we lost the summer | Taegyu|

0.1

-Taehyun-

9. Sınıfın yaz tatiline girmemizle birlikte ailemde lise telaşı başlamıştı. Bütün yaz evde kalmamı istemeyen annemde benim haberim dahi olmadan çok boktan bir yaz okuluna beni yazdırmıştı.

Cidden o boktan yere gitmek istemiyordum. Yaz tatilindeydim ve yapmam gereken şey arkadaşlarımla takılmak, evde PlayStation oynamak ve tek başıma yaptığım haftasonu partileriyle kendime ziyafet vermek olacakken nereden çıkmıştı bu iğrenç yaz okulu fikri.

Çocukluk arkadaşlarımla birlikte gideceğimi tekrar edip kendimi avutmaya çalışsam da aşırı derece de modum düşmüştü. Soobin ve Hyuka birkaç dakika içerisinde burada olacaklardı ve buradan direkt 2 ay yatılı kalacağımız Yaz Okuluna gidecektik. Valizlerimi ve ihtiyacım olduğunu düşündüğüm şeyleri yanıma aldığımdan emin oldum. Giyinmiş kapının önünde beklerken tekrar iri, yeşil gözlerimi anneme dikip sert sert bakmaya başladım.

Elimde değildi, ona aşırı kızgındım. Ve belli etmekten de çekinmeyecektim!

Annem  mutfak kapısından bakışlarımı farkedince göz devirdi.

"Ne kadar kızarsan kız Taehyun! O  okula gideceksin. Soobin ve Hyuka kapının önündeler baban da seni bekliyor ayakkabılarını giy ve somurtmayı bırak. "

Önüme dönüp ayakkabılıktan Beyaz ayakkabılarımı aldım. Bacaklarımı saran siyah bir pantolon ile hafif crop tarzı,kollarımı kaldırınca kaslı karnımı gösteren, beyaz, baskılı bir tişört tercih etmiştim. Bağcıklarımı güzelce bağlayıp kafamı kaldırdığımda annemi yanımda buldum.

"Lütfen anla beni Taehyun. Ben de bir anneyim ve oğlumun sürekli olarak iyiliğini istiyorum. Seni çok seviyorum. Lütfen güzel zaman geçir ve bol bol ara bizi. Çok özleyeceğim seni."

Annem bana sarılarak konuşurken sesi titreyince ona kızdığım için anında pişman oldum. Saçımı öpen anneme yanağını öperek karşılık verdim. Bütün sinirim uçup gitmişti. Son kez annemle vedalaşıp valizlerimi ve çantamı elime aldım.

Hızla dışarı çıkarken Hyuka ve Soobin'in babamın arabasının önünde dans ettiğini gördüm. Daha doğrusu Soobin yerde paspas niyetine garip hareketler yaparken, Hyuka hafif twerk atarak etrafında dönüyordu. Babamda onları izliyordu.  Bende onlara doğru yürürken arkadaşlarımı sorguladım...

SooKai beni görünce durdu ve ayağa kalkıp hiçbir şey olmamış gibi üstüme atıldılar. Küçük bir sarılmanın ardından bende valizlerimi babamın arabasının bagajına koydum. Babam anneme el sallayıp arabaya binerken, bizde onu takip etmiştik. Hepimiz arabaya bindikten sonra 1 saatlik yolculuğumuz başladı...

~~~~~~

Okulun ileride olduğunu gösteren işaretlerle yavaşça Hyuka'yı dürttüm. Gece heyecandan uyuyamamıştı ve şimdide okula gelene kadar uyuklamıştı. Soobin ise yola çıktığımızdan beri sevgilisi ile konuşuyordu. Bende kulaklığımı takmış favori şarkılarımdan birini dinliyordum.

Babamın "Okulunuz göründü" demesiyle Hepimizin bakışları daha çok kamp alanını andıran ama özel okullardan dahi daha gelişmiş olduğu belli olan büyük binaya kaydı. Gittiğimiz yaz okulu, Seoul'un şehir çıkışlarına yakın bir alandaydı. Okulun bulunduğu kısım daha tepe olan bir yerdeydi. Gözlerimi kapatıp yazın iyi geçmesi için dua ettim.

Sırayla hepimiz arabadan indik ve valizlere yöneldik. Anında yanımızda beliren 2 görevli ve babamın yardımlarıyla 3'ümüze ait 8 valiz kalacağımız odaya taşındı. 6 katlı ve oldukça geniş olan binada, 3. Kattaki olağanüstü güzel bir manzaraya sahip bir odada kalacaktık. Valizleri taşımamıza yardım eden görevlilerden birinin boğazını temizlemesiyle herkesin bakışları ona döndü.

" Genellikle odalarımız 4 kişilik ama isterseniz 2 kişilik ve ya tek kişilik odalarımızda var. Bir fikir değişikliğiniz olursa odanızı zemin katta ki başvuru odasından değiştirebilirsiniz. 

2 ay boyunca buradasınız çocuklar, Okulumuz eğlence amaçlı aktiviteler ön planda olarak çalışsa da gelecek Sınıfa hazırlanmanız için dersler ve etütlerde olacak. Akşam programlar dağıtılır ve sizlerde ona uygun olarak derslere katılım sağlarsınız.

Oda arkadaşınız için konuşmamız gerekirse sizden 2 gün önce geldi. Aynı yaştanız. Adı Beomgyu, enerjik ve iyi bir çocuk umarım güzel anlaşırsınız. Fazladan bir sorunuz varsa en üst katta ki müdür yardımcımıza sorabilirsiniz. İyi günler! "

Eğilerek selam veren iki görevliyle bizde eğilip selamladık. Onların odayı terk etmesiyle eşyalarımızı yerleştirmeye başladık.

Makyaj malzemelerimi ve takılarımı ayrı ayrı kutularda dolabın benim için ayrılmış kısmına yerleştirdim. Kıyafetlerimi düzenleyip astım. Kişisel eşyalarımı da yerleştirdikten sonra babama döndüm.

Gözleri hafifçe kızarmıştı. Elindeki şortu katlarken dolu gözlerini yukarı dikip açık bir şekilde ağlamamak için...Birazdan bizi burada bırakıp gidecek olduğunu biliyordu. Ve ben de birazdan hepimizin göz yaşlarını tutamayıp ağlayacağını biliyordum.

İşi bittiğinde ilk babamla gözgöze geldim. Yanına yürüyüp sıkıca sarıldın boynuna. Gözlerim istemsizce dolmuştu. Hemen arkamda 4 farklı kol daha isteyince Kai ve Soobin'in de bize sarıldığını anladım. Yüzümde bir tebessüm oluştu şu an ki durumumuza karşın. Hepimiz sıkıca sarıldık birbirimize, ta ki,

Kapıdan gelen kart okutma sesi, ve ardından da odaya giren yakışıklı çocuğu görene kadar...

"Galiba biraz yanlış bir zaman da geldim-"

....

Uzun zaman sonra başka bir kitap yazdımm....