otuz yedi

815 97 4
                                    

"Ödevleri zamanında teslim edin sonrasında kabul etmem."

Bir kaç kişi mızmızlansa da sonrasında ses çıkarmamışlardı çünkü sonucun değişmeyeceğinin farkındaydı herkes. Ödevin zor olmamasının yanı sıra hocanın sınıftan karma grup yapmamasına da sevinmiştim. Pek samimi olmadığım biriyle ödev yapmaktansa Beomgyu'yla yapmak daha iyi olacaktı.

İlk sınavlar bitmiş ikinci sınavlara ise çok az bir zaman kalmıştı. Öğle arası olduğu için önce yemekhaneye gitmiştik. Yemekleri yedikten sonra ise bahçeye çıkıp boş bir banka oturduk. Beomgyu'yla Taehyun da aynı bizim gibi fazla görüşemiyordu  ama bize göre birazcık daha fazla buluşuyorlardı ve buna rağmen Beomgyu her gün bu durumdan yakınıyordu.

"Sonunda bugün buluşabileceğiz."

"Keşke bizde buluşabilsek ama sanmıyorum. Hyunjin'de özel derslere başladı ve dans kursu da devam ediyor zaten istesek de vaktimiz olmuyor ikimizin de."

"Okulu dereceyle bitirdi hala ne özel dersi??? Kafayı yemiş senin ki." deyip arkasına yaslandı.

"Sınava kadar belli şeyleri unutmamak için ders alıyor, o ders alınca bende hırslanıyorum."

"Onu görebiliyorum zaten, son sınavda sınıfta 3. okulda 12. oldun."

"Ya aslında bu benim için zirve ama Hyunjin'in notlarını biliyorsun, ona yakın olması lazım puanımın."

"Böyle deli gibi çalışırsan yaparsın zaten."

Biraz da yapacak olduğumuz ödev hakkında konuşup sınıfa geçmiştik. Geri kalan dersler de biter bitmez önce kütüphaneye gidip iki saat ders çalışmıştım. Annem arayana kadar zamanın nasıl geçtiğinin farkında değildim. Fazla bekletmeden telefonu açtım.

"Efendim anne."

"Neredesin Jeongin? Yemek yiyeceğiz seni bekliyoruz."

"Kütüphanedeyim anne fark etmemişim saati, hemen geliyorum."

"Okulun kütüphanesi mi?"

"Hayır anne karşı sokağındaki kütüphanedeyim, okul kütüphanesi bu saate kadar açık değil."

"Tamam sen bekle orada baban almaya gelecek seni."

"Tamam." dedikten sonra yarım kalan testimi çözüp kitaplarımı toparladım. Arabayla yaklaşık 10 dakika bile sürmeyecekti evle kütüphane arasında ki yol ama 20 dakikadır beklememe rağmen babamın gelmemiş olması beni endişelendirmişti.

Babamı aramak için elimi cebime attığımda elimin üstüne bir elin gelmesiyle korkup bağıracağım sırada aldığım kokuyla kim olduğunu görmeden anlayıp yüzüne bile bakmadan kollarımı hemen ona dolamıştım.

"Çok özledim seni."

"Bende çok özledim güzelim."

Kollarımı çözüp kafamı kaldırdığımda gülümseyerek bana bakıyordu. Haftada bir kere falan zor buluşabiliyorduk.

"Babam gelecek ama şimdi." dedim dudaklarımı büzerek.

"Hayır gelmeyecek çünkü birlikte yemeğe gideceğiz."

"Nası-" diye soramadan dudaklarımızı birleştirmişti. Özlediğim dudakları büyük bir açlıkla öpüyordum. Dudaklarımız ayrıldığında "Sen sormadan ve endişelenmeden söyleyeyim, hocamın acil işi çıktığı için ders ertelenmişti bende size geliyordum, babanla karşılaştık. Baban bugün birlikte vakit geçirebilirsiniz dedi." diyerek açıklama yapmıştı.

"Babam mı dedi?"

"Evet bende şaşırdım aslında ama tam olarak böyle oldu."

"O zaman şaşırma kısmını sonraya bırakalım, ne yapalım şimdi?" diye heyecanla sordum.

the elysian fields | hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin