"Karanlık İşler"

475 10 8
                                    

Elindeki kadehinden bir yudum daha alarak etrafına bakındı. Masaların üstünde gezinen kadınlar, kucak kucağa sarmaş dolaş görüntüler üzerine birde içkisi mide bulantısı yaratmıştı.
Bu iğrenç mekân babası Ayhan Haznedar'a aitti. Aslan bir saat öncesini düşündü. Babasının kim olduğunu anlayamadığı birisiyle telefon konuşmasına şahit olmuş, yıllardır bilmediği bu bataklıktan söz ediliyordu.
" Evet evet, yeni kadınlar getirttim" diyerek oturduğu deri koltukta gerinmişti. Tekrar konuştu.
"Senin parça daha taptaze açmamış bir gülmüş." Kahkaha atıyordu.
"Görmedim ama cok genç ve güzel bir kızmış. "diyerek devam etmişti babası.
Aslan duyduklarının şaşkınlığıyla kendisini burda bulmuştu zaten. Oysa asla gelmeyeceği bi yerdi burası.
Nasıl bir hayal kırıklığıydı bu böylesine içini acıtan.
Kadınlı, erkekli gelen iğrenç kahkahalar, haykırışlar koyu gözlerinin dolmasına sebeb oldu. Burası babasına ait olamazdı.
Müşteri görüntüsüyle girdiği bu bataklık üstüne üstüne gelmeye başladi. Olduğu yere yığılması an meselesiydi. Omzunda hissettiği parmaklarla başını çevirdi.Hissettiği sadece parmaklar değildi.
Hayalkirikligiydi, her kalktığında tekrar düşüren.
Acıydı, sevdikleri tarafından tek tek iliklerine kadar işlenen.
Esmer kadını baştan aşağı süzmeye başladı. Lanet olsun ki babası bütün güzel kadınları buraya toplamıştı. Kadının yanına gelmesindeki amaç belliydi. Ama Aslan böylesi kadınlarla ilgilenmezdi. Gelip geçici birliktelikleri olmuştu elbet.Tek gecelik sürende...
Lakin aşkı tattıktan sonra bırakmıştı bu birliktelikleri. O an onu düşündü. Kendini aşkın kollarıyla sarıp sarmalayan sevgilisini. Nasıl da terketmişti kendisini.Oysa buram buram sevdirmişti gözlerini, dudaklarını, saçlarını, gülüşünü...
Düşüncelerinden sıyrılarak karşısındaki kadına baktı.Bakışlarıyla tiksindiğini gösteren gözleri aslında karşısındaki kadına değildi. Bu iğrençliğin tek sebebi olan babasınaydı. Beklentiyle gülümseyen kadına kayıtsız kalan Aslan deri cüzdanından çıkardığı paraları kadının önüne fırlatıp oturduğu yüksek tabureden kalkıp, asansöre binen çiftin olduğu tarafa yöneldi.Aslında şuan tek istediği loş ışıklar içerisindeki bu bataklıktan kurtulmaktı. Lakin dikkat çekici bi şekilde yazılan Barcode yazısını gördü. Doğrusu merak etti. Kim bilir daha ne boklar vardı.
Oysa nasıl bir bilinmezlik içine girdiğini bilseydi o yazıyı ordan kazırdı.
Asansör kapısının açılmasıyla Barcode'un ne olduğunu anlamasını sağlayan sesleri işitti.Lanet olsun ki bu işi bu odalarda yapıyorlardı.İyi niyeti yine suistimal olmuştu.Oysa Aslan belki diyerek gelen müşterilerin seçtiği kadınlarını kollarına takıp gidiyorlardır diye düşünmüştü.Öfkeli yüzünden ter damlalarını sildi.Kendini sakinleştirip yavaş adımlarla etrafını gözlemleyerek ilerlemeye başladı.
Aniden kapının birinin açılmasıyla aradaki kolonun arkasına saklandı.Dikkatlice izlemeye başladı. Kendinden yapıca daha iri, siyah takımlı bir adam sert bir şekilde emirler yağdırıyordu.Karşı tarafın verebildiği tek cevap olarak zar zor ağlama seslerini işitti. Odanın içinden çıkan diğer takım elbiseli adam kapıyı örtüp iri adamla konuşarak cebinden anahtarlar çıkardı.Birçok odanın anahtarını...
Nihayetinde bulduğu anahtarla kapıyı kitlerken iri adamın sert ikazıyla aceleden cebine koyarken odanın anahtarını düşürdü.Ortamın tiksindirici seslerinden anahtarın yankısı farketmemişlerdi bile.Hızla ilerlemeye başladılar.Gözden kaybolan adamlardan sonra kaslı bacaklarıyla adımlarını daha uzun atarak kıza yardım edebilme umuduyla odanın önüne yöneldi.
Şefkatliydi Aslan. Vazgeçilmez değerleri vardı.Yardıma ihtiyacı olana elini uzatmaktan alıkoyamazdı kendini. Bilindik erkek tiplerinden değildi o.
Hızlı hızlı ilerleyip anahtarı yerden aldı. Kapının kilidini açacakken işittiği sesle irkildi.
" Dur"

DELİCEMRESİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin