Chan, yüzüne vuran güneş ışığıyla rahatsız olup uyanmış yanında ki bedeni izliyordu. Gece harika saatler geçirdikten sonra şuan göğsünde kedi gibi uyuyan gencin saçlarını okşuyor aynı zaman da aralıklarla saçlarına küçük öpücükler bırakıyordu.
10-15 Dakika sonra Minho da uykusundan uyanmıştı. "Günaydın bebeğim." demiş ve sevgilisi nin dudaklarına öpücük kondurmuştu Chan.
"Günaydın." yanında ki bedene daha sıkı sarıldı küçük olan. Biraz daha öyle kalarak Chan'ın kalkmalarını söyleyerek ayrılmışlardı birbirlerinden. Chan tam banyoya ilerlerken odadan bi bağırış gelince hemen geri döndü. "Noldu İyi misin?" sevgilisinin önünde çömelmişti. Minho kafasını sağa sola sallayarak "Hayır. Kıçım çok acıyo nasıl sikin varsa tövbe tövbe." diye cevap vermişti. Chan küçüğünün bu cümlesiyle sesli bi kahkaha atmış ve Minho'yu kucağına almış banyoya birlikte girmişlerdi.
-
hyunjin x jisung
hyunjin: jisung bugün müsaitsen buluşabilir miyiz
jisung: olur müsaitim buluşalım saat kaç gibi ve nerde
hyunjin: 20 dakika sonra uygun mu seni de alırım öyle sahile falan geçeriz uyarsa sana
jisung: tamamdır
-
Jisung, Hyunjinin mesajından sonra telefonu hemen bıraktı ve hızlı bi duş almıştı saçlarını da kurutup banyo dan çıkmıştı. Dolabından siyah pantolon ve lacivert sweat çıkarmış ve üstüne giymişti. Takılarını takarken telefonu çaldı son yüzüğünü de hemen parmağına geçirip telefonu alıp açtı. "Ben geldim aşağıda bekliyorum" Jisung, Hyunjinin görmediğini unutup kafasını olumlu anlamda sallamıştı sonra aklına Hyunjinin onu görmediği gelip tamam diyerek telefonu kapatmıştı.
Telefonunu ve cüzdanını alarak kapıya gitti ve hızlıca siyah converselerini alarak giyip aşağı indi.
Hyunjinle selamlaşıp yürümeye başladılar. Sahile gidene güzelce sohbet etmişlerdi. Sahile geldiklerinde de denize yakın olmak için kayalıklara çıkmışlardı ve sağlam olan bir tanesine oturmuşlardı.
Sessizce geçen bir kaç dakika sonra Hyunjin kafasını yanında ki çocuğa çevirmişti. Yüzünde ki her hattı inceliyordu. İnce dudaklarını, Sincaba benzeyen yanaklarını, gülünce kısılan gözlerini... Her hattına kadar ezberledi yanında ki kendisinden daha küçük olan bedeni.
Kendisine bakan iki çift gözü hissedince kafasını yanına çevirdi. O da Hyunjinin yaptığı gibi karşısında ki yüzün her şeyini ezberliyordu. Kalın dudakları, küçük gözleri, yüzünün belirli yerlerinde ama nadir olan benlerine baktı. Gerçekten olağanüstü gözüküyordu tanımlayacak kelime bulamamıştı Hyunjin için.
En sonunda uzun süre olan sessizliği bozan Hyunjin olmuştu. Bakışlarını tekrar denize çevirdi ve konuşmaya başladı. "Aslında seni buraya bir şey konuşmak için çağırdım. Bölmeden dinle lütfen." Cevap olarak onu onaylayan mırıltılar almıştı. "Biz tanışmadan önce seninle zaten arkadaş olmak istiyordum çünkü çok pozitif bir insansın her zaman ve her şeye gülüyorsun ve etrafındakilere de kendin de olan o pozitif enerjiyi dağıtıyorsun bu yüzden gerçekten seninle arkadaş olmak istemiştim. Sonra tanıştık, arkadaş olarak çok iyi anlaşıyorduk biliyorum ama sonra bir şey oldu." Cümlesi yarıda kalınca Jisung ne oldu dercesine kafasını salladı. "Senden hoşlanmaya başladım Han Jisung. Ve şuan sana hissettiğim duygular hoşlantıdan daha fazlası inan ki." Jisung şokla karşısında ki kendinden büyük beden bakıyordu bir şey olacağı belliydi ama böyle bir şey hiç beklemiyordu.
Uzun süre küçük beden den cevap alamayınca Hyunjin endişelenmiş sıra sıra bir sürü cümleler kurmaya başlamıştı. "Eğer sen bana bu şekilde yaklaşmıyorsan hiç sorun değil Jisung gerçekten kendi kendime duygularımı yok edebilirim rahatsız olduysan." Cümlesi biter bitmez dudaklarında hissettiği baskıyla küçük bir şok yaşasa da kendisine gelmiş onu öpen dudaklara yavaşça karşılık vermişti.
Yavaşça geri çekildikten sonra Jisung, Hyunjinin boynuna sıkıca sarılmış "Ben de sana karşı hoşlantıdan daha fazlasını hissediyorum Hwang Hyunjin." kulağına fısıldamıştı. Hyunjin duyduğu cümleyle küçük bedeni daha da sıkı sarmıştı.
"Seni seviyorum Jisung."
"Ben de seni seviyorum Hyunjin."
-
587 Kişi bu gönderiyi beğendi
@changbin: hyunsung ikilisini kutlamak için toplandık ama ben en önde ki civcivi yicem182 Yorumu gör
@llixie: OY YERİM AĞZINI YÜZÜNÜ
@changbin: SALAKSIN YA-
Kutlamadan gelmişler Minho'nun balkonun da ellerinde kahveyle birlikte sohbet ediyordu iki genç. Birisi gelip ikisine de 3-4 ay öncesinden böyle bir hayat yaşayacaksınız deseler inanmazlardı.
Chan, kahvesini bitirip balkonda ki masaya koyduktan sonra Minho'nun da bardağını alacakken küçük bedenin göğsünde uyuduğunu fark etmiş yüzüne kocaman bir gülümseme takmıştı. Minho'nun elinde ki bardağı alıp onuda masaya koyduktan sonra sevgilisini uyanmaması için dikkatlice kucağına almış yatak odasına götürmüş yatağa yatırmıştı.
Kendisi de yanına yatar yatmaz Minho onun göğsüne sokulmuştu hemen. Sanki yeterince gülmüyormuş gibi daha da gülmüştü bu olaya Chan da. Sevgilisinin saçlarını okşayıp üstüne öpücük kondurmuş kokusunu içine çekmişti. Uykuya dalmadan önce sevgilisinin kulağına bir şeyler fısıldamıştı.
"Seni çok seviyorum Lee Minho. Sakın yalnız bırakma beni sevgilim." Minho Chan'ın bu cümlesinden sonra sevgilisine daha sıkı sarılmıştı. Chan da bu harekete gülümseyip sevgilisinin saçlarını koklayarak uykuya dalmıştı.
-
minchan ile kalın 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blueprint | minchan
Fanfictionminho, giyindiği feminen tarzı ile sınıf arkadaşı chan'ın dikkatini çeker.