1. Bölüm (Hayatım)

4.2K 90 33
                                    

Hikayeye başladığınız tarihi buraya bırakın 🍷

Keyifli okumalar...

°°°

Güneşin parlak ışıkları yüzümü yalayıp geçerken gözlerimi açtım.

Uyandığımda fark ettiğim ilk şey dünümü bu gün de tekrarlayacak olmamdı. Yaşam fazlasıyla sıradan ve aynı zamanda büyüleyiciydi.

Dünyaya geldiğim ilk gün ailemle lanetleyen beni, aşkla ödüllendirmişti.

Ozan'ım...  Bu hayatın bana verdiği en güzel tesadüfümdü Ozan.

Üniversitede aylarla birlikte olduğum arkadaşlarm, Ozan'ın da arkadaşlarıymışlar. Tesadüfen bir kafede tanışmış, tesadüfen sevgili olmuştuk. Şaka yapıyorum. Tesadüfen sevgili olmamıştık. Arkadaş adı altında çıktığımız bu yolda, duygularımız bizi farklı bir yola sürmüştü. Aşık olmuştuk.

Ozan bana ailemi unutturuyordu. Daha doğrusu annemi. Benim bir babam olmamıştı zaten.

Annemle babam ben çocukken ayrılmış, bir daha da görüşmemişlerdi. Benim için bile!

Çocukluğum diğer çocuklarınki gibi geçmemişti. Çocuklar 'Yarın ne oynayacağım?' diye düşünürken, ben 'Yarın acaba annemle babam yine kavga eder mi?' diye düşünürdüm. Hep kavga ettiklerinde babam annemi döver, ben ise onun canındaki acıları kendi canımda hisseder gibi ağlardım. Tek farklı olan şey o bağırır isyan ederdi, bense sessizce gözyaşlarımı akıtırdım. Gözyaşım, gülüşüm bile içimde nefes almaya çalışmıştı. Bu yaşıma kadar çok merak etmişimdir Hıçkıra-hıçkıra nasıl ağlanır, diye.

Annem evlenmiş kendine aile kurmuştu. Onların aile oldukları bir kız çocukları vardı. Evet, annemin iki kızı vardı, ancak o sadece bir tanesinin annesiydi. Bir kızının saçını okşar, tarar, örer, öperdi.

Babam hakkında hiçbir şey bilmiyordum ve bilmek de istemiyordum. Tanımama değmeyecek kadar çirkin bir adam olduğunu düşünüyordum. Kesinlikle fiziksel olarak söylemiyordum.

Annem beni ne kadar sevmese de ben onu seviyordum, hep de sevdim. Sebebi mi? O benim annemdi. Biliyorum yüzüme bile bakmaya tenezzül etmeyen, baktığı zamanda yüzünü ekşiten, beni görmezden gelen kadını sevmem yanlıştı. Ama içimde hiç büyümeyen kız çocuğu, bir gün beni de sevmesini bekleyecek kadar umutla doluydu.

Annem bu sefer doğru adamı bulmuş, doğru bir evlilik yapmıştı. Kocası çok iyi bir adamdı. Hatta çok kelimesi bile yanında hafif kalırdı. Kızıyla beni hiç ayırmazdı. Kızına bir şey aldığında bana da alır, ağladığımda yanıma gelip beni teselli etmeye çalışır, benimle oynardı. Bir keresinde duymuştum, annem "Sen bu kıza çok yüz veriyorsun." demişti. İşte bu söz bana bir darbe daha vurmuştu. İlk darbem değildi ama son darbem olmadığını biliyordum. Beni sevindiren tek şey babamın cevabıydı. "O benim, bizim kızımız." O yüzden onu kendi babam gibi görüyordum. Ona baba dememi istemişti. Bende diyordum.

Öz ailemden beklediğim sevgiyi, bana yabancı bir adam vermişti. Bilemiyorum... belki de sadece bana acıyordu.

Ruhumdaki karanlığı üzerimden atmaya çalışıp telefonumu elime aldığımda Ozan'ın aradığını gördüm. Telefonum sessizde olduğu için duymamıştım. Uzun zamandır çalıyor olmalı ki aramayı sonlandırmak üzereydi. Hızla aramayı cevaplayıp "Sevgilim."dedim sevgiyle

"Uyandın mı, uyuyan prensesim?"dediğinde kıkırdamama engel olamadım. Uykunun kollarından tamamen sıyrılıp elimle yüzümü ovuşturdum.

"Benden uykucu bir kadın olarak bahsetmeyi kesmelisin. Her zaman dakik bir kadın olduğumu biliyorsun." Bu sözlerimde ciddiydim. Sabah aynı saate kalkar, işime aynı saate gider ve aynı saate yemek yer, uyurdum.

İNATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin