One

79 14 38
                                    


"BAĞIRMA BANA!"

"BAĞIRMIYORUM!"

"Bi' kesin, lütfen. Yani, sadece birazcık."

Para mevzuları için olan kavgalar asla bitmezdi. En azından Fling Posse adına. Ve tam olarak bu yüzden Gentaro'nun huzurlu bir günü daha, Dice ve Ramuda'nın bağırışmaları ile mahvedilmişti.

İç çekerek kapattığı defterinin ardından yerinden kalktı ve dükkanın ön tarafına doğru yol aldı. Lobide oturmaktan ise son anda vazgeçip, eline geçen ilk sandalyeyi alarak dış kapının yanına oturdu.

Sokağın normal gürültüleri hariç, sessiz sakin ortamın huzuru ile yeniden defterini açıp kalemini, kaligrafi döşermişçesine sürttü sayfalarına.

Çok uzun süre geçmeden sonra huzurunu yeniden bozan şey, Yaban Mersini'nin kapıdan söylenerek çıkması oldu.

"Harcayamayacağı kadar parası var, hala cimrilik yapıyor."

Her zamankinden daha derin ve sesli bir iç çekti Kahve. İçine dolan bıkkınlık, cüzdanını boşaltmak için yeterli bir sebep olmuştu bile.

"Dice. Seni böyle görünce çok üzülüyorum. Mutlu ol, tamam mı? İstediğin borcu sana ben veririm."

Gülümseyerek, sevimli torbasından çıkardığı parayı karşısında ayakta duran gence uzattı Kahve. Yaban Mersini'nin ise, yüzünde önce bir şaşkınlık, sonra ise mutluluk oluştu.

Heyecanla Kahve'nin uzattığı parayı alıp havaya doğru tuttu ve sevinçle minnettarlık sözcükleri sarf etti.

"Teşekkür ederim, dostum! Şansımın geriye döndüğünü şimdiden hissedebiliyorum! Söz, ilk kazandığım paradan sonra sana geri vereceğim."

"Tabii, bu da bir yalandı."

"HE?!"

"Böyle ses yaptığınızı duymak sinirlerimi tepeme çıkarıyor. Sakin bir ortam istiyorsam ikinize susturmak zorundayım sonuçta, değil mi?"

Nazik ancak alaycılığın kokusunu kilometrelere veren bir gülümseme sundu Kahve. Yaban Mersini ise çoktan kaşlarını çatıp sesini yükseltmişti.

"Seni şerefsiz! Odadan çıkıp gitseydin dinlemek zorunda kalmazdın!"

Kollarını birleştirip, pembe ve sevimli dudaklarını büzdü Yaban Mersini. Bu ise kahvenin canını sıkmaya yetmişti.

"Ama o zaman; daha sonrasında sızlanarak bana gelmezdin. Seni kendim halletmek daha uygun. Gülümsememi görmek güzel. Seni seviyorum sonuçta."

"Tabii, kesinlikle öyledir. Kes artık saçmalamayı, istemediysen vermeseydin."

Gülümseyerek önüne döndü, Kahve. Kaldığı yerden devam etmek için ince defterini yeniden açtı.

Yaban Mersini'nin yüzü ise, çoktan anlamayan bir ifade ile buluşmuştu. Defterine odaklanmış Kahve'ye bakıp sorgulayan gözlerle sorguladı onu.

Yalan olduğunu, söylemeyecek miydi...?
























notHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin