0.7

971 104 134
                                    

Son bir kaç merdiveni de hızlıca inip etrafa göz gezdirdim. Felix aşağıda bekliyorum demişti ama tam bir konum belirtmemişti. Çıkış kapısının orada beklediğini olduğunu umarak oraya yöneldim. Bir yandan etrafa bakınıyordum diğer yandan ise onu arayıp aramamak arasında düşünüyordum.

Bu sırada sırtımda hissettiğim el ile yerimden sıçradım.

"Felix bak iki oluyor! "

"Bana ne kızıyorsun be! Fark etseydin"

"Tamam ya neyse. Hadi yürüyelim"

Kısa süren atışmamızın ardından hiç bir şey olmamış gibi yürümeye başladık. Açıkçası konuşacak bir konu arıyordum ama aklıma hiç bir şey gelmiyordu.

Bir süre daha yürüyüp okulun arka bahçesine doğru gelince dün geceki mükemmel partiden geriye kalan çöp vesaire şeylerin toplandığını gördük.

"Dün partide seni aradım ama fazlasıyla karışıktı. Telefon numaranı da istemeyi unutunca yanlız kaldım"

"Yanlız mı kaldın? Hiç arkadaşın yok mu buraya seninle gelen?"

"Aslında var! Chan Hyung var. Ama onun da sevgilisi yanındaydı ve benimle ilgilenemedi. "

"... "

"Dün Beomgyu gelince sınıftan hızlı çıktık üzgünüm"

"Beomgyu dediğin çocuğu pek sevemedim ben"

"Oh- Neden? "

"Bilmiyorum. Dün yerimden kaldırdı beni sırf seninle oturmak için... sinir bozucu"

"Aslında çok iyi biri gerçekten. Yeni tanıştık ama ona rağmen çok samimi ve şirin biri"

"Aynen hı hı"

"Uffff"

Yürümeye devam ettik. Yarım saatten fazla yürüdük. Okulun etrafında gezindik. İkimizde fazlaca yorulduğumuzu hissettiğimizde odalara gitmeye karar verdik.

"Tae-ah oda numaran kaç bu arada? "

"553,senin ki kaç? "

"131"

"C bloğunda mı odan yani?"

"Evet ve seninki de A bloğunda? İlk seni bırakalım ben oradan geçerim kendi odama. "

"Felix fazladan yürümüş olacaksın zaten yoruldun"

"Olsun hadi hadi gidiyoruz"

"İyi valla sen bilirsin"

İlk olarak benim odamın olduğu tarafa yöneldik. Merdivenleri çıkarken Felix bir şarkıyı mırıldanmaya başladı.

".. You, you are my universe and I just want to put you first... "

Şarkıyı söylerken ki mimikleri, derin sesiyle uyum içerisinde olan diksiyonu ve söylediği şarkıyla Felix'in idol stajyeri olması ihtimalini düşünmeye başladım.

"Felix, sesin çok güzel, yakışıklısın, şirinsin, zayıfsın ama yapılısın, dik bir duruşun var, idol stajyeri misin diye düşünüyordum"

İlk önce bir süre yüzüme baktı sonra ise güçlü bir kahkaha attı.

"İdol olmak için yeterli olduğumu sanmıyorum. Belki bir gün denerim ama şu an için hayır idol stajyeri değilim"

'Anladım' anlamında kafamı aşağı yukarı salladım. Biz konuşurken neredeyse odamın önüne gelmiştik. Sessizce attığımız bir kaç adımdan sonra kapının önünde dikilirken birbirimize döndük.

we lost the summer | Taegyu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin