.

"Lily gibi ölmene izin vermiycem" beni ittirerek trene bindirdi.

Şaşkınlığım ile boş bulduğum ilk koltuğa oturdum.

Camdan beni izleyen Severusa baktım. Bir elimi cama koydum.

On dakikada ne yaşamıştım bu kadar.

Cama doğru yaklaştı.

"Güçlü ol" dedi. Başımı salladım.
Elim tersiyle gözden akan yaşları sildim.

"Hemen gel yanıma" başını salladı. Benim gibi akan yaşları sildi.

Tren hareket etmesi ile elimi salladım.

Üstümde ki slytherin cüppesini çıkarıp yanımda ki koltuğa attım.

Yol boyunca yaptığım tek şey başımı cama yaslayıp ağlamak oldu.

Harry bıraktığım için pişmanlık duyuyordum.

Bu sefer onu terk eden bendim.

Herkesi geride bırakmıştım. Remus, Sirius, Hermione, Ron, Pansy, Harry...

Trenin durması ile kendime geldim.

Bedenimi zorla da olsa koltuktan kaldırdım ve kendimi dışarı attım.

Bir süre gözlerim etrafta dolaştı. Severus arkadaşı kimdi bilmiyordum ve kimse o kişinin beni bulmasını bekliyordum.

"Alice Lily Potter" dedi karşımda beliren adam. Elini uzattı.

"Regulus Black"

***


Kısa oldu biliyorum ancak bir sonra ki bölüm için burda bitirmeliydim.

𝑨𝒍𝒊𝒄𝒆 𝑳𝒊𝒍𝒚 𝑷𝒐𝒕𝒕𝒆𝒓 | 𝒹𝓇𝒶𝒸ℴ 𝓂𝒶𝓁𝒻ℴ𝓎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin