01: Hogwarts'a Dönüş

1.2K 108 24
                                    


"Unutma, Bulanıklar ve Melezlerle konuşmayacaksınız. Sirius, Arabella ve erkek kardeşine göz kulak ol. Ve bu yıl ailemizi utandırmamaya çalış, zaten lanet olası Gryffindor'a seçilerek yeterince utandırdın." Walburga Black, oğluna ve on beş yaşındaki Arabella Arroway'e hatırlattı. Regulus sadece başını sallarken Sirius ve Arabella gözlerini devirdi.

Arabella'nın annesi onun gözlerini devirdiğini fark etti ve ona sert bir bakış attı. Arabella ona küçük bir gülümsemeyle karşılık verdi ve annesinin ona sarılmasını işaret etti. Kızına iyi şanslar diledi ve mümkün olduğunca sık yazmasını hatırlattı. Ailesi Safkan üstünlüğünü savunuyordu,  Arabella dünya hakkında ailesiyle olan zıt görüşlerine rağmen hala onları seviyordu. 

Annesinin sarılmasından kurtulduktan sonra Walburga'ya döndü. "Evet, teyze. Endişelenme. Ona göz kulak olmak için tüm yıl Gryffindor'da Sirius ile birlikte olacağım." dedi sahte güven verici sesiyle. Bir bilse, diye düşündü Arabella.

Walburda ona gülümsedi, "Neden onun gibi olamıyorsun, Sirius? Gryffindor'a seçilmesine rağmen hala iyi bir kız." Sirius annesine gözlerini devirdi ve Arabella ona göz kırptı.

En sonunda çocukların ayrılması ve Hogwarts'a gitme zamanı geldi. Anneleri bunu farketti ve onlara sarıldı, yeniden onlara sık sık yazmalarını hatırlattılar. Sirius hemen trene binerken, Arabella ve Regulus ailelerine son kez veda ettiler. 

Arabella trene bindiğinde, Sirius her zamanki kompartımanda Arabella'yı bekliyordu. "Neden bu kadar yalakasın?"  Arabella kompartımana girerken sordu Sirius.

"Sana neden bu kadar battı ki?" diye tersledi. Sırıttı, onun karşısına oturdu. Sirius kafasını salladı ve güldü. "Neden kendi annemin benden çok seni sevdiğini düşünüyorum?" 

Arabella omuz silkti, "Bilemiyorum, belki de ben Regulus'un yerine olması istediği kızı benimdir."

"Lütfen, Regulus zaten annem için yeterince hanım evladı. Olsa olsa, benim yerime istediği kız olurdun. Her zaman bir kız istemişti." dedi Sirius ona gülümserken.

"BELLA!!!!"

Sirius ve Arabella sese bakmak için başlarını çevirdi ve kapıda dikilen James Potter'dan başkasını görmediler, yüzünde kocaman bir sırıtış vardı ve arkasında çok sinirli bir Remus duruyordu.

"JAMES!!!!" Arabella haykırdı ve ona sarıldı. James anında onun sarılmasına karşılık verdi, onu hafifçe kaldırdı.

"Ne? Bana da sevgi yok mu, dostum?" diye sordu Sirius, ayağa kalktı ve James'e o da sarıldı.

"Merhaba, Remus." Arabella Remus'u selamladı, ona da sarıldı. "Peter nerede?" diye sordu Remus'dan ayrılırken, sadece onun burada eksik olduğunu fark ederek.

James, Peter'dan bahsedilince omuz silkti. "Belki kaybolmuştur. O burada olacak, endişelenme." Remus Arabella'nın yanına otururken, James Sirius'un yanına oturdu.

"Ee, Bella-" James söze başladı.

Sirius aniden onu kesti. "Lütfen ona Bella deme. Bella bana çok fazla kuzenimi hatırlatıyor ve onu bu yıl hiçbir şekilde, ya da biçimde hatırlamamayı tercih ediyorum. Ya da sonsuza kadar.

"Ona ne dememi önerirsin? Belle?" dedi James alay, onu hafifçe türttü ve kaşlarını kıpırdattı.

"Hayır! O takma ad sadece sizin için ayrıldı." Sirius söze başladı, seslice gülmeden önce Arabella'ya göz kırptı. Onun neye güldüğünü bilmeseler bile James, Arabella ve Remus da gülmeye başladı.

"Ama cidden, ona öyle seslenme." dedi Sirius, küçük kahkaha seansından kurtularak.

"Peki, Patiayak. Hemen tribe girme." James gülerek cevapladı, "Her neyse, Ara canım, bu yaz neler yaptın?"

"Anne ve babama yağcılık yaptı." dedi Sirius gözlerini devirirken. "Walburga Teyze, Ben Muggle Doğumlulardan nefret ederim, sen de eder misin? Orion Amca, sen çok ilham vericisin, vesaire vesaire." dedi Sirius onu taklit etme umuduyla sesini inceleştirirken.

"Pekala. İlk olarak benim sesim öyle değil. İkinci olarak, bunların hiçbirini söylemedim." dedi Arabella Sirius'a gözlerini devirirken. "Sen sadece ailenin beni daha çok sevmesini kıskanıyorsun."

Sirius oturduğu yerde arkasına yaslanırken eğlenerek kıkırdadı. "Belle. Tatlım, kıskanmıyorum diyorsam kıskanmıyorumdur."

"Ah canım, ikimiz de bunun yalan olduğunu biliyoruz." Remus ve James oturup konuşmalarını izlerken Arabella sırıttı.

"Sirius tatlım, seni şimdi öpmek istiyorum." dedi Jamesi senini yükselterek.

"Evet Belle, ben de istiyorum." Sesini çok az kısarak cevapladı Remus. İkisi de bir anda kollarını birbirine sardı, abartılı öpücük sesleri çıkartmaya başladılar.

"Bunun bizim mi olmamız gerekiyordu?" Tek kaşını kaldırarak Arabella sordu onlara.

"Sorun değil Belle, boşver onları. Muhtemelen bu yıl yaşayacakları tek aksiyonlu şey bu olacak."  dedi Sirius sırıtarak, "Ya da biliyor musunuz, aslında tüm yıl bu kadar aksiyon yaşayacaklar." 

Birinin kopmpatımanın kapısını açtığını duydular ve Peter elinde tuttuğu bir sürü şekerlemelerle içeri adım attı. "Üzgünüm çocuklar, geciktim. Bir sürü şekerleme aldım." dedi Peter, herkese şekerlemelerle dolu küçük torbalar dağıttı ama kendine kocaman olan torbayı bıraktı.

"Ah, teşekkürler Peter." dedi Arabella ona sırıtırken. Peter ona karşılık verdi ve James'in yanına oturdu.

"Her neyse, hepimizin özel bir hayran kitlesi yok, Patiayak." dedi Remus kafasını sallarken.

"Ah Sirius, çok yakışıklısın."

"Ah Sirius, senin için ölürüm."

"Ah Sirius, seni çok seviyorum."

"Evlen benimle, Sirius."

Dedi James, Peter, Remus ve Arabella hayran klübündeki kızları taklit etmek için seslerini inceleştirirken. 

Sirius sadece başını salladı. "Endişelenmeyin çocuklar, bir gün sizin de olur."

Dördü de ona gözlerini devirdi ve geçen yaz neler yaptıklarından bahsettiler. Ayrıca da Remus'un bu yıl Sınıf Başkanı olduğunu öğrendiler.

"Yani Remus'u sonra mı kovalım yoksa..?" James haberi öğrenir öğrenmez onunla alay etti, Remus'un kafasına bir şaplak indirdi.

Sonunda Remus'un diğer Başkanlarla buluşması gitmesi gereken zaman geldi. Cüppelerini giydiler, varmaları gereken yere gelmişlerdi: Hogwarts'a.

𝙨𝙩𝙖𝙧𝙨 | 𝙨𝙞𝙧𝙞𝙪𝙨 𝙗𝙡𝙖𝙘𝙠⁽ᵗᵘʳᵏᶜᵉ ᶜᵉᵛⁱʳⁱ⁾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin