31. Bölüm ~ Elveda Galata

2.3K 214 64
                                    

Merhaba

Uzun bir aradan sonra sürpriz bir bölüm ile buradayız. Hepinizin Kurban Bayramı Mübarek olsun. Bu Bayram her şeyin miladı, tüm kötü günlerin sonu olsun inşallah.

9 Eylül'de görüşünceye dek, hoşça kalın...

Ne ara yanımıza geldiğini anlamadığım Korkut'un kolumdan tutarak beni az ilerideki arabanın açık kapısından içeri adeta tıkmasını umursamadım. Normal şartlarda olsa çemkire çemkire başını etini yerdim. Konuşmaya üşeniyordum. Zaten aklım şu an da kapsama alanı dışındaydı. Ozan yoktu. O adamla ne konuşacağını deliler gibi merak ediyordum. Araba hareket ettiğinde göz ucuyla arkaya baktım. Ozan siyah bir arabanın açılan arka kapısından içeri geçmişti ve araba beklemeden hızla sokaktan çıkmıştı.

"Nereye gidiyoruz?" dedim sırf laf olsun diye Korkunç'a.

"Sahil... Uygun mudur?" dedi.

"Uygun olmasa ne yazar Korkunç, evden uzaklaşalım da neresi olursa olsun..." dedim kollarımı göğsümde bağlayarak.

"Kemerini bağla Latin güzeli..." dediğinde sanki sihirli kelimeyi duymuşum gibi olduğum yerde dikleştim.

"Bu mu yani, tek derdimiz bu mu Korkut?!"

"Sen bana hep Korkunç de fıstık. Korkut deyince sonu pek hayırlı bitmiyor." diyerek aklınca şaka yaptı.

"Hiç komik değil..." dedim bir ucundan tuttuğum kemeri yuvasına takarken.

"Dur ya," dedi ellerini direksiyona vurarak. "Ben sana en iyisi stressavar alayım ilerideki büfeden. Bir saat sonra mis gibi olursun."

"Sana iki tane patlatsam stresim geçerdi aslında..." dedim gözlerimi devirerek.

"Ben ne yaptım be!" dedi yalandan korkmuş gibi yapıp.

"Bir şey yapmana gerek yok Korkunç, varlığın yeter..."

"Bir gün olsun iyi bir şey söyle hakkımda be Latin güzeli, bir gün olsun ne kadar da şahane bir arkadaş olduğumu söyle. Şahaneyi geçtim, bulunmaz ve de vefalı olduğumu söyle bari..."

Şimdi yalan yok, Korkunç gerçekten de bulunmaz ve güvenilir bir arkadaştı. Geldiğim günden beri aramızda geçen absürt diyaloglar da buna kanıttı. Abi gibi, dost gibi, yoldaş gibi bağrına basmıştı beni. Suç ortağım, görev icabı fason sevgilimdi üstelik. Azıcık sevinsin diye ona doğru dönerek içimden geçenlerin minik bir kısmını paylaşmaya karar verdim.

"Aslına bakarsan, gerçekten de öylesin Korkunççuğum." dedim ve tepkisini beklemeye başladım. Süratle bana dönerek, "Hayır..." dedi itiraz barındıran ses tonuyla.

"Neye hayır be!" dedim bir an da cırtlak çıkan sesimle.

"Her ne isteyeceksen ona hayır Yasemin. Ben seninle suç ortağı filan olmam."

"O kadar menfaatçi mi duruyorum ben ya!" diye bağırdım. "Ne yaptım ki şimdiye kadar?"

"Ben anlamam Latin güzeli... Sen mimlisin. Beni kötü emellerine alet edemeyeceksin."

"Geri zekalı..." dedim onu esefle kınayarak. "Kırk yılın başında senin için güzel birkaç cümle çıkacaktı ağzımdan ama şansını kaybettin."

"Vallaha mı?" dedi hevesle.

"Süre doldu ve sen hakkını kaybettin. Söylemiyorum işte."

"Önemli olan niyettir fıstıkçım. Sen söylemesen de ben aldım say." Sağ elini göğsüne pat pat vurdu. "Bilmukabele..."

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin