Sirius babası ile bakışıyordu. Şimdi bittiğiniz biliyordu, bunu hissediyordu.
Babasının keskin bakışları altında Remus'a ufak bir bakış attı ve onun sahile inişini izledi.Sirius buzları tıpış tıpış babasına teslim ettikten sonra deniz kenarına gitti ve tişörtünü çıkarıp suya atladı.
Vücudu soğuk ve çarpıcı su ile sarsıldı ama bu sıcağa rağmen iyi gelmişti.
Sudan çıktı ve buklelerinden düşen damlaları kenara itti.Uzak olmasına rağmen kumsaldaki kumral saçlı oğlanı görebiliyordu, onu sevmek istemiyordu ama kendine engel olamıyordu.
Remus tişörtünü çıkarıp suya daldı, bir süre yüzdükten sonra kendini uzun ıslak buklelerinden sular damlayan yakışıklı oğlanın yanında buldu.
Yüzmekten nefes nefese kalmıştı, ona yaklaştı.- Sirius..
Sirius parmağını yavaşça oğlanın dudaklarının üzerine dokundurdu.
-Shhh...sadece sessiz ol.
Remus kalbinin hiç bu kadar hızlı attığını hatırlamıyordu, kan akışının vücuduna yayılışını bile hissediyordu.
Siyah saçlı oğlan dudaklarını karşısında duran buğday tenli çocuğun dudaklarına bastırdı.
Su başta buz gibiydi ama şimdi sıcaktan eriyor gibi hissediyordu, sahilde duyduğu sesler sadece uğultu gibi geliyordu ona, göz kapakları yavaşça kapanıyordu.Remus için nefessiz kalmak önemli değildi, birinin görmesi de önemli değildi, nefes alabilmek için öpücüğü bırakmaya değil derinleştirmeye ihtiyacı vardı. Siyah saçlı oğlanı kendine çekerken parmaklarını buklelerine geçiriyordu.
İkisi de nefes almak için yavaşça ayrıldıklarında gözlerine bakıyorlardı.
Remus uzun saçlı oğlanın buklelerini kulağının arkasına sıkıştırdı ve yaklaşıp kuşağına fısıldadı.
- Gidelim...yalnız kalmak istiyorum..Seninle..
Güneş daha yeni batıyordu..
Kısa oldu ama...iyi oldu sanırım okuyun bebeğim sizin beğenmeniz önemli dmfmdmckdnfm (beni dövmeyin)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why?... wolfstar (AU)
Teen FictionSirius kendine göre sadece mükemmel bir çocuğa aşık olan bir gereksizdi o kadar.