Hogwarts'ta Noel, Sirius Black ve Arabella Arroway olmadan James Potter, Peter Pettigrew ve Remus Lupin için aynı değildi. Yine de iyi zaman geçirmek için ellerinden geleni yapmışlardı.
Öğleden sonraydı ve üç arkadaş birbirlerinden aldıkları hediyeleri açmayı daha yeni bitirmişlerdi. James kanepelerden birinde yatıyor, kendi kendine mırıldanıyordu. Remus Lupin sessizce koltuklardan birine oturmuş, Arabella'nın ona aldığı muggle kitabını okuyordu. Öbür taraftan da Peter, şöminenin önüne oturmuş yüzünü aydınlatan ateşi ve közlerini izliyordu.
Gryffindor Ortak Salon'unda huzur dolu bir sessizlik vardı. Ta ki James onu bozana kadar.
"NASIL YAPABİLDİLER?! HER NOEL'İ BİRLİKTE GEÇİRİYORUZ. HER NOEL'İ." Hala kanepede yatarken kollarını sallayarak ve hareket ettirerek dedi James çılgınca.
Remus ve Peter ona bakmak için döndü ve hafifçe kıkırdadılar.
"Siz ikiniz neye gülüyorsunuz?" diye somurttu James, şimdi uzanmak yerine oturuyordu.
"Dramatik James bizim en sevdiğimiz James." diye alay etti Remus ve gülmeye devam etti.
"Evet, dramatik James oldukça komik." Peter onaylayarak güldü.
"Ha ha ha." Alaycı bir şekilde güldü James, gözlerini o ikiliye devirdi. "Komik olmayan şey ne biliyor musunuz? En yakın iki arkadaşımı özlemem."
"Ben de onları özledim, James." diye kabul etti Peter. "O ikisi olmadan burası gerçekten aynı değil."
"Yine de harika. İkisi birbirlerinden kaçmak için nasıl da eve gittiler." diye söze başladı Remus.
"Yine de yan yana yaşıyorlar, bu yüzden bir anlamı yok." diye devam etti James gülerek.
"Hepsi Vanessa kızının suçu." James iç çekti.
"James..." diye uyardı Remus.
"Ama doğru! Eğer Sirius onunla çıkmamış olsaydı, bütün bunlar hiç olmamış olurdu." diye karşı çıktı James.
"Aslında bu yıl gizlice kaçıp Üç Süpürge'de kaymak birası içmeyi dört gözle bekliyordum." dedi Peter üzgünce.
"Eh, Kılkuyruk. Gelenek henüz ölmesi gerekmiyor." dedi James ayağa kalkıp Remus'a bakarak.
"Gidip haritayı alayım." dedi Remus iç çekip ayağa kalkarken.
"Pelerini alacağım!" dedi James heyecanla.
"Ben burada kalıp sizi bekleyeceğim çocuklar."
——————
Üç arkadaş Ortak Salon'a doğru tökezledi, kaymak birası ve ateş viskisinden dolayı kafaları hafiften iyiydi. Saat akşam geçti ve pelerini indirmek üzereydiler ki adım sesleri duydular. Pelerini indirmediler ve olabildikleri kadar sessiz kalmaya çalıştılar.
"V, sakin olman lazım."
"Nasıl sakin olurum? Sirius muhtemelen şu an Arroway ile birlikte!"
"Arroway sorununa yardımcı olması için ona iksir verdin sanıyordum. Zaten pratikte onun zihnini kontrol ediyorsun."
"Anlamıyorsun, seni beceriksiz aptal! Sadece onun yanında olup ona ne yapması gerektiğini söylediğimde işe yarıyor! Eğer yanında olmazsam, eski haline geri dönecektir."
"Oh."
"Şimdi bununla uğraşamam, odamıza geri dönüyorum."
"Vanessa, dur. Beni bekle."
Kapının çarpılarak kapandığını duyduklarında üç arkadaş pelerini indirdi. Her birinin suratına şok ve kafa karışıklığının karışımı kazınmıştı.
"Az önce duyduğumu düşündüğüm şeyi mi duyduk?" diye sordu James, Remus ve Peter'a bakarak.
"Ah, Vanessa'nın deli, zihin kontrol eden ve psikopat olmasını mı kastediyorsun? Evet, ben de onu duydum." dedi Remus, az önce neler olduğunu hala anlamamıştı.
"Pekala, o zaman aynı şeyi mi duyduk? Bunu hayal etmiyorum?" diye açıkladı James. Peter ve Remus kafalarını salladı.
"Bu çok şeyi açıklar." dedi Peter, sandalyelerden birine otururken. James ve Remus da onu takip etti ve oturdular.
"Onlara bunu söylememiz gerektiğinin farkındasınız, değil mi?" diye sordu James.
"Bize inanmayacaklar. Muhtemelen delirdiğimizi düşünecekler." dedi Peter kafasını sallayarak.
"O zaman bunu onlara kanıtlayacağız." dedi Remus yüzünde kararlı bir ifadeyle.
Çevirmen Notu:
BAYILIRIM KAOS MHHHH
Vanessa'ya dikkat edin demiştim... Ama yine de yorum yaparken düzgünce yorum yapın lütfen, abartıya gerek yok.
Bu üçlünün diğer iki yakın arkadaşlarının götlerini kurtarmaya çalıştığını izleyelim bakalım🤠🤠
Bugün muhtemel bir bölüm daha gelir çünkü çok zevkli ilerliyorLELFPEÇFPEŞFPELFPDP
Neyse neyse... KENDİNİZE İYİ BAKIN!! <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙨𝙩𝙖𝙧𝙨 | 𝙨𝙞𝙧𝙞𝙪𝙨 𝙗𝙡𝙖𝙘𝙠⁽ᵗᵘʳᵏᶜᵉ ᶜᵉᵛⁱʳⁱ⁾
Fanfiction"𝑺𝑯𝑬 𝑳𝑶𝑶𝑲𝑺 𝑨𝑻 𝒀𝑶𝑼 𝑨𝑵𝑫 𝑺𝑬𝑬𝑺 𝑻𝑯𝑬 𝑺𝑻𝑨𝑹𝑺. 𝒀𝑶𝑼 𝑳𝑶𝑶𝑲 𝑨𝑻 𝑯𝑬𝑹 𝑨𝑵𝑫 𝑺𝑬𝑬 𝑻𝑯𝑬 𝑴𝑶𝑶𝑵. 𝑰𝑻'𝑺 𝑺𝑼𝑪𝑯 𝑨 𝑮𝑶𝑫𝑫𝑨𝑴𝑵 𝑻𝑹𝑨𝑮𝑬𝑫𝒀 𝑩𝑶𝑻𝑯 𝑶𝑭 𝒀𝑶𝑼 𝑻𝑯𝑰𝑵𝑲 𝑻𝑯𝑬 𝑶𝑻𝑯𝑬𝑹 𝑰𝑺 𝑳𝑶𝑶𝑲𝑰𝑵𝑮 𝑨𝑻...