Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
nasıl olmuş
chan: bebektin daha da bebek olmuşsun şaka mı o büzdüğün dudağını deli gibi öpmek istiyorum şuan
minho: 10 dakikaya evdeyim gelince öpersin bol bol ayrıca teşekkür ederim çok seviyorum seni ya şaka mı
chan: ben de seni çok seviyorum
minho: aşk sıçıyorum sana karşı yemin ederim ya
chan: ben de pek farksız değilim açıkçası
minho: koşarak eve geliyorum hemen sarılcam sana
chan: dikkat ett
minho: anlaşıldı kaptan -
Minho dediği gibi 10 dakika sonra eve varmıştı. Chan büyük bir ihtimal mutfakta yemek hazırlıyordu koşarak ellerini yıkayıp sevgilisinin yanına gitti ve arkasından sarıldı. Chan yaptığı işi bırakıp arkasına döndü ilk başta söz verdiği gibi dudaklarından öpücük çaldı daha sonra da Minho'nun yeni boyattığı saçlarını öptü. Küçük beden o anlığına mayışmış kendini Chan'a bırakmıştı gözleride istemeden kapanmıştı.
Chan, Minho'nun o halini görünce gülümsemiş burnunda ki benin ordan öpüp kucağına almıştı küçük bedeni. Minho'yu yatağa bırakıp kendisi de yanına uzanmış sevgilisini izlemeye başlamıştı her zaman yaptığı gibi. Yüzünde ki her detayı ezberlemişti ama bunu yapmaktan asla sıkılmıyordu. 15-20 dakika daha sevgilisini izleyip kalkmış ve yarım bıraktığı yemeği yapmaya devam etmişti.
Yemeği yaparken aklına Minho ile tanışmaları geldi. Garipti ama güzeldi de Minho'nun tarzı farklıydı herkes gibi değildi zaten o yüzden Chan'ın ilgisini çekmişti ki öyle olmasa bile dikkatini çekerdi farklı bir güzelliği vardı çünkü. Chan'ın hayatına giren bir güneşti Minho.
Düşünceleriyle işini olabildiğince çabucak halletmiş uyuyan sevgilisinin yanına yatmış sıkıca sarmıştı küçük bedeni "Seni çok seviyorum sevgilim" dedikten sonra kendisi de uykunun kollarına teslim olmuştu bile.
Minho, Chan olmadan, Chan da, Minho olmadam yaşayamazdı. İkisi de adeta birbiri için yaratılmışlardı.
