Sirius ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu, dudakları hep istediği gibi sevdiği gencin dudaklarına değmişti...ama neden bu kadar yanlış hissettiriyordu ?
Sirius Remus'un homofobik olduğunu biliyordu, ama neden ? Remus anlatmak istemişti ama Sirius daha fazla dayanamadan Remus'un dudaklarına dayanmıştı. Büyük ihtimalle Remus ondan nefret ediyordu...
Sirius'un hiç bir zaman hiç bir işi iyi gitmezdi, kara kedilerden daha şanssızdı diyebiliriz..
Sirius kollarını kendi bedenine sardı, bunu yapması kendini güvende hissetmesini sağlıyordu...
Odasına çıktı ve bir hışım ile tişörtünü çıkartıp bir kenara attı, kendi vücudunu inceledi..kası olduğu söylenemezdi...kas sevmezdi de..Sirius emindi ki Remus'un ince kolları ve beli...buğday rengi teni ona yeterdi hatta artardı bile.
Sirius'un yanında sarılabileceği kimse yoktu..babası her zaman "kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmelisin" derdi, ama Sirius'un ayakları titriyordu..
Kardeşi yoktu..arkadaşı yoktu...sevdiği kişi yanında değildi..olmayacaktı da..Sirius gözlerinin dolduğunu hissediyordu, hızla banyoya yöneldi ve kapıyı çarparak açtı. musluğun etrafındaki mermer taşa tutundu.
Göz yaşlarını ve içinde biriken şeyleri tutmaya çalışıyordu, Sirius hıçkırmaya başladığı anda anladı...daha fazla dayanamazdı..
Göz yaşları mermere damlarken hepsini tek tek silmeye çabalıyordu. Derin bir nefes çekti ve karşısındaki aynadan kendine baktı
Sirius Black bu muydu ? ağlak aptal ve çaresiz....evet buydu..ama ağlamak güçsüzlük değildi.. Bunu da babası söylemişti ona..
Ağlamak insanı güçsüz yapmazdı, tam tersiydi, dünyaya karşı duygularım var demekti.
Sirius'un duyguları vardı. Ama deneyecekti....Remus Lupin'i unutacaktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why?... wolfstar (AU)
Teen FictionSirius kendine göre sadece mükemmel bir çocuğa aşık olan bir gereksizdi o kadar.