nine

4.1K 431 267
                                    

Jennie'den

Dün hiçbir şey olmamış gibi hemen iyi geceler dileyip yanından gitmiştim. Gereksiz bir heyecan içerisine girip saçmalamaktan korkmuştum belki de. Şu an ise işe çoktan başlamıştık. Yarası hala tam iyileşmediği için etrafta görünmüyordu.

Maria ile konuşma fırsatı bulamamıştım. Şu an tam yanımda dururken ona olanları sorarak merakımı gidermeyi planlıyordum.

"Dün iyi geçti mi?"

"Evet, sadece konuştuk. Tanımak istediğini söyledi."

Zaten böyle bir şey bekliyorduk.
"Ne güzel işte. Nasıl biriydi?"

"İyi, zaten hoşlanıyorum ama yakalanırız diye çok korktum."

"Her şeyin bir riski var tabii."

Başıyla onaylayıp bir yandan ürünleri toplamaya devam etti.

Bir asker yanımıza gelip sesini herkesin duyabileceği bir düzeyde yükseltmişti.
"Yaralıların bakımı ile ilgilenenler ellerini yıkayıp pansumana gitsin."

Çöktüğümüz yerden kalkıp çeşmeye doğru ilerledik. Ellerimizi yıkadıktan sonra pansuman malzemelerini alıp dağıldık. Sekizin çadırına aniden girmemle masanın altına doğru eğdiği bedenini dikleştirip sandalyedeki örtüyü yere atmıştı. Örtüyü attığını küçük bir aralıktan görmüştüm, o benim gördüğümü fark etmemiş bile olabilirdi.

"Haber vererek gir."

Telaşlı bir biçimde kurduğu cümle ile şüphe etmiştim. Alt tarafta bir şey vardı ve onu saklıyordu.

"Üzgünüm, unuttum yine. Pansuman yapmak için gelmiştim."

Masanın kenarından dolanıp yatağa oturdu. Ben de son kez masanın oraya bakış atıp yanına ilerledim. Karşısına sandalye çekip oturdum ve tişörtünü sıyırdım.

"Biraz geriye doğru yaslanırsan daha rahat yaparım." Dirseklerini yatağa yaslamıştı. Bedenini de geriye doğru yatırmıştı.

Pansumanı yapmaya başladığım vakit zihnimde dönüp dolaşan tek bir soru vardı. Ne saklıyordu?

Hızlıca pansumanı bitirip tişörtünü düzelttim. O da duruşunu dikleştirdiğinde bana baktı. Konuşma ihtiyacı hissetmiştim.

"Yaran hızlı iyileşiyor. Dikişler ne zaman alınacak?"

"Birkaç güne."

Başımla onaylayıp ayaklandım. Arkaya doğru dönüp zemini görmeye çalıştım.
"Örtü yere düşmüş, kaldırayım."

Hızla ayağa kalkıp kolumdan tuttu. Kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Ben alırım."

"Yaran var, eğilme sen."

Kolumu daha sıkı kavramıştı. Kendini kontrol etmekte zorlanıyor gibiydi. Sinirlendiğini ve endişe duyduğunu yüzünden anlamak zor değildi.

"Gitsen iyi olacak Jennie."

Kolumu kendime çekip açık açık sordum.
"Ne saklıyorsun?"

"Bir şey saklamıyorum."

"Saklamayan biri böyle mi davranır?"

Gözlerini kaçırıp derin bir nefes aldı.
"Sırası değil."

"Merak ediyorum sadece."

"Fazla merak iyi değildir. Bunu aklından çıkarma."

Aramız yine gerilmişti. Rahatsız edici bir durum içerisinde bulmuştuk kendimizi.
"Peki, uzatmayacağım."

Koluna çarpıp yanından geçtim ve çadırdan çıktım. Deli gibi merak etmem dışında bir sorun yoktu. Belki de burnumu sokmamalıydım fakat elimde değildi. Ne olduğunu bulacaktım.

savior on the island, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin