BURÇAK ?!!

157 10 6
                                        

Multimedia da Burçak var :) Bölüm şarkısı da koydum  ben onu dinleyerek yazdım. İsteyen dinleyebilir. :))

 Polis sireni uzaktan geliyordu. Buraya gelmeleri en az 5 dakika sürerdi. Kaçış başlıyordu. Kurbanı sıkıca tuttuğum bileğini daha sıkı tutarak ayağa kaldırdım. Canının  yanması umrumda bile değildi. Adeta kızı sürüklüyordum çünkü benimle kaçmaya razı olacak değildi. Polislere yakalanmamak için kızı ormana doğru çekiyordum. Yanımdaki kurbanı taşımaktan yorulmuştum. 

- Bırak beniiii !!                                                                                                                                                               

Bu lafı sürekli duyuyordum. En sonunda dayanamadım ve patlayarak " Tamam, özgürsün." dedim ve derin nefes alıp cümlemi devam ettirdim. " Dağ başındayız zaten. Nereye gitmek istersen git. Bende seni taşımaktan yorulmuştum." 

  Kız benim konuşmamdan sonra yüzüme bakakaldı. Yüzünden de anladığım kadarıyla haklı olduğumu düşünüyordu. Tek bir kız bu dağ başında nereye gidebilirdi ki ? Onu orada bırakıp adımlarımı hızlandırarak yürümeye devam ettim. Aramızda bayağı mesafe olduğunu düşünüyordum. O anda sol kolumda bi sıcaklık hissettim. Koluma baktığımda beni ürkek hareketlerle tuttuğunu fark ettim. Başımı ona çevirdiğimde ellerini hemen kolumdan çekti. Yüzüme masum masum bakarak benimle gelmek istediğini söyledi. Gözlerimi devirerek tekrar yürüdüm. Hızlı hızlı yürüyordum. Omzumun üzerinden arkaya doğru baktığımda bana yetişmek için epey çaba sarfettiğini fark ettim. Bıyık altından gülümseyerek önüme döndüm. O arada gelen sesle irkildim. Arkama döndüğümde kızın yerde olduğunu gördüm. Telaşlanmıştım. Kendime gelir gelmez koşarak yanına gittim. Bileğini tutuyordu. Yüzüne baktığımda gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm. Sanırım bileğini kötü bir şekilde incitmişti. Bir elimi dizlerinin altından diğer elimi de belinden geçirerek onu kucağıma aldım. Bana şaşırmış gözlerle bakıyordu. Şaşkınlığını atmış olmalı ki ellerini boynuma dayayarak başını omzuma gömdü. O kadar hafifti ki birşey hissetmiyordum. 

    Hava iyice kararmıştı.Saatlerdir yürüyordum. Sanırım kucağımda uyuya kalmıştı. Benimde artık gücüm kalmamıştı. Büyük bir ağacın altına oturdum. Kız hala kucağımdaydı. O an başı arkaya doğru düştü. Bende yüzünü inceleme fırsatını yakaladım. İlk defa ona bu kadar dikkatli bakıyordum. O kadar güzeldi ki. Minicik dudakları ufak burnuyla beni kendine çekiyordu. Başının arkaya doğru düşmesinden rahatsız olmuş olacak ki huzursuzlukla kıpırdandı. Bende başını göğsüme gömerek onu iyice kendime çektim. Huzur verici kokusuyla gözlerimi kapattım ve uykuya daldım. 

    Sabah kollarımdaki boşlukla gözlerimi araladım. Yoktu. Gitmişti. Ayağa kalkarak etrafıma bakınmaya başladım. Lanet olsun adını da bilmiyordum. Seslenemezdim. Bu dağ başında ona  birşey  olabilirdi. Onun için endişelenmiştim hatta korkuyordum. O anda çalılıkların arkasından bir silüet belirdi. Bu oydu. Gitmemişti. Bunun verdiği mutlulukla derin bir oh çektim. Bana doğru geliyordu. 

- Şey ben uyandığımda sen uyuyordun. Uyandırmak istemedim. İhtiyacımı gidermek için ilerlemiştim. Sanırım ana yolu buldum. 

O kadar tatlı konuşuyordu ki. Utandığından dolayı yanakları kırmızılaşmıştı. Gözlerimi ondan çektim. 

- Sorun değil ben sadece endişelendim. Hadi gidelim. 

O önde ben arkada ilerliyordum. Biraz daha hızlanarak ona yetiştim. Bana birşey söyleyecek ama çekiniyor gibiydi. 

- Şey ben dün için çok teşekkür ederim. O ayakla yürüyemezdim. 

- Sorun değil. Şu an iyi misin ? 

- Evet teşekkürler.

   Aramızdaki diyolog bundan ibaretti. Adını merak ediyordum. Ama sorarak onu şımartmayacaktım. Yaklaşık yarım saattir yürüyorduk. Dediği gibi olmuştu. Yolu bulmuştuk. Şimdi otostop çekmeliydik. Yolun kenarına geçtik. 10 dakikadır bekliyorduk. Lanet yoldan tek bir araba dahi geçmemişti. O anda yolun başından bir ışık gördüm. Sanırım araba geliyordu. Hızla yola doğru ilerlerdim. Elimi kaldırarak işaret ettim. Durmuştu. Hemen şoförün camına tıkladım. Şofor camı açtı. 

- Dayı ya biz sevgilimle yolda kaldık. Bizi de atıversene. 

Dayı onay verdiğinde kızın elini tuttum ve arka kapıyı açarak yönlendirdim. Yanlız araba çok doluydu. Tek bir yer vardı. Dayı durumu anlamış olacak ki : 

- Oğlum nasılsa kız arkadaşın alıver kucağına. Bu saatlerde burdan pek araba geçmez beklemeyin. 

  Kız itiraz edecek gibi olsa da elini sıktım ve beni başıyla onayladı. Arabaya oturduğumda o da gelerek kucağıma yerleşti. Yaklaşık 45 dakika sonra şehir merkezine gelmiştik. Dayıya teşekkür ederek arabadan indik. 

- Ne sevgilisi be !! 

- Ne deseydim kızım ?

Bana cevap vermeye tenezzül bile etmeden önümden yürümeye başladı. Bende arkasından yürüyordum. Aniden durdu. Bende o şaşkınlıkla ona çarpmıştım. Bana doğru döndü ve :

- Burçak 

- Burçak ?!!

**********************

Arkadaşlar bölüm sınırı koymaktan vazgeçtim. Vaktim olduğu içinde yayınladım. Umarım beğenirsiniz. Bu bölümü Selen'e ithaf ediyorum. İyi okumalar :)

ÖLÜMÜN GETİRDİĞİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin