kızmayın
ama öğrenciler şen ederler okulları
silah kullanmak yasak yazar
ranzalara
falçatalar
saldırmazam
sadrazamın sol yanında deniz
sağ yanında doktrin
üzerinde yatlar katlar arş ve uzay
kızmayın
ama bilginin kökü kurudu vay vay
rasyonel koydular anlamanın adını
anlamazam
yağmur mucizevi
gökkuşağı irrasyonel
"görece" kırdı da cümlesinin belini
hala sebep sonuç diyerek kudururlar
kızmayın
ama yalnız iyiyi düşünenler akleder
ve karşılıksız sevenlerdir büyük fatihler
erdemleri parlatmak için nefis yakılır
şu karşıdan gelenden
ayna yapılırŞu Karşıdan Gelenin Hatırı, Alper Gencer
***************************************************
Yazın geldiğini haber veren en önemli hadise Nazlı'nın doğum günüydü. Doğum günleri kadın için hala kutlanılması gereken bir ritüelse sebebi bugündü. Dünyaya Nazlı gelmiş ve Ezman'ı bulmuştu. Hiç çaba harcamadan, kendini sevdirmek zorunda kalmadan ve fedakarlıklar çukurunda boğulmadan bir bağ kurmuştu Nazlı'yla. Çok uzun zaman olmuştu Nazlı hayatına gireli. Birçok renk hala hayattaysa ve henüz dünya çekilebilir bir haldeyse bunun da sebebi Nazlıcan'dı. Bundan mütevellit yeni gün Ezman için geçen altı ayın en aydınlık günüydü. Dalları çiçeklerle kaplı ağaçlar, karne almasına az kalan tatil heyecanıyla yanıp tutuşan çocuklar ve sonunda ısınan toprak bile farkındaydı bugünün.
Sağlık ocağına girdiği gibi bir gün öncesinden şehirden aldığı uçan balonlarla karşılaşmıştı. Zaten onları koyan kendisi değilmişçesine sıcak bir gülümseme aldı yüzünü. Bütün balonların iplerini elinde toplayıp binadan çıktığında göğe yükselmeye çalışan balonları sıkı sıkı kavradı elinde. Adım adım meydana giderken kendini yine olmayacak bir hayalin kucağına bırakmıştı genç kadın. Bir rüzgar estiğini ve balonları kızla beraber peşinden havalandırdığını düşlüyordu. Rüzgarın onu dağları, akarsuları ve insan sellerini geçip Nazlıcan'a bıraktığını düşünmesi yüzündeki gülümsemenin büyümesine sebep olmuştu. Böyle birşey mümkün olsaydı herhalde Ezman heyecandan balonları tutamaz ve bir denizin ortasına düşüverirdi. Meydana vardığında kendi hayalini bile baltalamakta ustalaştığını da görebiliyordu.
"Ezman Abla!! Bu balonlar bize mi?!"
Ona koşarak gelen oğlan çocuğunu aynı heyecanla karşıladı kadın. Ve bir balonu diğerlerinden ayırıp çocuğun ellerine bıraktı. Elinde uçan balonuyla koşarak meydanı dolaşan çocuk peşine bütün arkadaşlarını takıp geri gelmişti. Kadın elinde bir tane kalıncaya kadar dağıttı balonları çocuklara. Elindeki son balonla yalnız kaldığında derin bir nefes aldı köyün bahar havasından. Kalan balonu gökyüzüne salarken gülümsemesi buruk bir hıçkırıkla buluştu.
Doğum günün kutlu olsun Nazlı. Bu balon uçsun ve seni bulsun.
Balon uçtu ve uzaklara gitti. Neredeyse köyü terk etmek üzereyken bir ağacın dalına takıldı ve varamadı Nazlı'ya. Sonra Behram evinden çıktı koyunlarını otlatmak için. Kaldırdı kafasını ve bir kırmızı balon gördü ağacın tepesinde. Adam koyunlarını ahırdan çıkarmadan evvel balonu kurtardı ve meydana doğru yolunu çevirdi. İlk gördüğğ çocuğa balonu verecek ve gerisin geri koyunlarına dönecekti. Onun gidiş yoluyla kadının evine dönüş yolu birdi. Bir tarafta balonunu uzaklara yolladığını düşünen Ezman, diğer yandan yoktan bulduğu balonla meydana yürüyen Behram tam ortada buluştular. Adam kadını günler sonra görünce olduğu yerde kalakaldı. Kadınsa adamın elindeki balonu gördüğünde bir anlığına duraksadı. Çocuklardan biri gidip balonunu çobana vermiş demekki diye düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZMAN
General FictionBugünden sonra kundaktaki hiçbir bebe dile gelmeyecek, hiçbir firavun ölümün serin sularına atlamayacak ve belki de hiçbir reankarnasyon kimseyi molla tayin edemeyecekti.İnsan öleli yüzyıllar oluyordu.Malcolm öldüğünde yanında açıkyürekliliği götürm...