Sonunda pazartesi günü gelmişti. Normal de pazartesi gününe geldiklerinde Chan da klasik herkes gibi isyan ede ede okula gidiyordu ama bu sefer farklıydı çünkü Minho ve arkadaşlarıyla birlikte oturacaklardı. Heyecanlıydı doğal olarak tabi çünkü aylarca etkilendiği çocukla sonunda tanışıp aynı masada oturup yemek yiyecekti kim olsa heyecanlanırdı.
20 Dakika gibi bir süre sonra okula geldiğinde bahçe de Minholarla konuşan kendi arkadaş grubunu gördü. Açıkçası bu kadar çabuk kaynaşmalarını beklemiyordu. Yavaş yavaş bahçe de konuşan grubun yanına gitti geldiğini belli etmek için de selam verdi.
"Günaydın."
"Ooo Chan paşam güzellik uykundan zahmet edip uyanmasaydın keşke."
"Boş boş konuşma Jisung geldim işte."
Jisung aldığı tepkiden sonra "Tamam ya sustum." diyerek sessizce önüne dönmüştü.
"Merhaba bu arada."
"Selam enişte." Hyunjin konuşurken Minho ona sonuna kadar açılmış gözlerle bakıp ensesine yapıştırmıştı bi tane. "Şey... Hyunjin'e bakmayın siz kendizi fazlalıkla gerizekalıdır hadi sınıfa geçelim ders başlayacak şimdi" diyerek sınıfa doğru kaçmıştı bile yanındakiler cevap vermeden.
"Senin aklına sokayım orospu çocuğu düş önüme şimdi." Changbin, Hyunjini itekleyerek okula sokmaya çalışırken söylemişti.
"Of iyi be tamam görüşürüz enişte, jisung ve diğerleri"
"Görüşürüz." demişti gülerek Chan ve Jisung ama yanında ki iki arkadaşı da onların aksine pek mutlu değillerdi.
Jisung Seungmin ve Jeongine yaklaşıp ikisinin yanağından da makas alarak "Noldu moraliniz pek bi bozuk diğerleri." diyerek kahkaha atmaya başlamıştı.
"Seni siker boklu dere bulur oraya atarım kimse de bulamaz seni Jisung."
"Tamam diğeri."
"Hadi bırakın gevezeliği ders başlayacak sınıfa çıkalım."
Chan sınıfa geçtiğinde kendi sırasına doğru ilerlerken Minhoyu görünce küçük çaplı bi şok yaşasada sırasına geçip oturmuştu. Minho onu fark edip yarım bi şekilde sırıtarak söze başlamıştı.
"İlk olarak Hyunjin için kusura bakma arada saçmalıyor. İkincisi de burada otursam rahatsız olur musun? Çünkü yan sıramda oturan çocuk yeni gelmiş ve biraz rahatsız edici şekilde bakıyordu senin yanında güvende olurum bir şey yapamaz diye oturdum ama eğer rahatsız-" Chan, Minho'nun sözünü keserek konuştu.
"Lafını böldüğüm için kusura bakma tabiki de oturmandan rahatsız olmadım her zaman oturabilirsin yanıma özür dileyip durma ayrıca. İkinci olarak da o çocuğu dövmemi ister misin bakmaz daha fazla?"
"Hayır hayır saçmalama çocuk umrumda değil sen ceza alırsın"
"Bu seferlik öyle olsun ama bir daha rahatsız ederse döverim."
Minho sadece gülerek yanıtlamıştı karşısında ki bedeni.
Gerçekten yanındayken güvenli hissediyordu daha ilk yan yana gelişleriydi ama o hissi ilk konuştuklarından beri vermişti zaten.
-
Dersler bitmişti ve şimdi öğle arasındalardı. 8 Kişi aynı masada toplanmış sohbet ediyorlardı. Gerçekten hepsi çok iyi anlaşmışlardı sanki hepsi birbiri için yaratılmış gibilerdi.
Jeongin, Minho'ya dönüp konuşmaya başladı.
"Minho hyung?"
"Efendim?"
"Ne zamandan beri etek giyiyosun?"
"Bilmem 2-3 yıldır giyiyorum galiba."
"Anladıım"
"Sen niye bunu merak ettin?" Hyunjin kaşı çatılmış şekilde karşısında ki bedene sormuştu soruyu.
"Bilmem tarzı çok hoşuma gidiyor."
"He öyle diyosan öyledir."
"Hyunjin konuştukça batıyosun sus." diyerek engel olmaya çalışmıştı Felix.
Minho'da artık bu kargaşaya engel olmak için Hyunjini tutup kalkmıştı. "Neyse benim Hyunjinin götüne kalem sokma gibi bir işim var afiyet olsun size. Görüşürüz sınıfta." diyerek Chan'a hızlıca el sallayıp arkadaşlarıyla çıkmıştı kantinden. Chan'da arkadan gülerek el sallamıştı diğerine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blueprint | minchan
Fanfictionminho, giyindiği feminen tarzı ile sınıf arkadaşı chan'ın dikkatini çeker.