Yanağımda minicik bir sıcaklık hissettim ama gözlerimi açmadım. Ardından Burcun sesini duydum:
"İyi geceler Burçak."
Bu sözlerden sonra bir hareketlilik farkettim. Gözlerimi açmaya halim yoktu. Çok yorulmuştum ve daha fazla direnmeye halim yoktu. Kendimi uykuya teslim ettim.
Burç'un Ağzından
Burçak mırıltıya benzer sesler çıkartıyordu. Sanırım henüz tam uykuya dalamamıştı. Onu orada bıraktım ve yukarı odama çıktım. Odamın dekorasyonunu bile değiştirmişti. Ve gayet güzel olmuştu. Oldukça düzenli gözüküyordu. Sanırım artık burada yatabilirdim. Ama bu gece Burçağı yalnız bırakmayacaktım. Gardırobu açarak bir battaniye ve bir yastık alarak odadan ayrıldım. Olabildiğimce yavaş ve sessiz hareket ediyordum. Daha doğrusu etmeye çalışıyordum. Aşağı indiğimde Burçağın çoktan dalmış olduğunu gördüm. Üzerini açmıştı. Yastığımı ve battaniyeyi Burçağın yattığı kanepenin karşısında olan 3'lü koltuğa bıraktım. Burçağın yanına gelerek üzerini örttüm. Ardından yavaşça yerime uzandım. Bugün uyuduğumdan dolayı uyuyamıyordum. Düşünmeye başladım.
En yakın zamanda işe başlamam gerekecekti. Evde yalnız yaşıyor olsam sorun değildi. Ama artık sorumluluğu benim üzerimde olan tatlı bir cadı da vardı. Onu da okullar açılmadan kayıt ettirmeliydik. Daha hangi okulu kazandığını bile bilmiyordum. Bilsem onun haberi olmadan kayıt ettirebilir ve ona sürpriz yapabilirdim. O geldiğinden beri hayatım oldukça değişmişti. Eski sağlığıma kavuşmuştum. Eğer o olmasaydı asla bir hastaneye gitmezdim. Çünkü Pelin olmadıktan sonra benim yaşamamın bir anlamı kalmazdı diye düşünüp ölene kadar beklerdim. Hatta belkide kendimi öldürürdüm. Ama artık gerçekleri biliyordum. Pelin'den sonra hayatıma asla birini almayacaktım. Yani en azından gerçekleri öğrenmeden önce böyle düşünüyordum. Şimdi ise birinden hoşlanabilir, sevebilir hatta aşık olup evlenebilirdim bile. Acaba Burçağın sevgilisi var mıydı ? Bundan hiç söz etmemişti. Erkeklerle ilgilenmediğini söylemişti ama genç ve güzel bir kızdı. Erkek arkadaşı olması gayet doğaldı. Bir an bunları düşündüğüm için kendime kızdım. Bunlar beni ilgilendirmemeliydi.
Kafamı çevirip ona baktım. Mışıl mışıl uyuyordu. Benimde artık uyumam gerekiyordu. Artık iyiydim ve ayaklanmıştım. İşe başlamaya hazırdım. Ama bakalım şirket bana hazır mıydı ? Yarın büyük gün olucaktı. Bunları düşünürken uyku iyice bastırmıştı. Daha fazla direnmenin anlamı yoktu. Gözlerimi kapattım ve çok geçmeden uykuya daldım.
**********
Gece boyunca deliksiz uyku çekmiştim. Bu yüzden sabah saat 8 olmadan uyandım. Burçak hala uyuyordu. Yatağımdan kalkarak banyoya gittim. Sabahları duş almayı çok seviyordum. Küçüklüğümden beri yaptığımdan dolayı alışkanlık haline getirmiştim. Burçağın uyanma ihtimali olduğundan kendi odamdaki banyoyu tercih ettim. Ilık bir duşun ardından üzerime koyu mavi kot pantolon ve beyaz tişört geçirdim. Saçlarımı kurutmayı sevmezdim. Bu yüzden havluyla biraz ıslaklığını aldım. Aynanın karşısına geçerek ellerimle saçlarıma şekil verdim. Son olarak parfüm sıktım ve odadan ayrıldım.
Aşağı indiğimde Burçak hala uyuyordu. Kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim. Çayı koydum ve zeytinyağlı yumurta yapmak için yumurtaları çıkarttım. Ama yumurtadan önce yapmam gerekenler vardı. Buzdolabını açarak alt kısımdan kahvaltılık çeri domates ve salatalık çıkarttım. Ardından yumurtayı güzelce pişirdim. Mutfakta kahvaltı etmek istemiyordum. Mutfaktan açılan kapıdan balkona çıktım. Hava çok güzeldi. Bence burda yemeliydik. Mutfağa geri dönerek çekmeceden masa örtüsü çıkarttım. Balkondaki masaya yerleştirdim. İçeri döndüğümde Burçak gözlerini ovuşturarak bana bakıyordu. Birden onu karşımda görünce korkmuştum. Bunu fark etmiş olacak ki :
