6. Bölüm: "Kesik"
"Kara yazı"_________________
"Uyumuşlar mıdır?" diye sordum Pusat'a. Anahtarı çevirip kapıyı açtığında "Bilmiyorum, biri hariç uyumuşlardır." dedi.
O birinin yüzünü şeytan görsündü.
Eve geçmem için bana yer verdiğinde sessiz adımlarla içeriye geçtim. Arkamdan gelen Pusat sessizliği hiç umursamadan kapıyı gürültüyle kapadı.
"Sert oldu bir tık." dedim.
Gülerek "Sadece bir tık mı?" diye sordu.
"İki tık."
Pusat'ı artık onlarla bir tutmuyordum. Hepsi bana karşı kaba ve bir o kadar da saygısızdı. Duygularım yokmuş gibi hiç düşünmeden ettikleri kelimelerle sınırları aşan bir avuç insanlardı. Karşıt cümleler kurmayıp, kabalaşarak karşı vermiyordum ama en sonunda benimde pimim çekilecekti.
Felek çemberinde yaşanan rezaletse artık benim son noktamdı. Ben burada kalamazdım. Ne onlara aittim ne de evlerine. Yük gelirdim. Kendime bile ağır gelirken başkalarının alanını işgal edip onlardan anlayış beklemek saçma olurdu ama yine de bunları hak etmemiştim. Kimse de etmezdi.
Herkesin uyuyor olabileceğini düşünüp eve sessizce girmeye çalışıyorduk. Pusat ne kadar umursuyor gibi gözükmese de ben adımlarımı sessiz bir şekilde atmaya çalışıyordum. Salonda ki loş ışık gözüme çarptığında Kamran'la göz göze geldik. Bakışlarımız birleştiğinde içime işlenen buz kristalleri asıldığı noktalardan tek tek düşüp kırılmışlardı. Kalbimin her bir noktasına idam masası kurulmuş, beni orada sorguya almışlardı. Kahrolan gözlerime inat gülen gözleri, parıltıyla bakıyordu. Mutlu muydu yaşadığım azaptan, ondan mıydı bana inat gülen gözleri. Son kalp bükücü. Merdivenlere adım atamadan olduğum yerde kalmıştım. Kamran, odanın ortasında soğuk bir ifadeyle oturuyordu. Gözleri, bizi dikkatlice tarıyor, sanki her an bir hata bulup çıkaracakmış gibi. Oda, gerilim dolu bir atmosferle boğuşuyordu. Pusat'a baktığımda, sessizce gözlem yaparak Kamran'ın tavrını değerlendiriyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Teen FictionHayatım yalan ve entrikalar üzerinden ilerlerken ben sadece birilerinin piyonu olma vazifesini üstlenmiştim. Belirsizlik her geçen gün canımı acıtıyor ve ruhumun acı eşiğini yükseltmekten başka hiçbir işe yaramıyordu.