Jennie'den
İki gün önce gelişi için heyecanlanırken şimdi aramızın gergin olması sebebiyle de ona gıcık olmaya başlamıştım.
Gece yatarken sabaha kadar düşündüm. Dediklerini zihnimde tarttım ve bir yere koymaya çalıştım. Genel olarak bakıldığında beni düşünüyordu. Ama yine de bu cesareti ben gösterirken onun göstermemesi beni sinirlendiriyordu.
Bu sinirle tohumları toprağa ekmek için yeri hızlı hızlı kazıyor ve işimi agresif bir şekilde yapıyordum. Sinirimi topraktan çıkarıyordum.
İşler bittiğinde akşam yemeğini yemek için ortak alana gittik. Sıradan ve kısa bir yemeğin ardından ise bulaşıklar yine bana kitlenmişti. Büyük tepsilerle çeşmenin oraya gittim. Yıkamaya başlarken kenarda, nöbette olan bir asker yanıma geldi. Ters bir hareket mi yaptım acaba diye düşünürken kafamı iyice yere doğru eğdim. İngilizce konuşmuştu.
"Bakar mısın?"
Başımı kaldırıp ona doğru baktım. Ne diyeceği hakkında bir fikrim yoktu ve bu yüzden adrenalin tüm vücudumu sarmıştı.
"Bir şey mi istediniz?"
"Aslında evet."
Benimle çok sert konuşmuyordu. Genel olarak burdaki askerler sert ve emir kipi ile konuşmayı seviyordu.
"Buyrun."
"Maria ile yakın mısın?"
Bunu neden soruyordu? Hiçbir şey anlamamıştım.
"Evet."
Cebinden bir kağıt çıkartıp tulumumun cebine hızla soktu.
"Benim için bunu ona ilet."
Gönül işleri gibi duruyordu. Açıkçası şaşırmıştım. Maria benden yaşça büyük olsa da alımlı bir kadındı.
"Tabii ki."
"Kolay gelsin."
"Teşekkürler."
Maria'dan dolayı bana da iyi davranıyordu anlaşılan. Maria ise bana bu asker hakkında hiçbir şey bahsetmemişti.
Bulaşıkları yıkamaya devam ettim. Hepsi bittiğinde kuruması için yerlerine koydum ve yatakhanenin oraya doğru ilerledim. İçeri girdiğimde Maria ellerine yaraları için krem sürüyordu. Yanına gittim ve oturdum.
"Maria bana anlatmadığın bir şeyler var sanki."
"Ne?"
Kimse yoktu, bunu fırsat bilerek tulumumdan kağıdı çıkardım. "Çeşmenin orda nöbet tutan asker bunu sana vermemi söyledi."
"Ne?!"
Heyecanla kağıdı açıp okumaya başlamıştı. Çince yazıyordu. Çok merak ediyordum.
"Ne yazıyor Maria?"
"Jennie... Gece buluşmak istiyor."
Gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı.
"Daha önceden bir ilişkin var mıydı? Bana söylemedin.""Hayır yoktu. Sadece bakışıyorduk."
"Bakışmalarınızın karşılığını almış oldun bugün." Gülerek ona baktığımda o da bana aynı şekilde karşılık vermişti.
"Bu çılgınca ama gideceğim."
"Git tabi."
Ona elimden geldiği kadar cesaret vermeye çalışıyordum.
"Heyecanlandım."
Otuzlarında bir kadın olmasına rağmen bir ilişki yaşamaya fırsatı olmamıştı. Burda ne tür bir ilişki yaşanabilirdi ondan da emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
savior on the island, taennie
FanfictionKim Jennie'nin bedeni, gemi kazası sonucu Lian Yu adasının kıyısına vurur. Kim Taehyung × Kim Jennie Savior On The Island by thelastn