2. Bölüm (Başlangıç)

1.8K 71 28
                                    

Keyifli okumalar...

Sevdiğim adam yarı çıplak şekilde bir kadının kollarında uyuyordu.

Kardeşi olabilirdi, ya da kuzeni...

Ah kimi kandırıyorum! Ozan'ın bir kardeşi bile yoktu!

Bu benim sevdiğim adam mıydı?

Gerçekten bunu bana yapmış mıydı?

Seni ilk yaralarından sevmeye başladım, diyen adam bende ihanet gibi büyük bir yara açmış olamazdı.

Donup kalmışken nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Beni aldatmış olamazdı. Bunu bana yapmış olamazdı.

Kollarında uyuyan kadın gözlerini açıp bana, sonra Ozana baktı. Irisleri kazanmışlıkla parlarken, yüzünde zafer kazanmışcasına bir tebessüm meydana geldi. Bu kadın.. dün Ozan'ın odasından çıkan kadındı. Ve dün onun kim olduğunu sormayı unutmuştum.

"Aşkım uyan. Eski sevgilin geldi."dediğinde beynimde çakan şimşeklerin saçlarıma elektrik verdiğini hissettim. Eski sevgilisi mi? Ben bu adamın sevgilisiydim.

Ozan yavaşça gözlerini açtığında ilk beni gördü. Afallamış gibi bakışları gözlerimde donup kaldı. Olanları idrak etmeye çalışır gibi bakışları odada, sonra yatağındaki kadına değdi.

Dün aşk dolu baktığım adama, şu an iğrenerek bakıyordum. Daha fazla bu odada kalmak istemeyip, kapıyı çarpıp kendimi dışarı attım.

Arkamdan Ozan geliyordu,  'Açıklayabilirim' diye arkamdan bağırıyordu.

Açıklayabilirim?

Pislik adam bana neyi açıklamayı düşünüyordu? Nasıl birlikte olduklarını mı?

Ben nasıl böyle bir adamı sevmiştim? Benim için büyük bir hayal kırıklığıydı.

Ağlamamak için içimde kanlı bir savaş veriyordum. Onun için bir damla gözyaşı dökmeyi kendime yakıştırmıyordum! Kendime saygı duymak zorundaydım!

Hızlıca arabamın kapısını açıp, rastgele bedenimi içeri attım. Hızlıca motoru çalıştırıp evinden ayrıldığımda Ozan'ın arkamdan ismimi bağırdığını duydum. Nereye gittiğimi düşünmeden gaza köklenip, son süratla aracı kullanıyordum. Sadece gitmek istiyordum. Bu şehirden, ondan gitmek istiyordum.

Kaza yapmamak için arabayı yavaşlatıp yana çektim.

Düşünmem lazımdı. Evet, kesinlikle sakin bir şekilde düşünmeliydim.

Araba durunca istemsiz gözyaşlarım akmaya başladı. Biraz ağladıktan sonra kendime kızdım.

"Niye ağlıyorsun gerizekalı!? Seni aldatan adam için mi? Güçlü olmalısın, Ela. Kendine gel!" deyip direksiyona vurdum.

"Kendine gel! Kendine gel! Seni aldatan bir adam için ağlamıyorsun biliyorum. Bu gözyaşların kendin için. Üç senedir birlikte olmuşsanız ne olmuş! Sonuçta üç sene 36 ay, 1095 gün." deyip kendimi sakinleştirmeye çalıştım, ancak konuştukça öfkem daha da artıyordu.

"Şirketten mi ayrılmalıyım? Iki senedir gecemi gündüzüme katıp, şirketini büyütmesi için ona yardım ettim. Emeklerimi çöpe atamam." Bana ortaklık teklif etmesine rağmen kabul etmemiştim. Gelecekte kendi paramla şirkete sermaye yatırıp öyle ortağı olmayı istemiştim. Ama şimdi görüyordum ki yaptığım çok yanlıştı. Ben zaten yeterince şirkete para kazandırmıştım.

Düşüncelerimde boğulurken aniden arabamın camı tıklatılmış irkilmiştim. Başımı çevirdiğimde kaşlarım şaşkınlıkla çatılmıştı.

İNATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin