10. Bölüm

655 53 65
                                    

Kâğıtta türkçe bir şekilde "pas" yazıyordu.

"Üzgünüm, üzgünüm Esat." Ülkü gözlerinden yaşlar akarken hıçkırarak konuşmaya devam etti.
"Üzgünüm Esat ölmesini isteyeceğim en son kişisin. Lütfen beni affet!"

Ülkü bu sözlerden sonra ayakta duramayıp yere yığıldı. Herkes başına toplandığında Esat ona sarıldı. Gözlerinden yaşlar akarken konuştu.
"Üzülme kardeşim. Beni sen bile öldürsen sana asla kızamam."

Esat gözündeki yaşları eliyle silip devam etti.
"Sen benim küçük şımarığımsın. Seninle beraber burdan sapasağlam çıkacağız."

"Tamam siz gidin ben onu taşırım." Çağan bunu dediğinde hiçbiri itiraz etmedi. Çünkü aralarında onu taşıyabilecek güce sahip başkası yoktu.

Çağan Ülküyü kollarına alıp ilerledi ve diyerleride onun peşinden gitti. Ülküyü yere bırakırken Tuana başının altına ceketini koymuştu.

Herkes Ülkünün başında suskun suskun oturmaya başladı.

Defne ise sevgilisine sımsıkı sarılıyordu. Şu an ne dese boştu çünkü.

Defnenin aklında hala o kağıt vardı. Niye pas yazıyordu. Gelecekteki kendisi onu başka bir kağıt için mi uyarmıştı yoksa 'pas' es geçmenin dışında bir şifre miydi?

Onları ne zaman bulmaya geleceklerdi? Onlar unutulmuş olamazdı.

Leya'nın düşünceleri ise tamamen farklı yerlerdeydi. O Esata Mertin tam olarak nasıl öldüğünü sormak istiyordu ama bu şu an imkansızdı ve neden hala ölmediğini de düşünüyordu. Nerdeyse 5 gündür buradaydı ama hiçkimseyi yeterince tanımıyordu.

Olaylardan en çok etkilenen kişi şu anda Çağandı. Gözünü Ülküye kilitlemişti. Esatın hâline dayanamıyordu bile. Herkes yıkılmıştı.

Tuana Çağanın yanında oturuyordu. Çağanın omzuna elini koydu ve gözlerinin içine bakarak konuştu.
"Üzülme bunlar geçecek. Sonra hepimiz bir araya toplanıp eğleneceğiz. "

Tuana ayağa kalkıp ümitsizliği yıktı.
"Hadi toparlayın artık! Kendendinizi hırpalamadıkça hiçbirşey düzelmeyecek! Birşeyler düşünmemiz lazım."

Defne Esattan ayrılıp ayağa kalktı.
"Tuana haklı. Kendimi gördüğümde bana kağıdı açma dedi ama bizim açtığımız kâğıtta kayda değer hiçbir şey yoktu. Bu nedenle araştırmayı bırakıyoruz. Sadece bulunmayı bekleyeceğiz."

Defne artık yöntem sağmıştırlar zamanının geldiğini anlamıştı.
"Bu odadan çıkılmayacak. Sadece içecek ve özel nedenler için çıkılacak."

...

"Termeni şehrinde 9 çocuk kayboldu. Bu çocuklar tam tamına 5 gündür kayıp. Polis ekipleri aramalarına devam ediyor."
Haber spikeri bunu sunduktan sonra kaybolan çocuklarım resimleri ve önemli bilgileri sırasıyla ekranda gösterildi.

Tüm termeni bu haberle çalkalanırken aileler ise bir araya toplanmış en küçük bir haber için ümitle karakolda bekliyorlardı.

...

2 gün sonra

"Tuana nerede? Yarım saattir ortalarda yok."
Leya'nın endişeli sorusuna karşılık

Defne atıldı.
"Lavaboya gitmemiş miydi o? Acaba başına bir şey mi geldi?"

"Gidip bakayım!"

"Olmaz Leya sen bunun için fazla güçsüzsün. Yağız sen gider misin?"

Defnenin dediklerine karşı Yağız kafasını sallamıştı ama o onların şu an abarttığını düşünüyordu. Yinede örn amaçlı sesini çıkartmamıştı.

Lavabonun önüne gidip kapıyı tıklattı ama içeriden ses gelmeyince tekrarladı. Birkaç defanın ardından yeniden ses gelmeyince bu sefer kapıyı açtı. Kapı kilitlenmemişti. Sadece kapıya bir şey takılmıştı bu bir bıçaklı ve üzeri kanlıydı.

Yağız kapıyı açtığında Tuananın kanlar içindeki bedeni ile karşılaştı.

--------------

Merhaba💫

Nasılsınız?

Bu arada yeni bir hikaye yayımladım. Tek bölümlük bakarsanız çok mutlu olurum.

 Tek bölümlük bakarsanız çok mutlu olurum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Niye tuanayı öldürdün diye sormayın. Çok zor bir seçimdi bende yazarken çok zorlandım ama en uygun kişi Tuanaydı. Üzgünüm.

》Bölüm nasıldı?

》Sizce Tuanayı kim öldürdü?

》Sizce Tuana neden öldü?

Oy sınırı:20
Yorum sınırı:30

By👋

ÇIKIŞ YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin