Kapalı göz kapaklarıma çarpan güneş ışıkları ve yüzümde hissettiğim ısı hissi ile gözlerimi daha sıkı yumup yatakta debelendim. Hala uyanmak istemiyordum. Kıçımı dönüp yatmaya devam etmiştim ki birden kalçama indirilen sert şaplak ile sarsıldım.
Kafamı yavaşça kaldırıp kudretli kıçıma kimin vurduğunu görebilmek için etrafta gözümü gezdirdim.
Yüzünde muzip sırıtışı ile bana bakan Soobin ile göz göze gelince gülümsedim. Gülümsememle şaşırmıştı. Belli ki kızmamı ve onu kovalamamı beklemişti. Duygularımı çözmek istercesine uzun uzun baktı ve sonra yatağıma yaklaşırken konuştu.
"Kızmadın mı Tae? Kıçını kırmaya çalışmıştım? "
Elimin altında ki yastığı daha sıkı kavrayıp gözlerimi kırpıştırdıktan sonra cevap verdim.
"Hayır Soobin kızmadım. Çünkü kızmak kelimesi yanında hafif kalır"
Elimin altında ki yastığı kafasına geçirip onu yere ittim. Aynı hızla üstüne çıkıp onu ters çevirdim. Üstünde oturduğum için hareket etmekte zorlanıyordu.
Poposuna sert yumruklar indirirken bir yandan da bir daha yaparsa vurulabilecek bir kıçının dahi kalmayacağı konusunda onu güzelce uyarıyordum.
Poposuyla işim bitince elimi saçlarına atıp çekmeye başladim. Soobin de bu sırada bağırarak özür diliyor, bırakmam için yalvarıyor ve yardım istiyordu. Ben yaptığım şeyi zevkle yapmaya devam ederken birden üstümde bir ağırlık hissettim.
Yüzüstü yere uzanırken sırtıma birinin oturduğunu hissettim. Sonra saçlarımda bir el hissettim.
"Sen kimin sevgilisini yere yatırıyorsun be Taehyun!? Gün intikam günüdür! Soobin gel bebeğim"
"Hyung biz şakalaşıyordu-"
"Ne şakası be sıçtın ağzıma. Ama ben şimdi bana yaptıklarının acısını çıkarmaz mıyım"
Soobin yanıma gelip ellerini belime koydu ve tikimle uğraşmaya başladı. Yeonjun Hyung'da ara ara saçlarımı çekiştiriyordu. Bense bağırarak yardım dileniyordum. Gördüğüm kadarıyla Hyuka ve Beom burada değildi. Bu da sıçtığımın göstergesiydi.
Yerde iki büklüm olmuştum. Ama yine de pes etmeden ikisinden de kurtulabilmek için çabalıyordum.
Kapıdan bir ses gelmesiyle daha güçlü bağırdım.
"YARDIM EDİİN!! İMDAAT!"
Kapıdan içeri giren Beomgyu bizi o şekilde görmeyi beklemediği için önce şaşırmış gözlerle baktı bize, ardındansa kahkaha atmaya başladı. Haklıydı. Oldukça komik bir haldeydik.
Hemen arkasında beliren Hyuka birden çığlık atınca hepimiz ona döndük.
"BENSİZ NASIL TAEHYUN'U DÖVERSİNİZ. BENDE VURMAK İSTİYOORUMM!"
Hepimiz kahkahalara boğulmuşken Soobin ve Yeonjun Hyung üstümden kalktı. Bende ayağa kalkıp silkelendim. Gözlerim hemen Beom'u bulmuştu. Gözgöze gelince dünü hatırlamış olmalı ki gözlerini kaçırdı. Yanakları hemen pembeleşmişti. Bembeyaz cildi kendini ele veriyordu..
Beom utanıyordu.
İçimi nedenini bilmediğim bir mutluluk hissi sardı. Gözlerimi bir süre daha onda tuttum sonrasında ise Soobin ve Yeonjun Hyung'un 'biz yemek yemeye gidiyoruz enayiler' diye bağırmasıyla kapıya çevirdim. İkisi de dışarı çıktı. Hyuka ise duşa gireceğim diyerek banyoya yöneldi.
Beom bir şey demeden sessizce kendi yatağına yöneldi.
Gözlerim saati buldu.
10.47
Ne kadar çok uyumuştum böyle..
İçeride Hyuka'nın olduğunu bile bile banyoya girdim. O da beni pek takmadı zaten. Çocukluk arkadaşları olmamızın yanı sıra daha önce bir çok kez Soobin ve Hyuka ile duş almıştım o yüzden birbirimizden utanmıyorduk.
Hyuka'nın Areum adında yakın bir arkadaşı vardı ve daha önce bizi bir partiye davet ettiğinde partiyi unutup uyuyakamıştık. Yarım saatimiz kala uyandığımızda 3'ümüz birlikte duşa girmiştik ve o zamandan beri kafamıza estikçe birbirimizle duş alıyorduk.
Hyuka suyu ayarlarken bir an duşa girsem mi diye düşündüm. Sonuçta bugün de ders vardı ve bir duş fena olmazdı. Banyonun kapısını tam kapatmadan çıkıp kendime giyecek bir şeyler aldım.
Banyoya geri dönüp kapıyı kapattım. Hyuka ise suyu ayarlamıştı ve saçlarını yıkıyordu. Yüksek ihtimalle geldiğimi bile farketmemişti. Üstümü çıkarıp duş kabininin kapısını yavaşça araladım. Hyuka'nın minik popişine bir tane geçirince korkudan sıçramış karnıma bir tane patlatmıştı. Bir süre ikimizde felç geçirdik. Kendimize geldiğimizde Hyuka kafama sabunu vura vura suyun altında patakladı beni. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi birlikte duş alıp çıktık.
Banyodan beraber çıktığımızda Beom ikimize uzun uzun baktı.
"Banyoda iki kişi ne yapıyordunuz? "
"Birlikte duş alıyorduk da"
Beomgyu gözlerini büyütüp şok olmuş şekilde bize baktı.
"2-3 yıldır yaptığımız klasik bir şey. Önemli değil boşver"
Beomgyu, Hyuka'nın dediklerine kafa sallayıp önündeki kitaba döndü. Hyuka kendi yatağına geçip kulaklıklarını taktı. Bende Beomgyu'nun yatağına doğru gittim. Yanı başına gelince bir süre birbirimizin gözünün için baktık.
Kendimi yavaşça büyük yatağın boş kısmına bıraktım. Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti.
"Dün çok güzeldi. "
Kelimeler ağzımdan kaçıvermişti. Gülümsedi.
"Gerçekten öyleydi. Bir yaz kursunda böyle eğlencelerin yapılacağı aklıma gelmezdi"
"Benimde öyle"
Yine sessizlik kaplamıştı odayı. Yine kenetlenmişti gözlerimiz. Bir süre böyle bakıştık. Gözlerimizi ayıran şey telefonumdan gelen ses olmuştu.
+0554*******:
Merhaba Taehyun-ah~~
Benim Felix*Bilinmeyen numara 'Sunshinee' olarak kaydedildi*
Oh merhaba Felix
Numaramı nereden buldun?Sunshinee:
Geçen gün A sınıfında gördüğümüz çift var ya
Onları gördüm
ve numaranı istedimAnladım
Peki bir şeye mi ihtiyacın var?Sunshinee:
Hayır
Sadece yürüyüş yaparız diye düşünmüştümGüzel fikir Lixie
Ne zaman çıkayım?Sunshinee:
Ben aşağıda bekliyorum
Giriş kapısının oralardayım
Olabilecek en kısa sürede gelirsen iyi olurTamamdır Felix
5 dakikaya ordayım.
Telefonu cebime koyup üzerime bir hırka aldım."Ben biraz Felix ile yürüyüşe çıkacağım sonra görüşürüz Beom"
Felix'in adını duyunca asılan yüzüne karşın birbirimize el salladık💃
---•---•---•---•---
Ne yazdığımı bilmiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we lost the summer | Taegyu|
FanficTaehyun annesinin zoruyla gittiği yaz okulunda, oldukça sevimli bir çocuktan hoşlanmaya başlar... ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "...Parıldayan Yazımızda Tekrar Seninle Buluşmak İstiyorum Beomgyu..."