(Multimedia Burçağın kıyafeti :D)
Beyaz renklerin hakim olduğu odamda oturmuş Burçağın yeni arkadaşlarıyla tanışmasını izliyordum. Şirkete geleli epey olmuştu.
Trafik olmadığından hızlıca gelebilmiştik. Burçak son anda vazgeçmeye kalkmıştı ama onu ikna edebilmiştim. Şirkete gelir gelmez arabayı valeye vermiştim.
Burçak arabadan inerken oldukça heyecanlı gözüküyordu. Adeta eli ayağına dolaşmış gibiydi. Rüzgardan uçuşan eteğini zaptetmeye çalışıyordu. Bence bir daha bu kadar kısa etek giymemeliydi.
Şirkete birlikte giriş yapmıştık. Ve biz girer girmez tüm gözler bize çevrilmişti. Bazı kızlar kendi aralarında fısırdaşmaya başlamışlardı. Kim bilir o ufacık beyinlerinden neler geçiyordu ? Hakkımızda neler atıp tutuyorlardı ? Gerçi bazılarını tahmin edebiliyordum. Ama hiçbiri benim umrumda değildi. Burçağında olmamalıydı.
Ozan Bey daha önce hiç gitmediğim, henüz sahiplenemediğim ama artık benim olan odama bizi yönlendirdi.
Şimdi de beyaz deri koltuğa oturmuş Burçağı izliyordum. Ozan Bey ona yapması gerekenleri aktarmıştı. Burçakta onu ilgiyle izlemiş, tüm anlatılanları hafızasına kazımıştı. Ve görünüşe göre buraya çabuk aşina olduğu anlaşılıyordu. Umarım ben de 'patron' lafına çabuk alışırdım.
Bu tarz kelimeleri sevmezdim. Gereksiz buluyordum. Kimsenin kimseden farkı yoktu. Herkes aynıydı işte.
Kapımın çalınmasıyla dikkatim dağıldı. Burçağın yaklaşık 10 cm olduğunu tahmin ettiğim ayakkabılarının çıkardığı tok ses odayı doldurdu. Elinde dosyalar vardı. Yanıma yaklaşarak:
"Burç Bey bu dos..."
"Hahahhahahha..." Burçağın ciddiyetle bana 'bey' demesi oldukça komik gelmişti. Ve ben de daha fazla dayanamayıp kahkalarımı koyvermiştim. Burçak bana hiçbir şey anlamamış gibi bakıyordu. Hatta muhtemelen benim şu an deli olduğumu düşünüyordu. İncecik kaşları çatıldığında artık kendimi toparlamam gerektiğini düşündüm. Ve zor da olsa kahkalarımı bastırdım.
"Ben özür dilerim Burçak yani Burçak Hanım. Bana bey demeniz bir an için komik geldi. Sizi dinliyorum. "
Burçak bu olay yaşanmamış gibi sözüne kaldığı yerden devam etti.
"Bu dosyayı imzalamanız gerekiyor."
Acaba günde kaç kere bu sözü duyacaktım ? Kaç kere mecburiyetten dosyayı okuyup imzalayacaktım ?
Dosyaya göz gezdirdim. Ve imzalayarak Burçağa uzattım.
"Teşekkürler. Başka bir şey var mı ?" Burçak elimdeki dosyayı alarak kontrol etti ve :
"Hayır, şimdilik yok. İzninizle."
Burçağın bu kadar resmi olması canımı sıkmıştı. Resmiyetten midir nedir anlamadım gülümsemiyordu bile. Artık buna son vermeliydim.
"Burçak biraz konuşabilir miyiz ? "
Burçak meraklı görünüyordu. Kafasını sallayarak karşımdaki koltuğa oturdu.
"Tamam iş yerinde ben senin patronun olabilirim. Ama ben senin bana böyle davranmanı istemiyorum. Evet işi ciddiye alman çok güzel ama evdeki halinle davranırsan inan çok daha güzel. Tabiki başkası varken aynı tavrına bürünebilirsin ama biz bizeyken bana yanlızca adımla hitap et. "
"Peki Burç. Sen nasıl istersen. Emin ol bende hanım lafından hiç hoşlanmam."
"Buna sevindim.
![](https://img.wattpad.com/cover/22674188-288-k655190.jpg)