fifteen

3K 337 439
                                    


duyurudaki tüm yorumlarınızı okudum ve okumaya devam eden bunca insan olduğu için mutlu oldum❤️ aynı şekilde ilginizi bölümlerde, yorumlarda görmek istiyorum⭐❤️

×

Jennie'den

"Eva yok!"

Maria endişeli bir şekilde yanıma varıp ellerini dizine koyup eğildi ve nefeslendi. Elimdeki bitkileri çuvala atıp ona doğru döndüm.

"Ne?"

"En son yanımdaydı. İşe dalmışım, yan tarafıma bir döndüm yok. Her yere baktım, çeşmeye, tuvalete de baktım. Yok!"

Maria'yı geride bırakıp endişeyle ileri doğru ilerledim. Gözlerimle etrafı tarıyordum ama askerler ve çalışanlar dışında kimse görünmüyordu.

Olabileceği her yere baktım, orman yoluna giden taraflara ve ağaçların arasında saklanabileceği yerlere baktım fakat yoktu. Eğer öğrenilirse bunun cezası net bir şekilde ölümdü.

Sakin kalıp mantıklı düşünmem gereken dakikalarda nefes alış verişimi düzenlemeye çalıştım. Okyanusun olduğu bölgeye hiç bakmadığım aklıma geldiği gibi dikkat çekmeden o tarafa gittim. Birkaç asker ile karşılaşsam da çalıştığımı sandıkları için bir şey demediler.

Okyanus kıyısına vardığım gibi etrafıma ve ormana doğru baktım. Biraz daha ilerlememde sorun yoktu, sınırı geçmiyordum. Ağaçların arasına girdiğim gibi gördüğüm görüntü dudaklarımın birbirinden ayrılmasına sebep oldu. Oldukça şaşkındım.

Sekiz tahta bir bloğun üzerinde, onun sol dizinde de Eva oturur vaziyette sohbet ederlerken olduğum yerde kalıp bu şaşırtıcı fakat bir o kadar da sevimli görüntüyü bir ağacın gövdesine saklanarak izledim. Gülümsemem yüzüme yayılırken olduğum yerden çıkıp yanlarına ilerledim. Hareketliliği fark edince Sekiz ani bir hareketle Eva'yı dizinden indirmişti.

"Sakin sakin, benim."

Rahatlatıdığını belirtir bir şekilde nefes vermiş ve yanına çağırmıştı.

Yanına gidip Eva'nın oturduğu gibi dizine oturdum. Bu cesaret nerden gelmişti bilmiyordum ama sadece yapmak istediğimi yapmıştım. Eva şaşkın gözlerle bizi süzerken bakışlarımı Sekiz'e odakladım. Elini belime dolayıp yanağımdan öptü.

"Ne yapıyorsunuz burda? Eva'yı bulamayınca ödüm koptu."

"Eva'yı bu tarafa gelirken gördüm, burda nöbetçiyim. Sonra konuştuk biraz."

Eva ne konuştuğumuzu anlamadığı için boş gözlerle etrafı süzüyordu.

"Çok tatlı duruyordunuz." Yüzümdeki hafif tebessümle ona bakarken Eva'ya dönüp baktı. "Tatlı, biraz."

Gözlerimi devirip omzuna hafif bir yumruk savurdum. "Bir kez de kabullen."

Gülümseyip bakışlarını Eva'ya çevirdi. "Onu görünce küçüklüğüm aklıma geliyor."

Yüzümdeki gülümseme solmuş, tüm vücudumu bir hüzün bulutu sarmıştı.
"Üzülüyorum, sen böyle konuşunca."

O ise benim aksime yüzündeki gülümsemeyi daha da genişletip beni kucağından indirdi. "Fark edecekler, Eva'yı da al ve git."

İçimden hiç ayrılmak gelmese de haklıydı, bir an önce fark edilmeden çalışma alanlarına gitmemiz gerekiyordu. Uzanıp dudağına küçük bir buse kondurduktan sonra Eva'nın elinden tutup yürümeye başladım.

Büyük bir özveri ile çalışmamızın ardından çoktan akşam yemeğini yemiş, şimdi ise serbest zamanımızı kullanarak Maria ile çadırın kenarındaki çimenlerin üzerinde uzanarak yıldızları seyrediyorduk.

savior on the island, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin