2.5

686 70 194
                                    


Buraya kadar gelmiş ve kitabımı okumuş herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. İyi okumalar dilerim~

"Hyuka Gangnam'a geleceğini ağzından kaçırdı konuşurken, bende senden önce davranıp gelmek istedim. "

Sert bakışlarımı Kai'ye çevirip dik dik baksamda o yere bakıp ıslık çalarak bakışlarını benden kaçırmakta ısrarcıydı.

"Tae-ah. Soobin bana birkaç kez seni geçiştirdiğim için ağladığını söyledi."

"Kahpeler-"

"Ayıb oluo"

"Sus Soobin"

"Uff çok güzel bir gün değil mi ya..."

Konuyla gram alakası olmayan bir soruyu ortaya atan Hyuka'ya dönerken bakışlarımız, o da saçmaladığını fark edip konuşmaya devam etti.

"Ayh pardon"

Kıkırdadık bu haline. Gyu en son beklediğim kişi bile değildi şu an için. Tüm kış onunla geçirdiğimiz yazı düşündüm ve yine bu yazı öyle geçirmek istedim. Ama biliyordum ki yine gitmesi gerekecekti. Büyükannesi hastaydı ve onunla kalması daha doğru olurdu.

Şimdilik düşüncelerimi göz ardı etmeye ve anın tadını çıkarmaya çalıştım.

"Bu arada sevgilim.. " diyen Gyu'ya döndüm, "...siyah yakışmış"

Ellerini saçlarıma atıp karıştırdı. Gülümseyip yanağına bir öpücük kondurdum.

"Siz iki aşk kuşu iki dakika ara verip yanımıza mı gelseniz? Yeonjun şu kırmızı marketten çiğ köfte diye bir şey almış, Türk yemeğiymiş galiba bir deneyelim. "

Elinde çiğ köfte dedikleri şeyi sallarken bağıran Soobin'e göz devirdim.  İki dakika romantik an yaşatmıyordu amcık hoşafı.

"Kebab yemiştim bir kere. Türk yemekleri cidden güzel. Denemek istiyorum" diye bağırıp yemek uğruna beri geride bırakan ve ayaklarını poposuna vura vura koşan sevgilime baktım.

Yemek mi ben mi Gyu?

🥲

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

"Gün batımını izlemek için tepeye mi çıksak? "

"Haneul ve Hyuka'da gideceklerdi, karşılaşırsak yapışır bırakmazlar. "

"E Taehyun ne yapacağız o zaman? "

Bilmem anlamında omuz silktim. "Olimpik parka gidip bisiklet sürelim? "

"Olabilir. Bisiklet kiralarız. Sonra da sahil taraflarına gidip günü sonlandırırız olmaz mı? "

"Olur, öyle yapalım Gyu'm."

Han Nehri'nin kıyısında bizimkilerle yemek yerken Haneul'de kendi arkadaşlarından ayrılıp bizim yanımıza geldi. 3 çift şeklinde yemeğimizi yiyip yaz tatili için planlar kurduk. Sözler verdik. Yazı en iyi şekilde geri de bırakmaya yönelikti her şey.  Sonra çiftler halinde ayrıldık. Yeonjun, Soobin'in evine gidiyordu, Haneul ve Hyuka gün batımını izlemeye gitmişti ve bizde yapacak bir şey bulamayıp etrafta dolanıp özlem gidermiştik.

Gyu bir şey söylemek istiyor gibiydi. Sürekli diken üstündeydi ve tepkilerimiz ölçmek ister gibi sık sık yüzümü kontrol ediyordu.

"Sevgilim bir sorun mu var? " diye sordum şefkatli çıkarmaya özen gösterdiğim sesimle.

"Hayır..yok.. Şey.. Ihm. Aslında sana birkaç haberim var.. "

"Ne gibi" diye sordum kaşlarım havaya kalkarken. Konuşmasını beklerken yüzünden gözlerimi ayırmıyordum. O ise yüzüme bakmıyordu.

we lost the summer | Taegyu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin