Jennie'den
Üç hafta olmuştu ve bugün döneceklerinin haberini almıştık. Bu üç haftada ise her günüm aynı geçmişti. Çalışmakla, iki lokma yemek yemekle ve uyumakla. İçimde anlam veremediğim bir heyecan vardı. Onun gelişi için heyecanlı olmam saçmaydı fakat bu saçmalığı kalbim dinlemiyordu.
"Maria ne zaman geliyorlar?"
"Jennie dördüncü soruşun."
"Merak ettim sadece yani." Maria imalı bir şekilde gülümseyerek cevap verdi.
"Kesin öyledir. Gelirler birazdan. Bilmiyorum ben de."
Akşam yemeğini bile yemiştik fakat hala ortalıkta yoklardı. Elimdeki bezle temizlik yapmaya devam ettim. En azından zaman geçiyordu.
Sonrasında büyük bir ıslık sesi duydum. Anlamadığım bir şey dediler. Maria'ya döndüğümde başıyla onayladı. "Geldiler."
Çadırın girişinden kafamı sarkıtıp baktım. Burdan hiçbir şey gözükmüyordu.
"Hadi gel, bakalım." Maria elimden tutup çekiştirmişti. Onları görebildiğimiz bir yere geçince yerdeki otları topluyor gibi yapmaya başlamıştık.
Bir gözüm gelen askerlerdeydi. Hala onu görememiştim. Bir şey olmuş olma ihtimali beni kötü hissettiriyordu.
Askerlerin büyük bir çoğunluğu gelmişti fakat o hala yoktu. "Maria yok."
"Korkma, görememişsindir."
İşte tam bu sırada onu görmüştüm fakat yürürken değil, sedyeyle. Sadece o da değildi altı tane asker sedyeyle taşınıyordu.
"Maria vurulmuş!"
Maria kolumdan tutarak kendisine bakmamı sağladı. "Ama yaşıyor. Ayrıca daha fazla göze batmadan gidelim Jennie."
Tam ayağa kalkıp geri dönecektik ki bir asker bize seslendi. Anlamamıştım. Sorar gözlerle Maria'ya baktığımda benim için çevirmişti. "Buraya gelin dedi."
Arkamızı dönüp yanına ilerledik. Başımız hafif eğikti. Adam yine bir şeyler dedi. Maria da benim için çevirdi. "Yaralılara bakmamızı istiyorlar. Yanımıza dört kişi daha alacakmışız."
Rahatlamıştım. Hem ona bakabilecektim hem de göze batmamıştım.
Burada sadece yedi kadın vardı. Maria ve kendimi çıkarttığım zaman geriye beş kişi kalıyordu. Aralarından dördünü seçip birlikte ilerledik. Askerlerden ikisi yanımıza geldi. Maria da onlara bir şeyler söylediğinde kulağıma fısıldadı.
"Sekizin çadırına gidebilirsin, ayarladım."
Ona gülümseyerek baktığımda aynı şekilde karşılık verdi. Hızla onun çadırına doğru ilerledim. İçeri girdiğimde yatağında yatıyordu.
Yanına yaklaştım. Gözleri kapalıydı. Elim alnına gitti. Ateşi yoktu. Bu sırada gözlerini açtı.
"Vurulmuşsun."
"Olabilecek şeyler."
"İyi misin?"
"Sayılır."
"Ciddi bir durum varsa ne olacak?"
"Ciddi bir durum yok gibi görünüyor ama doktor gelir zaten."
Başımla onayladım onu. O ise konuşmaya devam etti.
"Neden burdasın?"
"Sana bakmak için. Askerlerden biri dedi."
Bir şey dememişti. Kölelerden biri yemek getirmişti. Getirdiği tepsiyi alıp tekrardan sekizin yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
savior on the island, taennie
Fiksi PenggemarKim Jennie'nin bedeni, gemi kazası sonucu Lian Yu adasının kıyısına vurur. Kim Taehyung × Kim Jennie Savior On The Island by thelastn