Beş Çapulcu, Büyük Salon'a öyle özgüven ve ototriteyle girdi ki herkes onların olduğu yere baktı. Göğsüne gururla yerleştirdiği Başkan rozeti ile Remus Lupin. Etrafına yaramaz bir hava saran ve gözlerinde oyunbaz bir parıltı olan James Potter. Sirius Black yüzündeki sırıtışla, etraftaki kızlara göz kırpıyor ve asi havası herkesin ona bakmasını sağlıyordu. Peter Pettigrew, eh, her zamanki gibi kendi gibiydi ama arkadaşlarının yanında gururla yürüyordu. Ve son olarak, Arabella Arroway, kişiyi öldürebilecek bakışları, ateşli bir kişiği ve çevresindeki Blacklerin bile ulaşamayacağı zarafetiyle, küçük grubunun ortasında durarak onları masaya yönlendirdi.Onlar Gryffindor masasının en uzak köşesine oturduklarında herkes onları kıskanmadan edemedi. Okulda en çok sözü geçen kişilerdiler, ama sadece bu değil, aynı zamanda derslerinde başarılıydılar ve neredeyse her gün şakalar yapıyorlardı. Günlük sekiz saat uyumayı nasıl başarıyorlardı? Kimse bilmiyordu.
Arabella gelen ıslık seslerini duyuyor ve o arkadaşlarıyla Büyük Salon'a girerken ona flört amaçlı göz kırpanları görebiliyordu. Remus ve Peter'ın arasına, Sirius'un önüne ve James'in yanına otururken okuldaki etkisine ve popülaritesine gülümsedi.
"Geri dönmek güzel hissettiriyor." dedi Sirius tabağına yemek koyarken. Remus, James ve Peter onu onaylamak için kafalarını salladı.
"Katılıyorum. Walburga Teyze'nin bağırışlarıyla daha fazla baş edebileceğimi sanmıyorum. O yan komşumuz olmasına rağmen onu odamdan duyabiliyorum." dedi Arabella aklına gelen anıya gözlerini devirirken.
"Cidden mi? Onunla yaşamaya nasıl dayanıyorsun, Patiayak?" James sordu.
"Dayanamıyorum. Neden Hogwarts'da olmayı bu kadar seviyorum sanıyorsunuz? Tabii ki, burada harika şeyler öğreniyorum ve sihir çalışıyorum ama en iyi kısmı annemden uzakta olabilmek. Hogwarts kendi evimden çok evimmiş gibi hissettiriyor."
"Awwwwwww, bu çooooook tatlı Patiayak. Çok etkilendim." dedi James elini kalbine koyarken.
"Hey, senin daha iyi bir hale getirdiğini söylemedim," dedi Sirius gözlerini James'e devirirken. "Ama sanırım Belle ile yan komşu olmak annemi daha katlanılır kılıyor." dedi Sirius, ona gözlerini deviren Arabella'ya göz kırparken.
"Ah, az önce Harika-Sirius-Black ret mi edildi?" Remus ve Peter gülmelerini durdurmaya çalışırken konuştu James alayla.
"Harika-Sirius-Black reddedildi? Ne rezillik ama." dedi Arabella alaycı bir şekilde, gözlerini devirirken. Ve görünen o ki, bu James,Remus ve Peter'ın gülmesini ikiye katlamasına yeterliydi.
"İlk olarak, ona kur yapmadım. Yani reddedilmedim." dedi Sirius diğer üçüne gözlerini devirirken. "Ayrıca, bir gün, Belle, birlikte olacağız." dedi Sirius alay edercesine.
"Anca rüyanda, Black." Arabella kafasını salladı, ama yine de gülümsedi. Bunun tamamen bir şaka olduğunu biliyordu. Sirius Black'in bir başka zararsız flört girişimlerinden biriydi. Neredeyse dört yıldır birlikte yaşadıkları için onun flört eden kişiliğine çoktan alışmıştı. Flört etmek onun kanında vardı. Sirius Black'e flört etmesini durdurmayı istemek, James Potter'a Lily Evans'ı sevmeyi bırakmasını istemekle aynıydı. Hiçbir zaman yaşanmayacaktı. Ayrıca, onun flörtleştiği tek kız o değildi.
"Peki. Zaten rüyalarımda birlikteyiz yani sanırım rüya görmeye devam etmeliyim." dedi Sirius.
James, Remus ve Peter diğer ikisine eğlenerek baktı. İkisinin birbirlerine olan davranışlarına çoktan alışmışlardı ve zaman zaman onlarla dalga geçiyorlardı. Gerçekten de öyleydi. Birbirleriyle çok fazla alay ederlerdi. Sirius şakasına Arabella ile flört eder ve Arabella ona şakayla sesini kesmesini söylerdi. İşler böyle yürürdü. Tabii, diğer üçü onların birbirlerine yakıştığını düşünürlerdi ama bunun yaşanmayacağını tamamen biliyorlardı. Çapulcular için her şey güzel gidiyordu ve hiçbir dramanın bunu kesmesini istemiyorlardı.
Akşam yemeği vakti biterken, Çapulcular kuleye uyumak için geri dönmeleri gerektiğini biliyorlardı. Remus başkanlık görevini yapabilmek için salondan erken ayrıldı ve birinci yılları yurtlarına götürdü.
Arabella hemen Marlene, Alice ve James'in büyük aşkı, Lily Evans ile paylaştığı odasına gitti. Lily, James'den nefret etse de diğer kızlarla, özellikle Lily ile iyi arkadaş olduğu için şikayet etmiyordu. Hatta onlarla aynı odada kaldığı için minnettardı. Gryffindor'un baş sürtüğü, Sirius'un kız arkadaşı olduğu ortaya çıkan Vanessa Peverell ile aynı odada kalabilirdi.
Odaya girdiği an Alice ve Marlene çoktan oradaydı ve ona geri döndüğü için sarıldılar. Ona yaz tatilinin nasıl geçtiğini sordular ve Arabella da aynı soruyu onlara sordu.
Lily odaya girdiği an, başkanlık görevinden dönüyordu, Arabella'yı fark etti ve neşelenerek ona koştu.
"ARA!!!!" Lily, Arabella'ya sarılırken haykırdı.
"Hey, Lils. Seni özledim." dedi Arabella ikisi de uzaklaşmadan önce bir iki saniye daha ona sarılırken.
"Ben de seni özledim. Yaz tatilin nasıldı?" Lily sordu.
"Aynı, aynı. Hiçbir şey değişmedi, cidden. Senin nasıldı?" diye sordu Arabella, Alice ve Marlene ile Lily'nin yatağına otururken.
Lily, Alice ve Marlene ile selamlaştıktan sonra cevapladı. "Ah, kesinlikle güzeldi. Ailem ve ben bir süreliğine Avrupa'ya gittik. Ailem o tatil için yıllarını harcadı ve sonunda gidebildik. Görmen lazımdı, Ara. Müzik ve tarih, bayılırdın." dedi Lily bir rüyaymış gibi iç çekerken.
Arabella arkadaşını biraz kıskanmaktan kendi alamadı. Onun ailesi asla onun başka bir ülkeye gitmesine izin vermezlerdi. Onun Lily ile görüşmesine bile izin vermiyorlardı.
Saat geç olmaya başlayınca, kızlar yataklarına gittiler ve birbirlerine iyi geceler dilediler. Bilinçsizliğe sürüklenmeden önce, Arabella ailesiyle geçirdiği yaz tatilini ve ne kadar sıkıcı olduğunu, sadece Sirius'un yanındayken katlanılabilir olduğunu düşündü. Ama sonra bu yılın özellikle de arkadaşlarıyla birlikte harika bir yıl olacağını düşündü.
Dostum, eve geri dönmek harika. Diye düşündü Arabella, sonunda gözlerini kapatmadan önce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙨𝙩𝙖𝙧𝙨 | 𝙨𝙞𝙧𝙞𝙪𝙨 𝙗𝙡𝙖𝙘𝙠⁽ᵗᵘʳᵏᶜᵉ ᶜᵉᵛⁱʳⁱ⁾
Fanfiction"𝑺𝑯𝑬 𝑳𝑶𝑶𝑲𝑺 𝑨𝑻 𝒀𝑶𝑼 𝑨𝑵𝑫 𝑺𝑬𝑬𝑺 𝑻𝑯𝑬 𝑺𝑻𝑨𝑹𝑺. 𝒀𝑶𝑼 𝑳𝑶𝑶𝑲 𝑨𝑻 𝑯𝑬𝑹 𝑨𝑵𝑫 𝑺𝑬𝑬 𝑻𝑯𝑬 𝑴𝑶𝑶𝑵. 𝑰𝑻'𝑺 𝑺𝑼𝑪𝑯 𝑨 𝑮𝑶𝑫𝑫𝑨𝑴𝑵 𝑻𝑹𝑨𝑮𝑬𝑫𝒀 𝑩𝑶𝑻𝑯 𝑶𝑭 𝒀𝑶𝑼 𝑻𝑯𝑰𝑵𝑲 𝑻𝑯𝑬 𝑶𝑻𝑯𝑬𝑹 𝑰𝑺 𝑳𝑶𝑶𝑲𝑰𝑵𝑮 𝑨𝑻...